23 Nisan 2024
  • Lefkoşa32°C
  • Mağusa31°C
  • Girne27°C
  • Güzelyurt32°C
  • İskele31°C
  • İstanbul23°C
  • Ankara25°C

DOKUZ YILDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERE İMZA ATTIK

Dokuz yılda köklü değişikliklere imza attık

22 Şubat 2014 Cumartesi 09:06

ANKARA  İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, görevi bırakmasına sayılı günler kala Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, dokuz yıllık genel sekreterlik sürecine dair değerlendirmelerde bulundu. Dokuz yıllık genel sekreterliği boyunca İİT'de köklü değişiklikler yaşandığına işaret eden İhsanoğlu, bu süre zarfında teşkilatın gücünün ve etkisinin arttığını, reformlarının etkilerinin uzun vadede daha iyi görüleceğini dile getirdi. BM Güvenlik Konseyi'nin geçen ekimde İİT gündemi ile toplandığını hatırlatan İhsanoğlu, şunları kaydetti: "O toplantıda daimi ve geçici üyeler, 15 ülke temsilcisi söz alarak İİT'yi dünyanın ikinci büyük teşkilatı, bazıları ise BM ile beraber dünyanın en büyük iki teşkilatı şeklinde algıladıklarını söylediler ve gerek siyasi gerek ekonomik işbirliği gerek insani konulardaki hizmetlerimizi, BM ile olan yakın işbirliğimizi övdüler ve bunun artırılmasını istediler. Bu aldığımız noktadan ulaştığımız noktayı göstermesi bakımından çok önemlidir çünkü aldığımız noktada hiç kimse İİT'nin adını dahi bilmiyordu." İhsanoğlu, Genel Sekreterliği devraldığında İİT'nin üye ülkelerce dahi yeterince tanınmadığına dikkati çekerek, teşkilatın dokuz yıl zarfında Şanghay örgütünden AB'ye bölgesel ve küresel kuruluşlar tarafından tanınır hale geldiğine işaret etti.  Demokrasi, insan hakları, iyi yönetişim, kadın ve çocuk hakları gibi evrensel değerler konusunda önemli mesafe katedildiğine dikkati çeken İhsanoğlu, ticaret alanında da önemli adımlar atıldığını, 2005'te 205 milyar dolar olan teşkilatın iç ticaret hacminin 2012 itibari ile 742 milyar dolara yükseldiğini belirtti. Azerbaycan'ın davasını destekledik Genel Sekreterliği süresince Türkiye açışından çok önemli gelişmeler sağlandığını söyleye İhsanoğlu, Kıbrıs konusundaki çalışmaları hakkında da şöyle konuştu: "Seçildiğim günden itibaren sayısız defa Kıbrıs'a gittim ve her gidişimde yeni bir faaliyet, yeni bir destek sağlamaya çalıştım. Kıbrıs Cumhurbaşkanını davet ettik, böylece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı ilk defa teşkilatımızı ziyaret etmiştir. Eğitim, turizm, yatırım, ekonomik projelerle ilgili değişik İslam ülkelerinden heyetler davet ederek toplantılar yaptık, onları orada yatırım projeleri yapmaya teşvik ettik. Turizm ve ticareti artırmayı teşvik ettik. Kıbrıs'ın İslam ülkeleriyle ticareti son yıllarda iki kata çıktı. 2005'ten 2012'ye kadar 57 milyon dolardan 121 milyon dolara kadar yükseldi." Dine dayalı ayrımcılıkla mücadele İslam dünyası adına İslamfobi ile mücadelede önemli girişimlere imza attıklarına işaret eden İhsanoğlu, "Karikatür hadisesinden sonra Benediktus'un peygamber efendimize ve İslamiyet’e hakaretamiz sözlerinden sonra çok büyük mücadeleler verdik ve sonunda biz kazandık ve  dine dayalı ayrımcılığın önlenmesine dair BM İnsan Hakları Konseyi'nden önemli bir karar çıkarttık" diye konuştu. İhsanoğlu, Ortadoğu'daki Arap Baharı'yla ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi: "Herkesin kafasının karışmasının temelinde baştan beri bu hadiselere bahar denmesidir. Bu yanıltıcı bir benzetmedir. Ben buna ilk günden itibaren karşı çıktım. Yani 'Bahar demeyelim', bahar çok yanıltıcı bir şeydir. Bunlar ne bahardır ne devrimdir. Bunlar patlamalardır. 30, 40, 50 senelik zulüm, istibdat, kötü yönetim, yoksuzlukların neticesindeki patlamalardır.  Demokrasi yolu çok uzun Baharla ilgili bir benzetme kullanılacaksa bunun sonbahar olması gerektiğini ifade eden İhsanoğlu, şunları söyledi: "Neyin sonbaharı? Diktatörlerin sonbaharı, diktatörler gitti. O sonbahar uzun sürdükten sonra arkasından çok kötü bir kış geldi. Şimdi gördüğünüz o hadiseler ve saire hepsi bu. Şimdi burada şu neticeyi de çıkarıyoruz; bu halkların, bu ülkelerin demokrasiye ulaşmak için daha birtakım dönüşümleri yaşaması lazım. Bu ülkelerin hiçbirisinde siyasi parti yok. Siyasi ekoller yok. Sağ yok, sol yok, liberaller yok, demokratlar yok, milliyetçi yok. Bir tek İslamcı gruplar var, onlar da siyasi olmaktan çok sosyal, dini hareket olarak başlamışlardır sonra siyasiye dönüştüler ve tecrübeleri de olmadığı için bu ülkelerde istikrarlı bir gelişme olmadı." Mısır konusunda da alınması gereken uzun bir yol olduğunu belirten İhsanoğlu, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde aldığı yolu hatırlatarak, "Demokrasi yolu çok uzun, bir Türk olarak Tanzimat’tan bu yana kaç sene geçti? 60 seneden beri üç tane askerin idaresinde olan bir ülke" ifadesini kullandı. İhsanoğlu, ocakta yapılması planlanan Cenevre-2 toplantısıyla ilgili de muhaliflerin aralarındaki ihtilafları terk ederek tutarlı bir heyet halinde toplantıya katılmaları gerektiğini, Cenevre-1 nihai bildirisinde de yer alan geçici hükümeti kurmak, anayasal rejimi tesis etmek, seçimlere gidilmesi gibi temel unsurların hedeflenmesi gerektiğini dile getirdi. İstanbul'da dinleneceğim  İhsanoğlu, Genel Sekreterlik görevinden sonra ne yapacağı sorusuna, İstanbul'da dinleneceği ve kitap yazma çalışmalarına devam edeceği yanıtını verdi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA