ŞEKER TÜKETİMİ NASIL AZALTILIR

Uzmanlar, gün içinde tükettiğimiz pek çok yiyecek ve içeceğin şeker içerebildiğini, vücuda fazla şeker yüklenmesine neden olan bu durumun da sağlığımıza zarar verdiğine dikkat çekiyor.

Etiketlerdeki gizli adlara dikkat!

Şeker ilavesiyle lezzetli hale getirilemeyecek bir gıda yoktur. İşlenmiş gıdalar ve pastane ürünleri, şeker barındırmadıkları zaman lezzetli olmazlar. Şeker ilavesi her türlü hazır gıdanın tüketilmesini teşvik ederek alışkanlık kazandırır. Rafine şeker, marketlerdeki pek çok fabrikasyon gıdada değişik oranlarda; kahverengi şeker, mısır şurubu, nişasta bazlı şeker (NBŞ), maltoz, fruktoz, şeker kamışı ve şurubu gibi değişik adlarla yer alır. Şeker aynı zamanda morfin benzeri bir etki yaratarak bağımlılık ve alışkanlık yaratır.

Nerdeyse her yiyecek ve içecekte bulunur

Rafine beyaz şekerden kaçınmak neredeyse imkansızdır. Beyaz toz veya kesme şekerin yanı sıra başta fruktoz olmak üzere değişik diğer şeker bileşikleri işlenmiş market ve pastane ürünlerinin büyük bir kısmında yer alır. Hiç tahmin edilemeyecek gıda maddeleri bile şeker içerir. Ekmek, kraker, tuzlu bisküvi, ketçap, mayonez, çorba, sos, yoğurt, turşu gibi gıdalarda da şeker mevcuttur. Dolayısıyla ilave şeker içeren yiyecek ve içecek tüketimini azaltın. Bunun için gıda etiketlerini okumayı alışkanlık haline getirin. Şekerli içecekler yerine su tüketimini alışkanlık haline getirin. Tatlı krizleriyle baş edemiyorsanız şeker ihtiyacınızı atalarımız gibi meyvelerden karşılayın. Çocuklarınıza da bu alışkanlıkları aşılayın.

Doğal besinlerden almak yeterlidir

İnsanlık tarihi göz önüne alındığında şeker aslında yeni bir besindir. Meyve, sebze, tam tahıl ve baklagillerde doğal olarak bulunan şeker bileşiklerinin yerini günümüzde rafine beyaz şeker almıştır. Şeker denildiğinde akla ilk gelen glikoz ve fruktozdur. Aslında insan vücudu; protein ve yağlardan glikoz ve fruktozu üretebilmektedir. Bu nedenle doğal besinler dışında şeker tüketilmesine gerek yoktur.

FAZLASI SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLER?

BAĞIŞIKLIĞI ZAYIFLATIR

Çok fazla şeker, bağışıklık sisteminin hastalıklara yol açan virüslerle mücadelesini zorlaştırır. Aynı zamanda kan hücrelerinin virüs ve bakterilerle mücadele etmesi için ihtiyaç duyduğu C vitaminini de yok eder.

KARACİĞERİ YAĞLANDIR

Şeker vücutta sindirildikten sonra karaciğerde toplanır ve fazlası da karaciğerde yağ olarak depolanır. Toplumumuzda en yaygın hastalıklardan biri olan karaciğer yağlanması tehlikelidir, zamanla siroza ve karaciğer yetmezliğine yol açabilir.

KİLO ALDIRIR

Aşırı rafine şeker tüketmek, insülin direnci ve yağ depolamak anlamına gelir. İnsülin bilindiği gibi yağ yakan değil, yağ depolamasına yol açan bir hormondur. İnsülin direnci var oldukça ve insülin seviyesi arttıkça hücre yağ yakmaz, yağ depolar. Depolanan yağ, insülinin daha da artmasına neden olarak kısır döngü yaratır.

HAFIZAYI ZAYIFLATIR

Bilimsel araştırmalar şekerin hafıza düşmanı olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun en somut örneği şeker hastalarıdır. Bu hastalarda beyin harabiyeti daha erken başlayıp daha hızlı seyir gösterir. Yani şeker, beyni de hızlı ve erken yaşlandırır.

DAMARLARI TIKAR

Şeker damar sertliğinin en önemli nedenlerinden biridir. Sofra şekeri, mısır şurubu veya tatlandırıcılar içeren gıdalar damar tıkanıklığına, hipertansiyona, kalp yetmezliğine ve diğer kalp hastalıklarına yol açabilir.

CİLDİ YAŞLANDIRIR

Şeker cildin sıkılaşmasını ve elastikiyetini sağlayan kolajen ve elastin proteinlerine zarar verir. Bu durum da zamanla ciltte kırışıklıklara ve sarkmalara yol açar.

BAĞIRSAK FLORASINI BOZAR

Sağlıklı bağırsak florası zararlı bakterilere karşı sindirim sistemini korur. Bağırsağa ne kadar fazla şeker girerse hastalığa yol açan maddeler o oranda çoğalır. Mantarlar ve parazitler de şekerle tetiklenir.