"AB’NİN YARDIMININ SADECE YÜZDE 2’Sİ SİVİL TOPLUMA VERİLDİ"

CTP’nin ‘tatilde değil sokaktayız’ adı altında yaz boyunca sürdürdüğü Meclis denetim konuşmalarının bugünkü konuğu Güzelyurt milletvekili Armağan Candan oldu. Candan, son günlerde Avrupa Birliği (AB)’nin Kıbrıslı Türklere aktarmış olduğu mali yardımlarla ilgili Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın açıklamalarını değerlendirdi. 2006’dan bu yana AB’nin ülkemize 402 milyon Euro aktardığını, bunun sadece yüzde 2’sinin sivil toplum örgütlerine verildiğini kaydeden Candan, “Kıbrıslı Türkler artık bugün 10 yıl öncesine göre AB yardımlarının, projelerinin nasıl ve hangi kriterlere göre verildiğini çok daha iyi biliyor. Dolayısıyla halkımıza dönük bu tür ithamların geçerli olması, zemin bulması ve bunun üzerinden siyasi bir çıkar elde edilmesi eskisi gibi mümkün değil” dedi.

AB’NİN MALİ YARDIM ALANLARI

AB’nin mali yardımları dendiği zaman bilinmesi gereken en önemli unsurlardan birinin 2006’dan bugüne kadar ülkemize AB tarafından yaklaşık 402 milyon Euro’luk bir yardım yapıldığını belirten Güzelyurt milletvekili Armağan Candan, bu yardımların alt yapıdan devlet kurumlarına, belediyelerden okullara, yolların  geliştirilmesinden yol güvenliğine, turizmden agro-turizme ve tarımsal alanlara, veterinerlikten soğuk süt zincirinin oluşturulmasına kadar birçok farklı alanda yapıldığına dikkat çekti. AB’nin yardımlarından binlerce insanımızın yararlandığını vurgulayan Candan, birçok öğrencinin, öğretmenin AB burslarıyla dış ülkelerde eğitim aldığını, kobilerin, sanayi işletmelerinin, özel sektörün bu hibelerden yararlandığını belirtti.

HALKIN KARŞISINA DOĞRU BİLGİLERLE ÇIKIN

AB’ye uyum konusunda bilgi aktaran Güzelyurt milletvekili Armağan Candan son günlerde özellikle Başbakan Yardımcısı’nın sivil toplum kuruluşlarının yapmış olduğu projelere ilişkin ifadeleri yanlış bulduğunu belirtti. Candan sözlerine şöyle devam etti:

“Başbakan yardımcısı sivil topluma yapılan yardımları Reddediyoruz Hareketi’ne bağlayarak birtakım siyasi söylemlerde, iddialarda bulundu. Şunu iyice bilmemiz gerekiyor 402 milyonluk Euro’luk AB’nin yardımlarından sadece yüzde 2’si sivil toplum kuruluşlarına aktarılmış durumda, yüzde 98’lik bölüm az önce saydığım alanlarda ülkemize, okullarımıza, vatandaşlarımıza aktarıldı. Kıbrıslı Türkler artık bugün 10 yıl öncesine göre çok daha fazla AB yardımlarının, projelerinin nasıl verildiğini, hangi kriterlere göre verildiğini çok da iyi biliyor. Dolayısıyla halkımıza dönük bu tür ithamların geçerli olması, zemin bulması, ve bunun üzerinden siyasi bir çıkar elde edilmesi eskisi gibi mümkün değil. Özellikle Kıbrıs Sorununun kritik bir aşamaya, çözüm noktasına gelmekte olduğu bir dönemde böylesi söylemlere kulak vermemeliyiz ve doğru bilgilerle halkımızın karşısına çıkmalıyız.”

UBP-DP HÜKÜMETİ AB’YE UYUM İLE İLGİLENMİYOR

AB’ye uyum sürecinin çözümle birlikte çok önemli bir süreç olmaya devam edeceğini, AB’ye uyumun gerek meclis gerek devlet kurumlarına gerekse sivil topluma düşen görevlerle birlikte çok önemli bir unsur olacağını vurgulayan Candan, “AB’yi diline dolayan UBP-DP hükümeti iktirdara gelmiş olduğu Nisan ayından beri AB’ye Uyum Komitesini maalesef bir kere bile toplamadı. Geçtiğimiz dönemde benim de başkanlığını yürüttüğüm komite olarak gıda güvenliğinden ürün güvenliğine, bitki sağlığından diğer konulara kadar birçok önemli yasayı geçirdi” dedi. Özellikle şimdi meclis olarak bu yasaların bir an önce geçirilmesi gerektiğini kaydeden Candan, AB’ye uyum süreleri ve geçiş sürelerinin neler olacağına dair hükümetin bu konulara eğilmesi gerektiğini vurguladı. Candan son olarak, “Halkımızın hayatını gerçekten ilgilendiren konular, özel sektörümüzden diğer alanlara kadar sağlıklı bir geçişle birlikte yeni oluşacak Federal Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk Halkının yerini alabilmesi için en önemli konudur” dedi.

AVRUPA BİRLİĞİ UZMANI

CTP’nin hükümette olduğu dönemde Meclis’in AB’ye Uyum Komitesi başkanlığını yürüten Candan, bilindiği gibi Avrupa Parlamentosu’nda da Cumhuriyet Meclisini temsil eden delegasyonun üyesi. Yıllarca AB konularında çalışmalar yapan Candan, gerek projeler anlamında gerekse AB ile siyasi ilişkilerin geliştirilmesine de üstün katkılar sağladı.