24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa13°C
  • Girne15°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele13°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara3°C

2015’TE EN AZ 407 HOMOFOBİK VE TRANSFOBİK HAK İHLALİ!

172 yanıtlayan 407 ihlal bildirdi. 407 ihlalin 8’i polise bildirildi. Mağdurların çoğu kolluk kuvvetlerinden korkarken; olayların yarısından fazlasında saldırılar iki veya daha fazla sayıdaki görgü tanığının gözü önünde gerçekleşti.

2015’te en az 407 homofobik ve transfobik hak ihlali!

15 Şubat 2017 Çarşamba 13:54

Kaos GL Derneği, 2015 Yılında Türkiye’de Gerçekleşen Homofobi ve Transfobi Temelli Nefret Suçları Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı.

Kaos GL Derneği, rapor için Türkiye’deki çok sayıda şehri kapsayan iletişim ağı ile Ankara’daki bireysel ve kurumsal iletişim ağlarını kullandı. Kaos GL, ülke çapındaki mağdurlara ve tanıklara ulaşmak için, her gün güncellenen haber portalından ve diğer sosyal medya araçlarından en etkin şekilde faydalanmaya özen gösterdi.

Yüz yüze, telefonla ve internet aracılığıyla toplam 858 anket yapıldı. Ardından güvenilirlik, tamamlanmışlık, tutarlılık ve mükerrer bildirimleri ayıklama kriterleri temel alınarak dikkatli ve duyarlı bir filtreleme uygulandı. Rapora aktarılması uygun bulunan anket sayısı 172’ye indirildi. 172 vakada toplam 407 hak ihlali yaşandı.

Hükümet cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli nefret suçlarını dikkate almıyor

Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na bildirdiği soruşturmaya konu olan toplam nefret suçu sayısı 810. Hükme bağlanan rakam ise 272. Hükümet’in nefret suçlarını raporlama mekanizmaları raporda şöyle eleştiriliyor:

“Her ne kadar “nefret veya bir diğer adıyla önyargı suçları” ülkedeki tüm toplumsal kesimlerin insan haklarını ve özgürlüklerini tehlikeye atsa da, Türkiye hâlen bu suç biçimini ulusal mevzuatında ayrıntılı ve bütünsel biçimde tanımamaktadır. Mevcut haliyle “nefret suçlarına ilişkin” ulusal mevzuat, Türkiye’nin üyesi ya da katılımcısı olduğu Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) kriterlerini ve tavsiyelerini karşılamaktan son derece uzaktır. Bu suçlarla mücadele etmek veya bu suçları önlemek için herhangi bir siyasi önlem ya da kamu politikası söz konusu değildir. Siyasilerin, kamu yetkililerinin, medya mensuplarının ve hatta yargı üyelerinin beyanatlarından görüldüğü üzere nefret suçları sıklıkla nefret söylemi ile karıştırılmaktadır. Bunun yanında, nefret suçları (veya nefret söy- lemi) Hükümet veya ona yakın medya tarafından en çok veya sadece “İslamofobi” temelinde dile getirilmektedir. Bu nefret suçu kategorisini “haklı olarak” dile ge- tiren pek çok kamu yetkilisi veya medya mensubu, söz konusu “homofobi” veya “transfobi” olduğunda ise, bu temellerdeki nefret suçlarını veya nefret söylemlerini ya görmezden gelmeyi tercih etmekte veya bizzat desteklemektedir! Çoğunluğu Müslüman olan ve İslami hassasiyetleri yüksek bir hükümet tarafından yönetilen ülkemizde, İslamofobi temelli nefret söylemi ve nefret suçlarının hedef aldığı yurttaş gruplarının siyasi iktidarın ve toplum genelinin güçlü koruması altında olduğu gözlemlenebilir. Hükümet’in diğer temelleri hedef alan ve çok daha sıklıkla, yaygınlıkla ve şiddetli şekillerde gerçekleştiği görülen nefret suçlarına İslamofobi ile eşdeğer önem vermesi ve onlarla da mücadeleye liderlik etmesi gerektiği açıktır.”

172 anketin 118’i mağdurlar; 54’ü tanık tarafından cevaplandı. Anket çalışması, 26 Mart 2015 ve 25 Mart 2016 tarihleri arasında yürütüldü. Rapora dâhil edilecek olaylar 2015 yılı içinde gerçekleşenlerle sınırlandırıldı.

Anahtar bulgular: 407 ihlal!

Araştırmanın anahtar bulguları şöyle:

*Homofobi veya transfobiye dayalı nefret suçlarının büyük kısmı okulda, evde, evin civarında, toplu taşıma araçlarında veya duraklarında; kafe/barlarda veya diğer kamusal alanlarda işlendi.

* Mağdurlar, ortalama olarak vaka başına ikiden fazla hak ihlaline uğradılar: 172 yanıtlayan 407 ihlal bildirdi. Çoğunlukla, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine dayalı nefret söylemleri ve aşırı şiddet (işkence) tehdidi, “daha ağır” ihlallere eşlik etti. Fiziksel şiddet üçüncü sırayı aldı.

Sadece 8 vaka polise bildirildi

*407 vakadan 82’si cinayete teşebbüs, fiziksel şiddet, silahla yaralama, tecavüz veya diğer cinsel saldırıları içeriyor. Bunların 8’i polise bildirildi, 7’si mahkemeye taşındı. 15 vakanın tanıkları ise mahkeme süreci hakkında bilgi sahibi değildi.

*Mağdurların çoğu ailelerinden ve kolluk kuvvetlerinden ciddi biçimde korkuyorlardı. Mahkemelere veya diğer devlet aygıtlarına güvenmiyorlardı. Bu nedenle de kolluk kuvvetlerine veya mahkemelere son derece az sayıda olay ihbar edildi.

*Vakaların üçte ikisinde failler iki veya daha fazla sayıda kişiden oluşuyordu.

Saldırıların yarısı görgü tanıkları önünde

*Olayların yarısından fazlasında saldırılar iki veya daha fazla sayıdaki görgü tanığının gözü önünde yapıldı.

*Görgü tanıklarının yarısından fazlası (%61) olaylara tepki vermedi. Yaklaşık beşte biri (%21) mağdurları destekleyici tavır aldı.

45 vakada mağdurlar yaralandı

*172 vakanın 45’inde mağdurlar yaralandı; 20’si tıbbi yardıma başvurdu. 6 vakanın tanığı olay sonrasında mağdurun tıbbi yardıma başvurup başvurmadığını bilmiyor.

*Mağdurların çoğu olayların ardından ciddi psikolojik tahribata uğradı ve bu zarar uzun süreli etkileriyle mağdurun hayatını birçok bakımdan kötüleştirdi. Çok az sayıda mağdur travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, öfke veya paranoyadan kaynaklı ciddi sorunların üstesinden gelmek üzere profesyonel destek aldı. Psikolojik tedavi gören mağdurların yarıdan fazlası tam olarak iyileşemediklerini ifade etti.

Araştırma yöntemi

Kaos GL Derneği’nin bir diğer raporu olan 2015 Yılı İnsan Hakları İzleme Raporu’nda, 2015 senesi içinde en az 5 nefret cinayeti ve 32 nefret saldırısı kayıtlara geçiyor. Ancak, bu rapor medya izlemesine dayanıyor ve içeriğinde sadece medyaya yansıyan vakalar ele alınıyor. Kaos GL’nin 2015 Yılı Homofobi ve Transfobi Temelli Nefret Suçları Raporu’nda ise yüz yüze, çevrimiçi ve telefonla yapılan anketlere verilen yanıtlara dayanan bir izleme yöntemi kullanılıyor ve sadece mağdurlar veya tanıklar tarafından bildirilen vakalar kapsanıyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA