24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa14°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele14°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

BUTLER’LA KISA BİR BAHAR YÜRÜYÜŞÜ

Cinsiyetin ne ölçüde "doğal" olduğunu sorgulayan queer kuramın öncülerinden Judith Butler ile kısa bir bahar yürüyüşüne ne dersiniz? Butler’ın “Cinsiyet Belası” eserinin en çarpıcı pasajlarından bir kolajla yürüyelim o zaman…

Butler’la kısa bir bahar yürüyüşü

28 Mart 2017 Salı 12:56

Judith Butler’ın 1990 yılında yayımlanan “Cinsiyet Belası-Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi” eseri queer kuramın öncü metinlerinden biri.

Heteronormativiteyi, cinsiyeti, feminizmin siyasi öznesini, kadın kimliğini; Levi-Strauss, Freud, Lacan, Irigaray, Beauvoir, Wittig ve Kristeva'nın metinlerini yorumlayarak sorguladığı “Cinsiyet Belası” için, heteronormatif iktidar ile mücadelede yeni bir yol gösterici diyebiliriz.

Butler’ın queer kuramına birkaç özet cümleyle vakıf olabilmek mümkün değil ancak henüz tanışmayanlar için özendirici, tanıyanlar için hatırlatıcı işlevini düşünerek Butler alıntılarıyla kısa bir yürüyüş tadında derleme yaptık.

Heteroseksizmin icadı: Cinsiyet

“Cinsiyet kategorisi zorunlu heteroseksüellik sistemine aittir, zorunlu heteroseksüellik sistemi de açıkça zorunlu cinsel üreme sistemi üzerinden işler.” (sf.190)

                                 Fotoğraf: Sébastien Lifshitz koleksiyonundan

Bedenin bölünmesi

“Penisin, vajinanın, memelerin ve diğerlerinin cinsel organlar olarak adlandırılmaları hem erojen bedenin bu organlarla sınırlandırılması, hem de bir bütün halindeki bedenin parçalara ayrılmasıdır. Yani cinsiyet kategorisinin bedene dayattığı ‘birlik’ aslında ‘birliksizliktir’, bedenin parçalara, bölmelere ayrılmasıdır, erojenliğin indirgenmesidir.” (sf.195)

                                            Fotoğraf: Split Britches performansından

Adlandırmak tahakkümdür

 “Cinsiyeti ‘adlandırmak’ bir tahakküm ve zorlama edimidir, kurumsallaşmış bir performatif edimdir, bedenlerin cinsel fark ilkelerine göre söylemsel/algısal inşalarını şart koşarak toplumsal gerçekleri yarattığı gibi yasalarını da belirler.” (sf. 196)

                                                    Fotoğraf: Raju Rage

Bedenin sınırları

“Bedenin sınırlarını çizilmesini başlatan şey ne şeyleştirilmiş bir tarihtir, ne de bir özne. İşaretlendirmeye sebep olan şey, dağınık ve etkin yapılandırmasıyla toplumsal alandır.” (sf.217)

                                  Fotoğraf: Sébastien Lifshitz koleksiyonundan

Heteroseksizm imkânsızdır

“…heteroseksüellik, cisimlendirilip somutlaştırılmaları yapıları gereği imkânsız olan normatif cinsel konumlar sunar, bu konumlara tam ve tutarlı olarak özdeşleşmenin asla başarılamaması ise heteroseksüelliğin zorunlu bir yasa olmanın yanı sıra kaçınılmaz bir komedi olduğunu ortaya çıkarır. Alternatif bir gey/lezbiyen perspektif olarak benim sunmak istediğim görüş bu, yani heteroseksüelliğin hem zorunlu bir sistem hem de bünyesi gereği bir komedi olarak kavranışı.”(sf. 206)

                                                       Fotoğraf: Yannic Anton

BONUS: Yeni bir siyaset

“Artık kimlikleri siyasi kıyasın öncüleri olarak sabitlemekten ve siyaseti bir dizi hazır yapım öznenin çıkarlarından türeyen bir dizi pratik olarak kavramaktan vazgeçersek, siyasetin yeni bir biçimlenimi eskisinin enkazından mutlaka doğacaktır.” (sf.241)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA