TSİPRAZ: “PATAKSON MEN, AGUSEN NE…”

Hasan KAHVECİOĞLU
14 Temmuz 2015 Salı 10:08
Müthiş bir maçtı… Avrupalı parlamenterler; bir “Yaramaz Çocuğu” hesaba çekiyorlardı… Pek alışık olmadıkları bir durumdu bu… Davet ederken bile “tereddüt” içindeydiler… “Acaba doğru mu yaptık?” diye soranlar da vardı, “Bu adamı niye davet ettiniz?” diyenler de… Gerçek şu ki; Yunanistan Başbakanı Tsipras, Avrupa Parlamentosu’nun geçen haftaki genel kurulunda büyük bir heyecan kasırgası yarattı… Ona kızanlar, onu aşağılayanlar, hakaret etmeden dalga geçenler olduğu gibi, “Yürü Tsipraz, arkandayız” diyenler de vardı… Strazburg’taki bu tarihi toplantıyı basın locasından izlerken; alkışlara ve çıkardıkları uğultuya bakarak bir sonuca ulaşmaya çalıştım ama, 750 kişilik parlamentoda “sempati” ile “öfke”nin atbaşı gittiğini söyleyebilirim. Eğer, Tsipraz ve Yunanistan için bir oylama yapılsa acaba sonuç ne olurdu? Birçok Avrupalı vekile bu soruyu sordum. Tsipraz’ın karşıtlarının yüzde 60 dolayında olduğunu söyleyenler olduğu gibi, destekçilerinin sayısının yüzde ellinin üzerinde olduğunda ısrar edenler de var… İlginçtir; Tsipraz, en büyük desteği, Fransız Le Pen’in liderliğindeki “aşırı sağcı”lardan görüyor. Genel kurul günü, salona “Oxi” yazılı pankartlarla gelen bu milliyetçi vekiller “Avrupa’yı boş ver, sen Drahmiye dön” diyorlardı Tsipraz’a… Tabii; “Demokrasi ile Putin nasıl özdeşleşir?” diye Ruslarla muhabbetini sorgulayanlar, “Do it Tsipraz” diye sert biçimde kendisinden öneri talep edenler, “Venizelos gibi mi olmak istersin yoksa sıradan bir başbakan mı?” diye tahrik edenler, “halkına yalan söylüyorsun” diye bağıranlar, “beş ayda hiçbir şey yapmadın” diye çıkışanlar, “ülkende askerin ve kilisenin ayrıcalıklarına bile son vermedin” diyenler vardı konuşmacılar arasında… Müthiş bir “çeşitlilik” vardı görüşlerde… Bir Yunanlı vekil ise 2. Dünya Savaşı’ndaki Alman işgalinden söz ediyor ve “Bunu da birlikte konuşalım” diyordu… Doğruyu söylemek gerekirse o gün Tsipras, arkasında Yunan halkının “Ohi”si ile Strazburg’a gelmişti ama, hiçbir tahriğe ya da Alman basınında yakıştırıldığı gibi “şaklabanlığa” yeltenmedi. Meydan okuyan, ya da teslim olan bir tavrı yoktu… Gayet ağırbaşlı, öfkelenmeden, dengeli bir üslup kullanıyordu… AB’nin kurumları ile “kavgalı” idi… Buna karşın, AB Parlamentosu’nda “yalnız” değildi… Ama, ana konuşmacıların, kendisini eleştirenlerin söylediklerine hiç aldırmadı. Hele AB’nin tasarruf içeren “talep”lerini yerine getireceğini hiç söylemedi. Meseleye çok farklı, bambaşka bir boyuttan baktı. Tsipraz’a göre; emekli ödeneklerini kırpmadan, Yunan halkına daha büyük bir “bedel” ödetmeden bir “çare” üretmek Avrupalıların da boynunun borcu idi… Savunması şuydu: 2010 yılından beri iki “kurtarma paketi” ile IMF ve Avrupalılar Yunanistan’a 240 milyar Euro verdiler. Ama bu para Yunan halkına gitmedi. Bankaları kurtarmada kullanıldı… Şimdi, ekonomisi dörtte bir oranında küçülen, sokakta yürüyen her iki gençten birinin işsiz olduğu, iflas etmiş Yunanistan’a üçüncü kurtarma paketi ile Avrupa el uzatmalıdır. Konuşmasının içinde, 1953 yılında Almanya’nın borçlarının yüzde 60’ının silindiğini anımsatarak bir “mesaj” veriyordu. Yani, doğrudan söylemese de bu işi başka türlü de halledebiliriz demeye getiriyordu. Strazburg’taki Avrupa Parlamentosu genel kurulu, gerçekten “tarih” doluydu… Fidel Castro’dan Venizelos’a, Che Guevera’dan Antigone’ye kadar uzanan karşılıklı “salvo”larla bir Avrupa-Yunan savaşı yaşanıyordu… Tsipraz, bir ara dayanamadı, “Patakson men, aguson de…” dedi. Bu bir Antik Yunan hikâyesi… Atina ve Sparta komutanları İran’la savaşmak konusunda ikileme düşmüşler. Komutanlardan biri denizde, diğeri karada çarpışalım diyormuş… General Themistoklis elini kaldırıp Amiral Evriyadis’e tam bir tokat atacak iken Evriyadis, “Vur, ama önce dinle…” demiş… Tsipraz da Avrupalılara “Vurun, ama önce dinleyin” diyordu… Tsipraz, asıl büyük “laf”ını konuşmasının sonunda söyledi… O da antik Yunan’dan… Sofoklis’in ünlü draması Antigone’den… Antigone’nin krallık için savaşa tutuşan ve ikisi de ölen kardeşlerinden biri düşmanla işbirliği yapmakla suçlanır. Dayısı Kreon, gömülmesine izin vermez. Ölünün açıkta kalmasını, vahşi hayvanlara yem olmasını talep eder. Antigone bu emre karşı gelerek, adil bulmadığı yasayı çiğneyerek kardeşini gömer. Yasalara, kralın iktidarına, iradesine baş kaldırır. Yazılmamış yasaların devletinkilerden daha üstün olduğunu söyler. Tsipraz da, Antigone gibi, Avrupa yasalarına saygı duyduğunu ama adaletin tüm bu yasaların üzerinde olduğunu anlatmaya çalışır Avrupalı vekillere… Yani Avrupalılara “Boş verin yasaları kuralları, adalet verin bana” der konuşmasının sonunda… Eder de, hemen ertesi gün, Atina’ya giderek Meclisi toplar ve sağcıların desteği ile alel acele Avrupalıların istediği birkaç yasayı çıkarır. Hem de partisinin ağır toplarının muhalefetine karşın… Bu yazının yazıldığı saatlerde önce kabul etmediği, sonra “evet” dediği önerileri, 19 üyeli “Euro bölgesi” başkanlarının toplantısında ele alınıyordu… Avrupalılar bir dizi reform talep ediyor. Henüz bir anlaşma yok… Merkel, iyisi mi 5 yıllığına “Euro bölgesinden çıkın” diyor. Avrupalılar Tsipraz’ı tam da “kırk katır mı kırk satır mı?” durumuna düşürdüler. Son söz: Bizim gibi, kredi ve hibelerle ayakta duran, siyaseti müdahaleli bir toplumda tüm bu süreç, çok ama çok yakından takip edilmelidir… Yaşanan bu Yunan örneği; “Yıkım paketine hayır” diyen, “kendi paketimi kendim yaparım” diyen bizim yerel politikacılar için ibretlik derslerle dopdoludur… Anlayana tabii…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.