MİMARLIK EĞİTİMİNDE, ÜRÜNLERİN DOĞAL VE YAPAY SINIRLARI YANSITILMAKTA

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlileri Yüksek Mimar M. Selen Abbasoğlu Ermiyagil ve Yüksek Mimar Cemaliye Sunalp Gürçınar “IX. Uluslararası Sinan Sempozyumu- SINIRLA-MA”ya katılarak “Sınırların Mimarlık Eğitiminde Tasarım Sürecine Etkisi” adlı makalelerini sundular.

Sınırların birçok alanda tartışıldığını ve var olduğunu belirten Ermiyagil ve Gürçınar,  sınırların tartışıldığı ve sınırlardan etkilenen disiplinlerden birinin de mimarlık disiplini olduğunu söylediler. Tarihsel geçmişlerin, kentsel kimliklerin, kültürlerin, geleneklerin, teknolojilerin, çevre ve coğrafi koşulların tasarım sürecinin sınırlarını oluşturduğunu ve mimari ürünlerin üzerinde izlerinin bulunduğunu dile getiren Ermiyagil ve Gürçınar, hayatın önemli bir parçası olan eğitimde ve özellikle de mimarlık eğitiminde, ürünlerin doğal ve yapay sınırları yansıtmakta olduğunu açıkladılar.

Ermiyagil ve Gürçınar, araştırmaları kapsamında seçilen denek grubunun aynı ülkede farklı şehirlerde yaşam süren öğrencilerden oluştuğunu belirttiler. Denek grubun, kendi kültür, gelenek ve kökenlerine bağlı olarak farklı karakterlere sahip olduğunu ifade eden akademisyenler, bu çerçevede araştırmalarının ana kurgusunu anket ve proje analizi ile oluştururken, çalışmalarının iki aşamalı olarak gerçekleştirildiğini dile getirdiler.

Çalışmalarının birinci aşamasında uygulanan ankette öğrencilerin genel karakteristik özelliklerinin, sınır kavramı ile ilgili bilgilerinin ve kendi tasarım süreçlerinde etken olan sınırlayıcılarının belirlendiğini belirten Ermiyagil ve Gürçınar, ikinci aşamasında ise anket çalışmasına bağlı olarak öğrenci projeleri tasarım süreçlerinde etken olan sınırlayıcılara bağlı olarak analiz edildiğini söylediler.

Akademisyenler, çalışmalarının sonucunda, öğrencilerin sınır olarak algıladıkları kavramları tasarımlarına yansıttığını saptarken, tasarımcıların kendi karakterlerine göre tasarımların formsal açıdan değişkenlik göstermekte olduğunu fakat konumlandırma açısından sınırlayıcı olarak algıladıkları elemanlara bağlı olarak benzerlikler görülmekte olduğunu belirttiler.