STRATEJİK ANLAŞMA GÖRÜŞÜLEMEZ

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile ana muhalefet partisi AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu arasında başlayan ve Rum hükümet yetkilileri ile diğer siyasi partilerin de katıldıkları Guterres çerçevesinin ne olduğuna ilişkin tartışmalar gündemdeki yerini korumayı dün de sürdürdü.
Fileleftheros ve diğer gazeteler, “Guterres çerçevesinin ne olduğu, çerçevenin o dönemin BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide tarafından Kıbrıs Rum tarafına nasıl sunulduğu ve Kıbrıs Rum tarafınca verilen yanıta ilişkin” iddia ve haberlere geniş yer verdiler.
Fileleftheros gazetesi: “İşte Belgeyle Neler Olduğu – Netleştirme İstendi – Stratejik Anlaşma Görüşülemez” başlıkları altında manşet ve iç sayfalarından geniş yer verdiği haberinde, 30 Haziran-4 Temmuz 2017 tarihleri arasında yaşanan sürece ilişkin iddialarda bulundu.
Gazete, 30 Haziran-4 Temmuz 2017 tarihleri arasında BM Genel Sekreteri, Eide ve Rum hükümeti arasında yapıldığını iddia ettiği istişarelere geniş yer verdiği haberinde özetle, Eide’nin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 30 Haziran 2017 tarihli görüşmede söylediklerini değiştirerek, farklı bir belge sunduğunu, Rum hükümetinin ise buna itiraz ettiğini iddia etti.
Öte yandan Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu, AKEL Genel Sekreteri Andros Kirpainu, DİSİ Başkanı Averof Neofitu ve diğer bazı siyasi parti yetkilileri de dün konuya ilişkin açıklamalarda bulundular.
Habere göre Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu, “Kıbrıs Türk tarafıyla stratejik anlaşmanın görüşülemeyeceğini” açıkladı.
Prodromu, “Akıncı’nın stratejik anlaşmaya ilişkin yaptığı sözde öneri, Kıbrıs Türk liderin garantiler ve askeri varlıktan söz etmemesi sebebiyle görüşülemez” şeklinde konuştu.  
Prodromu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklamasıyla “Asıl konu, Kıbrıs Türk tarafında, Guterres Çerçevesinin garantilerin kaldırılmasını kapsadığı şeklinde bir şüphenin var olduğudur” iddiasında bulunarak şunları söyledi:
“Guterres çerçevesi, tarihlere bakılmaksızın, tektir ve her şey bir yana, ilk kez, garantiler-müdahale haklarının kaldırılması ve askerin çekilmesini ortaya koymaktadır”.
Prodromu ayrıca, Kıbrıs Rum tarafının BM’nin danışman atamasına da müzakerelerin başlamasına da evet dediğini, Türkiye’nin beklendiğini iddia ederek, Guterres çerçevesinin “tek ve gayrı resmi bir belge olduğu” iddiasını yineledi.
DİSİ Başkanı Averof Neofitu da dün yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin yeniden başlamamasının sorumlusunun Anastasiadis ve Kıbrıs Rum tarafı olmadığını iddia etti.
Neofitu, BM Genel Sekreteri’nin, tarafların görüşlerini yoklayacak bir temsilci atamasına Kıbrıs Rum tarafının hemen olumlu yanıt verdiğini ancak “Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının henüz bu atamaya onay vermediklerini” öne sürdü.
Neofitu, Guterres çerçevesinin ilk olarak 30 Haziran tarihinde taraflara ve garantör ülkelere “izah edildiğini ancak tarafların, o akşamki yemekte dile getirilen çerçevenin yazılı olmaması sebebiyle, Guterres’in ne kastettiğine ilişkin farklı yorumlarda bulunmaları üzerine, Guterres’in tam olarak ne dediğinin 4 Temmuz tarihinde liderler yemeğinde netleştirildiğini” iddia etti.
AKEL’İN TUTUMU DEĞİŞMEDİ
Gazete bir diğer haberinde, AKEL Merkez Komitesi Kıbrıs İşleri Sorumlusu Tumazos Çelebis’in dün Rum Başkanlık Sarayı’na giderek Anastasiadis ile Guterres arasındaki yazışmaları okuduğunu ancak bunun AKEL’in görüşünü değiştirmediğini yazdı.
Habere göre Çelebis, dün AKEL Polit Bürosu’nu konu hakkında bilgilendirirken, “Kıbrıs sorununda durumun çok endişe verici olduğu ve Anastasiadis’in kritik bir anda ülkenin çıkarlarını değil başkanlık koltuğunu seçtiğini” söyledi.
Açıklamada, Anastasiadis’in taktiğinin sürekli şartlar öne sürmek yönünde olduğu ve bu tutumunun Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki planlarını kolaylaştırdığı iddia edildi.
Öte yandan AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ise bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bazı kesimlerin bilerek yada bilmeyerek Türkiye’nin iki devletli çözüm politikasına hizmet ettiklerini” iddia etti.
Kiprianu, Türkiye’nin KKTC’yi her geçen gün ekonomik anlamda kendisine daha çok bağladığını savunarak Türkiye’ye yönelik suçlamalarda da bulundu.
Politis gazetesi ise konuya ilişkin haberlerini: “Guterres Çerçevesi Böyle Belirlendi – Kıbrıs Rum Tarafının Eide’den İstediği Değişikliklerin Tutanakları – 30 Haziran’dan 4 Temmuz’a Kadarki Sürede Guterres Çerçevesinin ‘Versiyonlarıyla’ Neler Oldu” başlıkları altında manşet ve iç sayfalarından okuyucusuna yansıttı.
Gazete, Guterres’in 30 Haziran tarihinde sözlü olarak dile getirdiği ve Eide tarafından yazıya dökülen çerçeveye Kıbrıs Rum tarafının yaptığı itirazları içerdiğini iddia ettiği kupürlere geniş şekilde yer verdi.
Diğer gazeteler ise konuya ilişkin haberlerini şu başlıklarla yansıttılar:
Alithia: “Neofitu: Bazıları Anlamıyormuş Gibi Yapıyor – AKEL Eleştirilerinde Israrcı”.
Haravgi: “AKEL’in Tutumunda Bir Değişiklik Yok”.