“NEDEN BATI AVRUPA DEĞİL DE ASYA GRUBUNDAYIZ”

Fileleftheros, Birleşmiş Milletler (BM) 75’inci Genel Kurul Başkanlığı’na Türkiye’nin adayı, eski Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Büyükelçi Volkan Bozkır’ın seçilmesini mercek altına aldı.

Haberi “Bozkır Başkanlığı Aldı… Rakipsiz Şekilde BM 75’inci Genel Kurulu’na Başkanlık Edecek… Türkiye Diplomatik Başarısı İçin Bayram Yapıyor… Kıbrıs, 60’lı Yıllardaki Tercihlerinin Esiri” başlık ve spotlarıyla aktaran gazete, Bozkır’ın seçilme sürecine, Türk basınındaki yansımalara yer verdi ve Türkiye’nin bu başarıyı, uluslararası barışın ileri götürülmesindeki rolünün tanınması olarak yorumladığını vurguladı.

Bozkır’ın Türkiye tarafından 2014’te Batı Avrupa ülkeleri grubu adına aday ilan edildiğini hatırlatan gazete BM Genel Kurul Başkanı seçiminin, Güney Kıbrıs’ın neden Türkiye’nin de İsrail’in de mensubu olduğu Batı Avrupalı ülkeler grubunda (WEOG) değil de Asya ülkeleri grubunda yer alıyor olduğu sorusunu yeniden gündeme getirdiğine vurgu yaptı.

60’LI YILLARDAKİ TERCİH ASYA GRUBUNA ESİR ETTİ

Gazete Güney Kıbrıs’ın, bugün BM ülke gruplarına katılım konusunda yaşadığı sorunun köklerinin, dönüşümlü olarak BM Genel Kurul Başkanlığı ve Güvenlik Konseyi’nin Daimi olmayan üyeliklerinin belirlenmesi maksadıyla coğrafik grupların oluşturulduğu 60’lı yıllara uzandığını belirtti.

Haberde 60’lı yıllarda Kıbrıs yönetiminin, Çin’in ve Bağlantısızlar Hareketi’nin sahip olduğu gücü dikkate alarak, daha çok destek ve seçilme imkanı bulacağını düşünerek Asya grubunu tercih ettiği kaydedildi. Bir dönem bu tercihin olumlu sonuç da getirdiği ancak süreç içerisinde bu tercihin esiri olduğu da belirtildi.

Habere göre Rum yönetimi geçmişte, WEOG’a katılma olanağı konusunda nabız da yokladı ancak ‘kamp’ değiştirme olanağı bulamadı. Diplomatik kaynaklar, bugünkü olgular ve güçler dengesi nedeniyle de böyle bir değişikliğin zor hatta imkânsız olduğuna vurgu yapıyor. Güney Kıbrıs’ın bugün WEOG’a üye olmaya çalışması halinde Türkiye’den veto yiyeceğine dikkat çekiliyor ve oy birliği şartının altı çiziliyor.