Bakanlığınızla son birkaç yıl içinde yürüttüğümüz eczane açılışlarıyla ilgili mesafe sınırlandırlımasını içeren çalışmalarımızın ürünü olan tüzük taslağ, bakanlar kuruluna gelmeden, KKTC Eczacılık fakültelerinde öğrenim görenler tarafından büyük tepkilere neden olmuş ve çalışmamızı ister istemez bir kaosa sürüklemiştir.

Tüm bu yıpratma kampanyalarına rağmen bu tüzük 12 Haziran 20115 tarihli resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmiştir.

Bu tüzük mevcut eczacılar yanı sıra ileride mezun olacak eczacılık öğrencilerini de meslek uygulaması yanı sıra, ekonomik açıdan da bir miktar koruyacak şekilde, yeni açılacak eczaneler arasında 350m uzaklık öngörmektedir.

Bu makul ölçü bile, eczacılık öğrencileri, aileleri ve tarafıtarları tarafından, “eczane açılmasının yasak ya da imkansız hale geleceği” şeklinde yorumlanmıştır. Bu vehime kapılan öğrenciler, siyasi partileri ve hükümeti kışkırtarak anlamsız bir kavga içine girmişlerdir.

Üzülerek görmekteyiz ki, öğrencilerimiz ileride atılacakları eczacılık mesleğini 350 m uzaklık kıstası ile daha düzgün ve daha avantajlı şekilde yürütebileceklerinin farkında değildirler ve hiçbir kıstas ve öngörünün olmadığı kaotik eczane enflasyonunun onlar için tehlike yaratacağının bilincine değildirler.

Tam tersini yapıp, siyasi ve sosyal baskı kurarak mesleklerini koruyacak bu önlemleri ortadan kaldırma yönünde siyasi kulis ve eylemlere başvurmaktadırlar. Tüm çabaları, tüzüğü geçersiz kılmak için yeni bir yasa ile bu düzenlemeleri berhava etmektir. Yasa taslağı ile siyasi baskı ile tüzüğü ortadan kaldırmayı hedeflemektedirler.

K.T. Eczacılar Birliği yönetimi ve üyeleri olarak inanıyoruz ki, yaşanan bu trajedinin gerçek sorumluları ne eczacılar ne de öğrencilerdir. Eczacıların feragat yaparak, düzenlemeden vazgeçerek bu  öğrencilerin geleceğini kurtarmaları imkansızdır.

Bizim beklentimiz, bu sorunu çok geç fark eden, önceden planlayamayan ve hala daha önlem  alamayan yetkili ve yöneticilerin bu öğrenci gençler için mesleklerini uygulayabileceği çalışma alanları yaratmasıdır.

Aşağıdaki önlemlerin acilen alınması gerekmektedir.

1. Hükümet Kamu ve özel hastanelerin tümünde, devlet laboratuarında, ilaç eczacılık dairesinde, ecza depolarında eczacı istihdam edileceğini deklare etmeli, münhal açmalıdır.
2. Kamuda görev alacak eczacıların 4 yıllık fakülte eğitiminin yıllardır 5 yıla çıkmasına rağmen eski baremde tutulmalarından vazgeçilmelidir.
3. Yeni eczacılık fakültesi açılmasına izin verilmemelidir.
4. YÖDAK’ın düzgün ve bilimsel kriterlere göre davranması istenmelidir.

Sonuç olarak: Eczacılık öğrencilerini Eczacılar ile çarpıştırmak, aralarına nifak sokmaya çalışmak yerine, bu öğrencilerin gelecekteki çalışma hayatını verimli kırmak için sorumluluk alıp harekete geçmenizi arzu etmekteyiz.

Şu anda 180 olan eczane sayısını 4-5 yıl sonra 360-400 e çıkmasının sorumluları yöneticilerdir.

Bu yükü Eczacılar Birliği ve üyelerinin omuzlarına yığmak adil ve insani bir tutum değildir.

KTEB,  Devlet, hükümet, bakanlık yetkililerinin önlemlerini deklare etmesinden, eczacılık fakültelerine yığılmaları en erken bir zamanda durdurmasından sonra elini taşın altına koymaya ve adil bir uzlaşmaya hazırdır.

Kamuoyuna ve yetkililere saygı ile duyurulur..