20 Kasım 2024
  • Lefkoşa10°C
  • Mağusa9°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt8°C
  • İskele9°C
  • İstanbul10°C
  • Ankara3°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

01 Kasım 2021 Pazartesi 09:40

Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, sizin Evliya Çelebi gibi dur durak demeden, Türkiye’de bu il benim, şu ilçe benim diyerek dolaşmanız tepki topluyor. KTAMS’ın Ercan’daki eyleminden sonra, Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu bile, o artık KKTC’li değil,  Anadolu çocuğudur dedi. Ve tabi transit olarak kullandığınız KKTC’de, bebelere icaa dediğimiz gibi bize icaa dedikten sonra ülken Türkiye’ye döndüğünüz aklıma geldi. Sizin oralarda durumları bilmiyoruz ama, vallahi bizim buralarda durum mayfoşidir. Dütüne afroşilla sürülmüş eşek gibi, osti yiro bir o tarafa bir tarafa dönerken, ne yapacağımızı bilmeden koşuşturup duruyoruz. Videolar,  akaryakıt, tüp gaz zammı derken, cep kısmını geçtik akıldan da oluyoruz. Meclisin kapısı paslandı ne hükümet ne vekiller açamıyor.  Bir zahmet Türkiye dönüşünde Cumhurun başı olduğunuzu hatırlayıp  bir el atıp açsanız diyoruz. 

**

Sn. Ersan Saner, siyasi hayatımı sonlandırmadım. Bu işe nokta koyma zamanı gelmedi diyerek daha durun bakalım bu siyaset arenası daha ne Su koyverenlerden intikam alan Saner’ler görecek imasında bulundunuz. Türkiye kurultaya bile müdahale ediyor söylemlerine ise ben Türkiye’nin müdahale ettiğini görmedim dediniz. Ayşaba, be Ersan ovlucuğumu ne sıkıştırıyorsunuz ama. Onun hem miyop hemde hipermetrop olduğunu bilmiyormusunuz? Evlatcığım ne yakını nede uzağı göremediğinden dolayı çekilen videoyu bile görmedi. Bu nedenle el arabasını bile gizleyemedi. Sucuoğlu’nu kurultay dışında bırakın dediği an çekim yapıldığını bile göremediğinden lades oldu dedi. Sn. Saner, babanızın adı Hıdır değil ama ne yapalım elinizden gelen ancak budur. Geçmiş olsun.

**

Sn. Ali Erbaş, TC Diyanet İşleri Başkanı olarak, Baldız ile birlikte olmak ‘Zina’  değil bombasından sonra, 81 ilde camilerde okutulmak üzere, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasebeti ile hazırlanan Cuma hutbesinde, akordu bozuk saz ve detone olmuş şarkıcı gibi, kulak tırmaladınız. Heybetli Zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğan ve bu kutlu doğuşu gerçekleştiren Atatürk’ün isminden bahsetmemeniz, ağzı yerine başka bir yeri ile konuştu bu nedenle sesi başka bir sese benzedi yorumunun yapılmasına neden oldunuz ve ikinci bombayı da patlattınız. Keşke dut yemiş bülbül gibi susup, ağzıma Japon yapıştırıcısı sürdüler deyip hiçbirşey yapmasaydınız. Sn. Erbaş, siz ve sizin gibi, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ten Öcü gibi korkanlar, gurguramızda (boğaz) düğümlenen hıçkırık gibisiniz. Ne aksırsak, nede öksürsek, sizi bir türlü söküp atamıyoruz. 

**

Sn. Ünal Üstel, geçtiğimiz gün kontrol için hastaneye uğradım. Gazetecilik damarım tutunca, Nükleer Tıp merkezindeki kontrol öncesinde, hastaneyi bir dolaşayım dedim. Ayaktan tanı merkezinde, küçük müdahalelerin yapıldığı bölümün önündeki kalabalığa bakarken bu kadar insana bakmak doktoru barut fıçına döndürür diye düşündüm. Kapıda Dr. Ahmet Soykurt’u görünce, bu yorgunluk fitilinin, barutu patlatmasını beklerken, güler bir yüzün, hastalara insan olduğunu hatırlatan yaklaşımını gördüm. Nükleer Tıp bölümü başkanı Şebnem Aydın’ın, çok bilgili bir doktor olmasının yanı sıra, hemşire Emine hanım ile hastaların başında dört dönmesi bana ‘Yes be annem’ sağlık emin ellerde dedirtti. Sn. Üstel, bir çiçekle bahar olmaz; ama her bahar bir çiçekle başlar. Dr. Şebnem Aydın, Dr. Ahmet Soykurt ve Dr. Cenk Conkbayır’lar ve nice doktor ve hemşireleriniz ile pandemide baharı yaşattınız.  Millet sağlık ekibi olarak sizlerin yetenek ile çalışmanıza hayran, gecenizi gündüzünüze katmadaki duruşunuza ‘Hasta’

**

Sn. Güven Bengihan,  KTAMS olarak, KKTC’yi Urfa’da, Gaziantep’te ve Türkiye’nin birçok şehrinde tanıtacak olan ayrı devletin valisi, tanıtım ajansı Koordinatörü, pardon KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı, tanıtım için gittiği Gaziantep ziyareti dönüşünde, Ercan'da şok eylem yaparak protesto ettiniz. Tanıtım bağı, çapa, ayrı devlet tarlası, iyi ürün vermesi için ayaklarına kara sular inen Tatar’ı, Ercan çemberinde pankart açarak ıslık ve alkışlar eşliğinde koskoca Cumhurbaşkanını saatlerce Ercan’da bıraktınız. Başkan, dünyanın tanıdığı, üzerine titrediği ‘Yavru’yu, tamda video dünyaya tanıtırken, siz bu eyleminiz ile tanıtımın içine ettiniz. Güven başkan, bazen kelimler cam kırıkları gibidir. İnsanın, ağzına dolar. Sussan acıtır. Konuşsan acıtır. Bize yaşatılanlara baktıkça ağzımız kan çanağına döndü.

**

Sn. Fikri Ataoğlu, bizim minik kuşlar bize ilginç bir iddiada bulundu. Güya 27-28 Ekim 2021 tarihleri arasında Antalya'da 3' üncüsü düzenlenen fuara ne hikmetse, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un yanı sıra yardımcı ile müsteşarının da katılmadığı öne sürüldü.  Bakanlığın Tanıtma Genel Müdürünün ve Turizm Fuarlarının olmazsa olmazı, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ile Türkiye’nin en büyük Dış Pazar Tur operatörleri ANEX,ODEON,TUI’nin de ‘No Found’ olması nedeniyle fuarda bir başınıza kaldığınız söyleniyor. Ancak, Kıbrıs Kültürünü talebelik döneminde iyice ezberleyen, bakanların gözdesi, Nazmi Pınar oradaymış. Sn. Bakan, terzinin hatasını ütü, aşçının hatasını maydanoz, Doktorun hatasını toprak örter. Bu No Found’ modundaki fuarın hatasını Pınar gibi çağlayan dil cambazları mı örtecek? İnan bilmiyorum.

**

Sn. Buray Büsküvütçü, MDP Başkanı olarak, eskiden yaptığınız iddia edilen hatalar unutulmuş ve sempati ibreniz yukarılara çıkarken, bir çalışanınıza tehdit ile senet imza attırdığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Ülkücü birisi olarak, bir çalışanınıza, Vatan ve Silistire şarkılarından derlenen potburiyi dinletme yerine, şişhaneden girer, Kasımpaşa’dan çıkarım türküsünü dinlettiğiniz iddiası, bu sempatinin erozyona uğramasına neden oldu. Neyse ki, çıkarıldığın mahkemede yargıç, Cavit amcanın (Covit 19) tuttuğunu öptüğü, kaçanı bile yakalayıp muah muah yaptığı hapishaneye seni göndermeyerek, iki bin Törkiş Liracık kefaletle serbest bıraktı. Buray başkan, tamam herkes bir yaşam seçer ve seçtiği yaşamın bedelini öder. Tamam da hayat ne aşk davasıdır ne ekmek.’HAYAT’ namusunla, onurunla, insan kalabilme mücadelesidir. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Halil Falyalı, inan ben Adalet ablanın yaptıklarına akıl sır erdiremiyorum. Bir bakarsın birisine şiddet uyguladığın gerekçesi ile sana bu işin vebali büyük. Hatır gönül işi sonrasında Adalet terazisinin bir tarafını tak diye bir tarafa vurduramayız. Bu nedenle 70 gün içeri gireceksin derken, diğer taraftan ayni suçtan bir başkasına ‘Tık’ı çıkmıyor. Ne diyelim. Sn. Falyalı, hep yaşananlar sonrasında Allah Kerim diyoruz. Allah’ın Kerim’ine tamam yürekten eyvallah diyoruz. Terazinin bir tarafa tak diye vurduğunu ve bu nedenle Kerim’in kuyusunun derinleştirildiğini görünce, Kerim’in kuyusuna da terazisine de küfürlü hicaz faslından beste ve güfte düzenliyoruz.

**

Sn. Mustafa Naimoğluları, durup dururken, özellikle efendilerin meşhur video ile didişip, gece kurultay rüyası ile yatıp, sabah besmeleyle kurultay ile uyandıkları bir dönemde, kalkmış üreticinin aylardır zamlarla boğuştuğunu, 50 bin kişinin borç batağında aç kaldığını ve üretimde yolun sonuna gelindiğini belirttin. Ve  ocak üstünde dumanı tüten aşa böylesi bir günde pişmiş olduğuna bakmaksızın su kattın. Başkan unutma, Ne demişti atalarımız? Ölen ölür, sürünen sürünür, kalan sağlar bizimdir dememişmiydi? 50 binin iki bini de kalsa onlar için kardır başkan. Bak bazı insanlar Matruşka bebekleri gibidir. İlk gördüğün zaman büyük, ama tanıdıkça küçülürler. Kibirden yanlarına varılamayan bu beyler, Kibirin, bele bağlanmış taş olduğunu ve onunla ne yüzüleceğini ne de uçulamayacağını öğrenecekler.

**

Sn. Bertan Zaroğlu, bu Yüksek Seçim Kurulu, ateş karşısında bozulmayan altın, altın, karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek ve bir partinin üyeleri ve sempatizanlarının oyları ile seçilen siyasetçi makbuldür diyerek Millet Partisindeki üyeliğinizi 49/2015 Siyasal Partiler Yasası mucibince sicilden sildiler. Vallahi bu senin başına gelenler pişmiş tavuğun başına bile gelmedi. Önce kurmuş olduğun Millet partisinin ismi kabul edilmedi. Milleti, Milletin Partisi olarak değiştirdin. Şimdi de Milletin Partisi adaylığın önüne androş (Takoz) konuldu. Ve erken seçimin kapıya dayandığı bu günlerde, aday olman zorlaştırıldı. Sn. Zaroğlu, bu çözümü zor çok bilinmeyenli denklemi nasıl çözeceğin merak konusu oldu. UBP’den veya bir başka partiden seçime girsen, Milletin Partisine yazık olacak. Bağımsız aday olarak seçime girsen, sandık sana ağır ağır voltanı al. Bir başka bahara NAŞ diyecek. Boşa koyduk dolmuyor. Doluya koyduk taşıyor. Ne dersin?

**

Sn. Suna Erdem, gazetecilik zor bir zenaattır be abim. Senin ile birlikte Ada TV’de ve Star Kıbrıs’ta çalışırken, işine olan sevgin ile titizliğin nedeniyle kılı kırk yararak yaptığın haberlere bazı zorbaların şiddet kullanmaya çalıştığını hep gözlemledik. Ama bu defa Adli bir olayın takibi için gittiğin Girne Mahkemesinde sana yapılanlar, edep sınırını aştı. Biraz edep yahu dediklerimiz, gazetecilere yönelik şiddet kullanmaktan bıkıp usanmıyor. Sevgili Suna bunlara boş ver ve kaale alma be abim. Çünkü seninle birlikte, birçok gazeteci arkadaşım,  para ile adam olmadı. Her parası ve siyasi gücü eline geçireni de adam yerine koymadı. Yola devam.

**

Sn. Mustafa Zurnacılar, ‘Yerel Seçim’ erken seçimin önüne geçti. CTP belediye başkan adaylarını kısmen belirlerken, UBP kurultay nedeniyle adaylarını henüz açıklamadı. Ancak bazı belediyelerde adayların isimleri traji yüksek ‘Fiskos Gazetesinin’ manşetinden yayınlanmaya başladı. Yeniboğaziçi Belediye başkanı adayları arasında sizin de isminiz geçiyor. Tabi sizin ile birlikte zorlu ve ciddi bir rakip olacağı öne sürülen Muharrem Kuşaf’ın da aday olacağı iddia ediliyor. Yeniboğaziçi kamp alanındaki tartışmaya nokta koyarak, orada kavga yerine huzurun hakim olmasını sağlamanız, hanenize artı olarak yazıldı. Bunun yanı sıra, kalite insana yapılan yatırımdır düşüncesi ile sahili yeniden düzenleyerek, ‘Al benisi’ yükselterek belediyeye gelir sağlamanız da size ekstra artı sağladı. Yetenekli eski bir futbolcu olmanız nedeniyle, yeteneğin, bir maçı kazandırdığını ama zeka ve takım oyunun şampiyonluğu getirdiğini bilenlerdensiniz. Sorun çözmedeki yeteneğinizi zeka ile birleştirirseniz şampiyonluk kupasını havaya kaldırabilirsiniz. Net.

**

Sn. Cenk Seren, UBP kurultayının yarattığı fırtına ve fırtınanın getirdiği toz duman kurultayın sona ermesi sonrasında durulacak. Tabi doğumun yarattığı sancı, 9 ay 10 gün sonra beklenen normal doğumun yerine 7 aylık erken seçim doğumunu getirdi. Erken seçimi konuşmaya başlarken, sanırım ‘Yerel Seçimler’ onun da önüne geçti. Mehmetçik bölgesinde UBP örgüt başkanlığı seçiminde en yüksek oyu almanız, sanırım belediye başkanlığı seçiminde UBP’de, Mehmetçik Belediyesi başkan adaylığında sizi öne taşıyacak. Sevgili Cenk, azim ve bölge sevgisinin yanı sıra, gecesini gündüzüne katarak çalışma, tekeden bile süt çıkarır. Bu defa bu tekke, Mehmetçik’e gelecek. Ve o Tekke o sütü verecek. Ne dersin?

**

Sn. P.G,  Başbakan Ersan Saner ile birlikte olduğunuz iddia edilen meşhur video ile ilgili mahkeme süreci devam ediyor. Ancak bu video dışında bazı müstehcen videolarda da sana çok benzeyen kadının görüldüğü iddiası, kafalarda soru işareti bıraktı. İnsanlar çift yaratıldı diyorlar. Ama ikizin veya benzerin değilse, O videolardaki kadın, sanki hıh dedi senin burnundan düştü diyorlar. Fizik ayni. Kimya ayni, Şuh hareketler ve elbise sıyırmadaki hareketler ayni olunca, iddianın bini bir paraya tezgahta yerini alıyor. Ve iddia edildiği gibi diğer videolardaki görüntülerde sana aitse, akla sanki bir projenin baş aktörüymüşsün kanaatini uyandırıyor. Sn. P.G, kesilmiş koyuna derisinin yüzülmesi acı vermez. Sanırım projenin bir parçasıysan, bir yerine birkaç videodaki görüntüler de sanırım sana elem vermez. Ayşaba, İnsana hayatı yaşı değil yaşadıkları öğretir. Unutulmasın, gönül insanın kıblesidir. Ve bu tür Alangirli işler ile ne olur o kırmayın diyor..

**

Fıkra

Orucumu açıyorum.

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakıyormuş. “Evrim ne güzellikler yaratıyor!” diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyormus ama her arkasına bakışta ayının daha yaklasmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldirmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam ; “ALLAH” diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın uzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama:

 - “Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?” demis. Adam utanç icinde:

 - “Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz”. demis. Ses: “Peki.” diye karsilik vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamış. Herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmis, iki pençesini de göğe dogru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış:

 - “ALLAH'ım, senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere...

250708033_892187264762429_2278111640583499752_n.jpg250440590_992035824679515_3469778040465854218_n.jpg251107059_728586758544110_7186396194766105760_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA