26 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa14°C
  • Girne15°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele14°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara3°C

50 YAŞ ÜZERİNDE YILDA BİR KEZ BEYİN CHECK-UP’I YAPILMALI

50 Yaş Üzerinde Yılda Bir Kez Beyin Check-Up’ı Yapılmalı

50 Yaş Üzerinde Yılda Bir Kez Beyin Check-Up’ı Yapılmalı

19 Temmuz 2021 Pazartesi 21:15

Günümüzde yaşam süresinin uzamasıyla beraber ileri yaşta daha sık karşılaşılan Alzheimer, kişinin yaşam kalitesini düşürüyor. Yapılacak bir dizi tetkikle Alzheimer gibi beyin hastalıklarının ortaya çıkma riski belirleniyor. Ailesinde Alzheimer öyküsü bulunan, 50 yaş üzerindeki kişilerin yılda bir kez beyin check-up’ı yaptırması tavsiye ediliyor.

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığında erken teşhisin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu…

Ailesinde Alzheimer olan kişiler için risk 2-3 misli artıyor. Bu nedenle ailedeki bir kişiye Alzheimer tanısı konulduğu andan itibaren özellikle birinci derecedeki, 50 yaş üzerindeki yakınları gözlenebilir hiçbir belirtisi olmasa bile mutlaka bu konunun uzmanına başvurmalıdır. Ancak bu başvuru bazı nörolog ya da psikiyatristler tarafından eksik değerlendirilebildiği için özel olarak Alzheimer'la ilgili çalışan merkez ve oradaki uzmanlara yapılmalıdır.

ERKEN TEŞHİS İÇİN ÖNEMLİ!

Alzheimer'la ilgili çalışma yapan merkezlerde hastalığın önlenmesine yönelik tedbirlerin alınması için çeşitli araştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Ailesinde birinci derecede yakın bir kişide Alzheimer çıkan bir kişi, Alzheimer konusunda uzman bir merkeze başvurarak 'Bende bu risk var mı?' şeklinde sorduğu zaman bu ihtimali inceleyecek imkanları buluyor. Beyin check-up'ı ile hiçbir belirtisi olmadığı halde beyindeki zayıflamayı gösterebilecek incelemeler yapılabiliyor. Beyin check-up'ında MR, beyin haritası, nöropsikolojik testler yapılıyor ve yaş grubuna göre zayıflama varsa bu tespit edilebiliyor. Ailesinde Alzheimer öyküsü bulunan, 50 yaş üzerindeki kişilerin yılda bir kez beyin check-up'ı yaptırması hastalığın erken teşhisinde önemlidir.

KESİN TEDAVİSİ YOK

Ailesinde özellikle genç yaşlarda Alzheimer hastası olan kişilerin özellikle büyük bir risk altında olduğu söylenebilir. Çünkü tanımlanan 4 kromozomdan üçü erken başlangıçlı hastalıkla ilgili. Son zamanlarda bu riskin saptanmasında hastanemizde Alzheimer genetik paneli devreye girdi. Basit bir kan testi şeklinde yapılıyor ve sonuç oldukça güvenilir. Alzheimer genetik panelinde ayrıca 65 yaş ve sonrası Alzheimer kromozomu olan kromozom 19'a ait parçacıklar da inceleniyor. Bunları koruyucu parçacık, normal popülasyon parçacığı ve hastalık parçacığı olarak değerlendirmemiz mümkün.

Burada E2 koruyucu, E3 yüzde 75 oranında toplumda görülen, E4 ise hastalık parçacığı olarak değerlendirilebilir. Bu genetik testi yaptırıp durumumuzu anladıktan sonra Alzheimer konusunda alacağımız tedbirleri ona göre saptamamız ve ona göre düşünmemiz gerekir. Aannesinden ve babasından E4 parçacıkları gelen bir kişi için genetik risk birinci sırada. E3 grubuna giren kişiler, normal popülasyonda yüzde 75 oranında. O zaman bu oranı daha da yükseltmek için dış dünyaya yönelik yaşam, sosyal ilişkiler, düzenli beslenme, düzenli uyku, hastalıklardan korunma gibi tedbirler önerilebilir.

Alzheimer'ın kesin tedavisi yoktur ancak mevcut tedavilerle ilerleme hızının kontrol altına alınabileceğine inanılıyor. Erken tanı ile önleme ilaçları verildiği takdirde, hastalar uzun zaman izlendiği takdirde geç tanı konulan ve hiç ilaç verilmeyen hastalara göre önemli ölçüde yavaşlamalar görülmektedir.

PANDEMİDE ALZHEİMER HASTALARI NASIL ETKİLENDİ?

Kovid 19 infeksiyonuyla Alzheimer hastalığının tıbbi açıdan birebir ilişkilendirlmesi mümkün görünmüyor. Ancak pandemi dönemi diğer bir açıdan pek çok hastalık grubunda olduğu gibi Alzheimer hastalarını da olumsuz şekilde etkiledi. Hasta yakınları, çoğu hastanın yaşı 65 yaş ve üzerinde olduğu için ve 65 yaşla ilgili toplumda bir hassasiyet ve alınan tedbirlerde hassasiyet olduğu için hastalarını riske maruz bırakmamak için deyim yerindeyse resmen evlere kapattılar. Hasta yakınlarının haklı korkuları ve tedirginlikleri böyle bir hastayı koruma davranışıyla sonuçlandı. Buna karşılık hastaları tanı konduktan sona mümkün olduğu kadar sosyal yaşam, dışarıda gezme, parka ve bahçeye gitme gibi dış dünyayla temas önerilerinde bulunmamıza rağmen bunun tersi oldu ve hastalara tavsiye etmediğimiz 'Evinizin içine kapanmayın izole etmeyin' dediğimiz öneri aynen gerçekleşti. Dolayısıyla pandemi sürecinin Alzheimer hastalarına ve yakınlarına olumsuz etkide bulunduğunu söyleyebiliriz. Kontrollerine zamanında gelmeyen ve bazılarını da bizim çağırdığımız hastalarda testler kapanmanın olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA