İşte açıklama;

2004’e gelinceye kadar,rahmetli Denktaş’ın da etkisiyle, Türkiye yetkilileri de konfederasyon ve iki devletli çözüm konusunu çok gündeme getirdi. O yıllarda özellikle Meclis kürsüsünden çok uyarılar yaptık. Uyarılarımızın özü şuydu: “ Bu siyaset sonuçta KKTC’nin tanınmasını ya da konfederasyonu sağlayacak değildir. Güney Kıbrıs’ın- üstelik uluslararası hukuk açısından tüm Kıbrıs adına- AB’ne girişini kolaylaştırmaktan başka işe yaramayacaktır. Bu siyaset, bir bakıma Rum tarafını arkasından itekleye itekleye AB’ne tek başlarına üye yapacaktır.”Maalesef gerçekleşen tam da bu oldu. Bu sonuçta kuşkusuz AB’nin politik dar görüşlülüğünün rolü de yadsınamaz; ancak genel olarak Türk tarafının siyaseti bu sonucu kolaylaştırmıştır. Şimdi geçmişten hiç ders çıkarılmayarak aynı hatalı yolda yürünmek isteniyor. Hedef eğer gerçekten söyledikleri gibi ise, yani Kıbrıs’ta ayrı uluslararası kimliği kabul edilmiş iki tanınmış devlet ise, beşli konferansta bunu sağlamak mümkün değildir. “Ortak zemin bulunamadı” denerek tüm taraflar zamana oynayacaksa , o takdirde de varılacak yer bellidir: Evet iki devlet olacak ama bir tarafta Kıbrıs Cumhuriyeti, diğer yanda da Türkiye Cumhuriyeti.