LEFKE SAHİL ŞERİDİ KIBRIS TÜRK KURUCU DEVLETİ’NİN SINIRLARI İÇERİSİNDE KALMALI

Lefke Yöresi Sivil Toplum Örgütleri Koordinasyon Komitesi, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması durumunda, Lefke Sahil Şeridi’nin Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin sınırları içerisinde kalması gerektiğini savundu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı ziyaret eden Komite temsilcileri tarafından  Cumhurbaşkanı Akıncı’ya verilen metin, basına da dağıtıldı.

Yazıda, müzakerelerde Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin toprak oranı yüzde 29.2’de kalsa dahi, ekonomik potansiyel ve değeri yüksek olduğundan dolayı Lefke Sahil Şeridi ve yörenin “Türk Kurucu Devleti sınırları içerisinde” kalması gerektiği savunuluyor.

“2004 PLANI’NDAKİ GİBİ KALIRSA SAHİLLERDE SÖZ HAKKIMIZ OLMAYACAK”

2004’te referanduma sunulan çözüm planında Lefke Sahil Şeridi’nin tümünün, Rum Kurucu Devlet sınırları içerisinde olduğu kaydedilen metinde, “Buranın bu şekilde kalması durumunda, Lefke, Gaziveren, Doğancı, Taşpınar, Çamlıköy, Yukarı Cengizköy ve  Bağlıköy’de oturan yurttaşlarımızın kendi  sahillerinde söz hakları kalmayacak, sahilin bağlı olacağı, ne merkezi ve ne de yerel idarenin oluşumuna hiçbir şekilde etki edemeyecektiler” denildi.

BM yetkililerinin, söz konusu planda Kurucu Devletlerin sınırlarını klasik Türk ve klasik Rum köyleri dikkate alınarak hazırlandığını savunduğu kaydedilen metinde, Lefke Sahil Şeridini oluşturan; “Gemikonağı Soli ve Denizli Mahalleleri- ki Gemikonağı Soli Mahallesi bugünkü Yedidalga köyünün Lefkoşa -Poli/Baf anayolunun kuzey kısmını da içermektedir – ile Cengizköy’ün sahil kısmının klasik Rum köyleri olmadığı” belirtildi.

“GEMİKONAĞI SOLİ MAHALLESİNDEKİ TOPRAKLARIN YÜZDE 53’Ü TÜRKLERİN”

Metinde; “Gemikonağı Soli Mahallesindeki toprak mülkiyetinin takriben yüzde 53’ü Kıbrıslı Türklerin, yüzde 47’si  Kıbrıslı Rumlarındır. Gemikonağı – Denizli Mahallesinde ise toprak mülkiyetinin yüzde 85’i  CMC Maden Şirketinin geriye kalan yüzde 15 lik kısmı da hemen hemen eşit oranlarda Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlarındır. Bu mahalledeki tüm konutların ise yüzde 90’dan fazlası anılan şirketin olup tümünde halen Türkler oturmaktadır. CMC’nin mülkiyetine geçmiş arazisinin tümü  Türklerden rızaları hilafına yok pahasına  istimlak edilmiş arazilerdir. Birde şunu eklemek gerekir ki, Gemikonağı Soli ve Denizli  Mahalleleri 1934 yılına kadar Lefke yerleşim birimi toprağı idi ve Gemikonağı diye bir köy yoktu. Cengizköy ise her zaman bir Türk köyü olup, esas köyün oturduğu arazi kesimi, 1963 olaylarından sonra da hep Türklerin kontrolünde kalmıştı” denildi.

Metinde, Lefke yöresinde Türk köyleri arasında sıkışmış bulunan ve BM yetkililerince “klasik Rum köyü” kabul edilen Yeşilyurt, Yedidalga ve Bademliköy’de 1974 öncesinden beri Kıbrıslı Türklere ait hatırı sayılı miktarda gayri menkul bulunduğundan Türk Kurucu Devleti sınırları içerisinde kalması gerektiği savunuluyor.

“LAÜ İÇİN YAPILACAK TESİSLER BİR AN ÖNCE BAŞLAMALI”

Lefke  Avrupa Üniversitesi’nin artan yatırımlarına da işaret edilen açıklamada, LAÜ’ye tahsis edilen 15 dönümlük araziye eğitime dönük otel ve sosyal tesislerin inşasına bir an önce başlanmasının toprak pazarlığında Lefke Sahil Şeridinin “müstakbel Türk Kurucu Devleti” sınırları içerisinde kalmasına zemin yaratacağı ifade edildi.

GEMİKONAĞI LİMANI

Gemikonağında CMC olarak bilinen maden ocağına talep olan  Port İSBİ Şirketi’nin Gemikonağı Liman ile ilgili etüt çalışmalarını tamamladığına işaret edilen metinde, çevreyle barışık ve çevreye duyarlı Gemikonağı Limanı inşası için gerekli kararların üretilmesini istediklerini ifade etti.

Büyük bir çevre sorunundan kurtulmak ve yeni yatırım mekanları yaratmak için de bölgedeki maden atıklarının temizlenmesinin teşvik edilmesi gerektiği de kaydedildi.

CENGİZ TOPEL MÜZESİ

Komitenin yazısında “Lefke Sahil Şeridinde,  Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Anıtı ile CMC Maden Şirketi eski iskelesi arasında tasarlanan 500 metrelik gezi alanı için eski iskele binalarının yerleşim birimi içerisinde kalmış Gece Kulübü’nün Cengiz Topel Müzesine dönüştürülmesi” talep ediliyor.