Bel bölgesi; kaslar, bel omurları, omurların arasında bulunan diskler, bağlar, omurilik, omurilikten çıkan sinirler, karın iç organları ve onları saran zarlar ve deriden oluşur. Bu bölgede ortaya çıkabilecek herhangi bir problem, bel ağrısı olarak karşımıza çıkabilir.

İnsanların yaklaşık yüzde 80'inde bel ağrısı görülebildiğini anlatan Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi:

"Bu ağrının çeşitli türleri bulunmakta ve künt, batıcı, yanıcı, acıma şeklinde ya da keskin ağrı şeklinde olabiliyor. Ağrının yeri noktasal olabileceği gibi yaygın geniş bir bölgede de olabiliyor. Şiddeti de, kişiden kişiye farklılık gösterebileceği gibi problemin büyüklüğüne göre de farklılık gösterebiliyor." dedi.

BEL AĞRILARINDA EN SON ÇARE CERRAHİ YÖNTEMLER UYGULANABİLİR 

Bel ağrısı hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bel ağrılarının yüzde 85-90'ı mekanik bel ağrılarıdır ve 1-3 hafta arasında kendiliğinden geçer. Mekanik bel ağrısı, bel kaslarının ani zorlanmasıyla ortaya çıkar, altta yatan herhangi bir omurga ya da sinir problemi eşlik etmemektedir. Mekanik bel ağrılarının nedenlerine bakacak olursak, ani yapılan öne eğilme hareketleri, ağır kaldırmalar, ters hareketler, terliyken soğuğa maruz kalma sayılabilir. 6 haftadan kısa süren bel ağrılarına, akut bel ağrısı denilir. Akut bel ağrısı, aniden gelişir, bir anda çok şiddetli olabileceği gibi hafif şiddetle başlayıp, giderek artan bir seyir de gösterebilir. Akut bel ağrılarında yapılabilecek en önemli şey istirahattir. Doktor tarafından verilen uygun ilaçlar kullanılabilir. Mekanik nedenli yaşanan akut bel ağrıları, istirahat ve ilaç tedavisine çok hızlı cevap verecektir. Eğer bel ağrısı, kas kaynaklı değil de, omurga ya da disklerden kaynaklanıyorsa, sinir problemleri eşlik ediyorsa, ağrının kendiliğinden geçmesi pek söz konusu olmayabilir. Bu gibi durumlarda profesyonel yardım alınması gerekebilir. 3 aydan daha uzun süreli yaşanan bel ağrılarına da, kronik bel ağrısı denilir. Kronik bel ağrıları, daha çok omurga ve omurların arasındaki disklerin patolojilerinden kaynaklanır. Daha komplekstir. Bel fıtığı, sinir sıkışmaları, romatizmal kökenli problemler, kireçlenmeler, dar kanal patolojileri (spinal stenoz), osteoporoz, omurga kırıkları, skolyoz bu patolojilere örnek sayılabilir. Bu tarz ağrılarda, istirahat yerine, aktif hareket daha iyi gelecektir. Sıcak uygulama, ilaç tedavisi, masaj uygulamaları, egzersizler evde yapılabilecek tedavilerdir. Bu yöntemlerle, sonuç alınamadığı durumlarda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları, manuel tedaviler, lokal enjeksiyonlar ve en son çare olarak da cerrahi yöntemler uygulanabilir" diye konuştu.

BEL SAĞLIĞINI KORUMANIN YOLLARI NELERDİR?

Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, bazı basit önlemler alınarak bel ağrılarının oluşmasının önlenebileceğini kayderek, şunları sıraladı:

1-Kiloya dikkat edilmelidir. Göbek, bel omurlarına çok daha fazla yük binmesine yol açar.
2-Yere eğilirken dizler bükülmeli ve çömelerek eğilip kalkılmalıdır.
3-Ağır yük kaldırılmamalı, mecburen kaldırılacaksa da gövdeye yakın bir şekilde tutulmalıdır.
4-Çok terli olunduğunda, rüzgarda ya da soğukta kalınmamalıdır.
5-Yüksek topuklu ya da çok düz (babet gibi) ayakkabılar tercih edilmemelidir. 2 cm dolgu topuklu ayakkabılar tercih edilmelidir.
6-Bel, sırt ve karın kasları güçlü tutulmalı ve düzenli spor yapılmalıdır.
7-Yürüyüş ve yüzme, bel sağlığını korumak için yapılabilecek basit sporlardandır.
8-Yatılan yatak da, bel sağlığı için çok önemlidir. Omurganın içine gömüleceği kadar yumuşak olmamalıdır, fakat aşırı sert de olmamalıdır.