CHP GENEL BAŞKAN ADAYI İLHAN CİHANER:KÜRTLERİN SEÇME SEÇİLME HAKKI ELLERİNDEN ALINDI; ETİK İTTİFAKLAR KURMALIYIZ

Partisinin genel başkanlığına adaylığını açıklayan CHP Genel başkan adayı İlhan Cihaner, CHP’ye eleştirilerde bulundu. Partisinin insan kaynağını doğru kullanamadığını söyleyen Cihaner, adaylığının bir hamaset olmadığını dile getirdi. CHP’nin toplumun sorunlarına ilişkin daha müdahaleci ve dönüştürücü bir tavır sergilemesi gerektiğini belirten Cihaner, HDP’li belediyelere atanan kayyımlar ile tutuklanan siyasetçiler üzerinden örnek vererek, “Kürt meselesinde artık ırkçı bir rejim inşa edildiğini düşünüyorum. Kürt seçmenin seçme seçilme hakkı elinden alınmış durumda. Bunu siyasallaştırmamız lazım. Şırnak ve Cizre’de ne olduğunu bile tartışamadık” dedi

Kurultaya saatler kala, partide tablo nasıl? Neden aday oldu? CHP'de neyi değiştirmek istiyor? Adaylığı ile ilgili tartışmalara ne diyor? CHP Genel başkan adayı İlhan Cihaner, Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı. 

Adaylığının bir hamaset olmadığını ve partisinin Türkiye'de en güçlü siyasi hareket olduğuna inandığını belirten Cihaner, partisinin insan kaynağını doğru kullanmadığını düşündüğünü söyledi. CHP'nin dönüştürme ve değiştirme potansiyelini kullanması gerektiğini söyleyen Cihaner, muhalefet olarak daha çok müdahaleci bir tavır sergilenmesi gerektiğini dile getirdi. HDP'den alınan desteğin adının konması gerektiğini söyleyen Cihaner, Deva ve Gelecek partileri ile bi ittifak senaryosunu 'etik' bulmadığını ifade etti.

"HDP'den alınan desteğin adının konulması lazım"

“Eğer gerçekten kendi kaynağımıza, gücümüze, değerlerimize güvenirsek o insan kaynağını çok verimli bir şekilde kullanabiliriz” diye konuşan CHP genel başkan adayı, CHP’nin her zaman iktidarın yapısını dönüştürme potansiyeli bulunduğunu ve artık iktidar olmayı konuşmanın zamanının geldiğini dile getirdi. “Bizim yüzde 50’lileri tartışmamız gerekirken olduğumuz yerde kalıyoruz. Parti içindeki ileri siyasetimizi en çok zorlayan kısımlardan biri de bu” diyen Cihaner, partisinin HDP’den aldığı desteğin adını koyması ve yapılan ittifaklar konusunda daha cesaretli bir tutum sergilenmesi gerektiğini söyledi.

"AYM’ye başvurmak bir muhalefet yöntemi olarak çocukça"

Sokağın siyasetin bir alternatifi olduğunu ve “sokak eşittir şiddet” kodlamasının yanlış olduğunu belirten Cihaner, “sokağa çıkmayacağız demek iktidara açık çektir” diyerek “Raporluyoruz eleştiriyoruz, bugüne kadar iktidarın ajandasındaki tek bir olaya engel olamadık. Bizim, dönüştürücü, değiştirici, müdahale edici siyaset yöntemleri bulmamız lazım. Şehvetli konuşmalarla bir sonuç alamıyoruz. Hele hele AYM’ye başvurmayı bir muhalefet yöntemi olarak düşünmek artık çocukça bir yaklaşımdır. Barolar yasasını iki gün geciktirdik diye büyük bir başarı elde etmiş gibi davranıyoruz. Bizim değiştirici dönüştürücü potansiyelimiz bu mudur” diye konuştu. 

Cihaner partisinde yaşanması gereken değişim ihtiyacı için şöyle konuştu: 

“Kadını siyasetin içine çekmek zorundayız. Cinsiyetlerin eşit temsili güçlü bir başlangıçtır. Genç kuşağı yakalayacak dijital özgürlükler. Bu da Türkiye’deki en önemli sorunlardan biri. 

Gençlere umut verip işin içine katmanız lazım. Ülkenin en iyi kadroları, en iyi beyinleri yurt dışına bulaşıkçılık yapmaya razı olarak gidiyor. Bunu küçümsemek için söylemiyorum. Eğitiminin aldığı işi yapmak yerine bir maceraya atılıyorsa ve bunu da nefes alamadığı için yapıyorsa bu çok büyük bir sorundur. 

Üretim ve dönüşüm ağının mekanizmalarını çözmemiz, eko-sosyalist bir yaklaşımı sorgulamamız lazım. Cinsel yönelimlerle ilgili cesaretle bir şeyler söylememiz lazım.

Laiklik, muhafazakarın da ateistin de barış içinde yaşamasının asgari koşuludur. O olmadan barışı kurmayız. Bunun dilini iyi bir şekilde  kurarak sahaya çıkmamız lazım.

Çevre meselesi, muhalefetin en önemli örgütlenmesinin olması gereken alan. Şu anda her yerde ormanlarımız, derelerimiz uluslararası şirketler talan ediliyor. Gıda güvenliği ve gıda egemenliği gibi bunların tamamı siyaset yapmak için çok çok önemli araçlar. Biz bunların tamamında etkin sonuç alacak politikalar üretmek yerine iktidarın kendi kendine düşmesini bekliyoruz.”