28 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele17°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara3°C

KEŞFEDİLEN “GARİP” YENGEÇ TÜRÜ MODERN TÜRLERİN EVRİMİNİ YENİDEN ELE ALMAYA ZORLUYOR

“Bu keşif insanın kendisine ‘dışarıda keşfedilmeyi bekleyen başka neler var?’ diye sormasına neden oluyor”

Keşfedilen “garip” yengeç türü modern türlerin evrimini yeniden ele almaya zorluyor

26 Nisan 2019 Cuma 11:17

İri gözler, geniş kıskaçlar, yüzgeç şeklindeki bacaklar ve ıstakoza benzeyen bir kabuk… Bilim insanları yeni keşfedilen türü “şimdiye dek yaşamış en garip yengeç” sözcükleriyle tarif ediyor.

Kolombiya’da bulunan fosiller yüzen yengeçlerin (Portunidae) yaklaşık 95 milyon yıl önce yaşamış yeni bir evrimsel dalını açığa çıkardı.

Bu küçük yaratıklar diğer sulak alanlarda yaşayan eklembacaklılara çok benzeyen özellikleri aynı anda karışık olarak barındırmalarıyla paleontologlara kimeraları (Yunan mitolojisinde aslan başlı, keçi gövdeli ve yılan kuyruklu canavarlar) anımsattı.

Alışılmadık karışımdaki özellikleri nedeniyle türe, “şaşırtıcı güzellikteki kimera” anlamına gelen Callichimaera perplexa ismi verildi. Bu tür, 250 milyon yıl önce soyu tükenen deniz akreplerinin ardından yüzgeç benzeri bacaklı yüzen yengeçlerin en eski örneği oldu.

Keşfi ABD’nin saygın üniversitesi Yale’den paleontolog Javier Luque’nin başını çektiği uluslararası araştırma ekibi yaptı.

Dr. Luque, “Callichimaera perplexa o kadar benzersiz ve acayip ki yengeç dünyasının ornitorengi denilebilir. Bu yeni fosil yeni canlı biçimlerinin nasıl evrimleştiğini ve zaman içinde nasıl bu kadar farklılaştıklarını anlamak için ipuçları sunuyor” dedi.

Dr. Luque sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yengeçleri genellikle geniş kabukları, güçlü kıskaçları, uzun göz saplarındaki küçük gözler ve vücudunun altında gizlenmiş küçük kuyruklarıyla hayal ederiz. Callichimaera bu yengeçvari özelliklere meydan okuyor ve bir yengeci yengeç yapan tanımlarımızı yeniden düşünmeye zorluyor.”

And Dağları’nın Kolombiya’da kalan bir kesiminde keşfedilen fosilleşmiş canlılar Kretase döneminde sığ bir denizin kıyısında yaşıyorlardı.

Araştırmacılar yumuşak kil içerisinde beraberinde yüzlerce karides ve ıstakoz benzeri kabuklu kalıntısıyla birlikte 70’den fazla örneği açığa çıkardı.

Dr. Luque, fosiller bozuk paradan daha büyük olmasa da çok iyi korunmuş olmalarının yüzgeç benzeri bacaklar ve iri gözler gibi ayrıntıları teşhis etmelerine imkan tanıdığını söyledi. Bu veriler yengeçlerin bugün yaşayan çoğu yengeç gibi yan yan yürümek yerine yaşamlarını yüzerek geçirdiklerini düşündürüyor.

Dr. Luque, Callichimaera’nın bu “alışılmadık ve sevimli” görünüşündeki küçük boyut, göz yuvası olmayan bileşik büyük gözler, bükük kıskaçlar, ayak benzeri ağız parçaları, açıkta kalan kuyruk ve uzun vücut gibi özelliklerinin, paljik yengeç larvalarının tipik özellikleri olduğunu belirtti.

Dr. Luque ayrıca, bunun gelişimdeki zamanlama ve oranların değişmesi yoluyla türün bazı larva özellikleri korunarak ve güçlendirilerek minyatürleşmiş erişkinler oluşturmasına bir örnek olduğunu söyledi.

Bu süreç “heterokroni” olarak isimlendiriliyor ve evrimde yeni vücut parçalarının oluşmasına neden olduğuna inanılıyor.

Dr. Luque sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün hala evrim ağacının uzak geçmişten tamamen yeni dallarını bulmaya devam etmemiz çok heyecan verici. Özellikle de tropik kuşak bölgelerinden ki bu bölgeler bugün çeşitliliğin sıcak bölgeleri olsa da geçmişteki çeşitlilikleri açısından daha az bilgiye sahibiz. İnanılmaz ölçüde detay var ve onları sanki dün yaşamışlar gibi yeniden inşa edebildik.”

Fosillerin yüksek kalitesi araştırmacılara yengecin 3 boyutlu detaylı bir benzetimini yaratmasına dahi olanak tanıdı.

Dr. Luque şu ifadeleri kullandı:

“Daha eski kayaçlarda, örneğin yaşamın çok sayıda yeni form oluşturarak patlama yaptığı Paleozoik döneme ait olanlarda, yeni vücut biçimleri yaygın şekilde bulunur. Orta Kretase dönemine ait bu keşif  özellikle de tropik kuşakta, daha yeni dönemlere ait hala keşfedilmeyi bekleyen garip canlılar bulunduğunu gösteriyor. İnsanın kendisine ‘dışarıda keşfedilmeyi bekleyen başka neler var?’ diye sormasına neden oluyor.”

Çalışma Science Advances adlı bilimsel yayında yer aldı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA