ZAFERİN BEDELİ

Başımızda sevda bulutları dolanıyor. Romantik bir ruh hali içinde, kalbimiz gümbür gümbür. Suskunuz, çaktırmamaya çalışıyoruz. Yine kırılma endişesinde beklemedeyiz. Aradığımız sevda, bir tene dokunmanın heyecanı değil elbet. Yaz sıcakları kendisini iyiden iyiye belli ederken bir güç savaşı gibi yarıştığımız parkur. Başımızda korku bulutları var. Ötesinde sor tek kelime ile başlıyor. ACABA… Yine yoğun bir gündem var. Yine temaslar yakın temas şeklinde. Yine belirsizlik içinde kum saatinden akan kumları görürken uzaktan izliyoruz. Bir yandan aralarda kalmışlık, Diğer yandan kendi kabuğumuzu kırma özlemi. Küçük zaferler elde etsek belki bu aşk oyunu daha da büyüyecek. Bu aşk oyununda kalp kırıklarımızı da temize çekeceğiz. Müzakere sürecinde Nami ve Mavroyannis görüşürken, Yasak bir elma mı yenilen. Yılan görünümüne bürünen şeytanın kandırmacası mı bize sunulan lezzetli elma… Akıncı Brüksel’de temaslarda bulunuyor. Dediğim gibi aralarda kalan bir süreç, yine ara bölgede yazılıp çiziliyor. Özlü konular, özlü müzakereler derken özümüzde insanca yaşamak özlemi var. Ötesi boş, berisi kayıp. Kıbrıs müzakereleri kapsamında Kıbrıs Türk ve Kıbrıslı Rum Müzakereciler ve ekipleri temaslarını yoğunlaştırdı. Pazartesi, derken Salı derken Çarşamba ve bugün. Yoğun bir ekip, yoğun iki mutfak, iki toplum ve garip bir aşk hikayesi. Ayrılsak bile beraberiz dedirten bir sevda türküsü gibi. Tarihin Ferhat ile Şirini, Tahir ile Zühresi gibi hatta Kerem ile Aslı misali aşkı bulmak adına verdiğimiz savaş. Ya sonuç ne? Bu aşkın acısı, bu kavganın kederi yetmedi mi? Öldürmeyen güçlendirir demişler. Ölmedik. Öldürülemedik. Kıbrıs’ın iki halkı da kayıplar verse de, tüketse de umudunu, artık nefretin ve kinin de tükenme zamanı geldi. Çocuklarımıza yeni bir gelecek, temiz bir ülke, başarı öyküleri sunmanın zamanı geldi. Benim gençliğim çıkmazlar içerisineydi. Tıpkı babamın gençliği gibi. Peki bu kader olamaz. Çocuklarımızın kaderi bu olmamalı. Tüm uzmanlar Kıbrıs’ta barışın toplumlara sunacağı nimetlere dikkat çekerken aslında dikenli tellerin ayırdığı bir ülke yerine tiyatro, sinema, bilim, spor gibi konularda Yassou file mou diye kucaklayacağım dostlarım olmalı. Yassou derken, neben onlardan dini, dili, ırkı, cinsel tercihi için tiksinmeliyim, ne de onlar benim değerlerime yan gözle bakmalı. Bu kez galiba bir şeyler değişiyor bu küçük adada. Acısız hiçbir zafer kazanılmaz. Var elbet bedeli bu çarışmanın. Biz artık yaşadığımız acılara saymalıyız zaferin bedelini