YENİ BİR YILA BAŞLARKEN
Mesut GÜNSEV
05 Ocak 2015 Pazartesi 08:00
Bugün beş ocak, yeni bir yıla merhaba diyeli daha bir hafta bile olmadı. Bu haftanın öyküsü de yeni yıl la ilgili olmalı diye düşünürken zaman, zaman güzel yazılarını bu sayfalarda sizinle buluşturduğumuz sevgili Nuray Bartoschek’ten geldi bu haftanın satırlar. Nuray Bartoschek, aslında İngilizce öğretmeni ve Ege’ nin en güzel beldelerinden biri olan Fethiye ‘de yaşıyor. Aynı zamanda Türkiye de yayınlanan özgün aylık dergilerden Bütün Dünya ‘nın da sürekli yazarı. Bütün Dünya ‘ yı tanınmış duayen gazeteci ustamız Mete Akyol yönetiyor. Ankara Başkent Üniversitesi’nin bir kültür yayını olan dergi Türkiye’ de en çok satan ve sanal ortamda okunan dergilerin arasında. Usta kalemlerin yer aldığı dergi maalesef KKTC ye sınırlı sayıda geliyor ve hemen tükeniyor… Allahtan Işık Kitapevi ve Nahide Merlen var… Aradığım her kitabı bulup getirdiği gibi dergilerimi de düzenli olarak temin ediyor. Gelmeyeni de takip ediyor… Aradığınız bir kitap varsa bence adres Işık Kitapevi. Ben müşterisine hem hizmet veren hem de kahve ikram eden, bu kadar içten ve güler yüzlü davranan ne burada ne de İstanbul’da başka kitapevi görmedim… Hem dergiye kan ve can verenlere, hem de bize ulaşmasını sağlayanlara selam olsun. Bakın “Yeni Yıla Başlarken “ ne diyor sevgili Nuray Bartoschek… “Yeni bir yılın, yepyeni günlerinde içinizi karartmak istemiyorum ama… Hani bir de asla görmezden gelemeyeceğimiz gerçekler var ki, yeni yıl, eski yıl, hiç bir şeyin gücü yetmiyor onları değiştirmeye… Deve kuşu gibi başımızı kuma gömerek yaşamak sorunların giderek büyümesine neden oluyor yalnızca. Haberleri izlemek ya da okumak gelmiyor içimden. İzledikçe göğsüme ağrılar giriyor çünkü. “Dünya nereye gidiyor? İnsanlık nereye gidiyor?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Okullarda rehin alınan öğrencileri, öğrencilerinin gözleri önünde öldürülen öğretmenleri, bir yanda trilyonluk arabalara binenleri, öte yanda açlıktan ölenleri, yalanları, dolanları, dost görünümlü yılanları görmeye yüreğim dayanmıyor artık. Ayırdında mısınız bilmiyorum ama giderek uzaklaşıyoruz birbirimizden ve kendimizden. Üretmekten çok tüketmeye, sevmekten çok şiddete, paylaşmaktan çok bencilliğe sırtını dayamış teknolojik robotlar topluluğuna dönüşüyoruz hızla. Sevgiler, hızla başlayıp, aynı hızla bitiyor. Bir ay öncesine dek sizin için canını vereceğini söyleyen kişi, bir ay sonrasında sizi canınızdan bezdirerek ardına bakmadan gidiyor. Çocuklarımız daha ellerindeki son teknoloji üretimi modern oyuncaklarının tüm işlevlerini öğrenmeden yeni çıkan oyuncakları almamız için diretiyorlar. Gençlik dizileri avaz avaz “ süslen, püslen, tak takıştır, egonu yarıştır, başkası seni harcamadan sen onu harca” diye bağırıyor. Yalnızca çocuklar ya da gençler mi etkilenen? Ne yazık ki hayır. Anneler, babalar, kadınlar, erkekler, herkes kendi payına düşeni alıyor bu ahlaki kirlilikten. “Düşünme, tüket, harcanma, harca “ politikası bulaşıcı bir hızla yayılıyor. Peki, bize ne oldu, nasıl oldu da bu noktaya geldik? Ne zaman uzaklaşmaya başladık özümüzden? Ne zaman teknolojik tüketim robotlarına dönüştük? Nerede hata yaptık? Hani nerede o sıcacık yürekler, bir dilim ekmeğini başkalarıyla paylaşanlar? Nerede karşılıklı sevginin, saygının, güvenin, anlayışın hüküm sürdüğü yuvalar? Nasıl özümüze dönebiliriz yeniden? Eğitim sisteminde yapılan değişikliklerin gündemde olduğu bugünlerde benim de bir önerim var. Evet, okullardaki eğitim programlarına kesinlikle yeni dersler eklenmeli. Hele öyle bir ders var ki aklımda, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada “zorunlu” ders olarak okutulmalı. İnançlar, politik görüşlerin çok üzerinde bir ders bu sözünü ettiğim: “İnsanlık” dersi. İyiliğin, güzelliğin, doğruluğun, dürüstlüğün, kısacası “insan olmanın” anlatıldığı, dünya üzerine sevgi, iyilik, güzellik tohumları ekmiş, insanlığa ışık olup yol göstermiş düşünürlerin sözlerinin, yaşam görüşlerinin öğretildiği bir ders. Sevgi sözcüğünün içinin nasıl doldurulacağını, dürüstlüğün nasıl yalana, dolana karşı dimdik durabileceğinin anlatıldığı bir ders. İnsanı insan yapan değerlerin yeni baştan anlatılacağı, anımsatılacağı, öğretileceği bu dersi uygulamanın en büyük zorluğu ise, ne yazık ki tüm okullara bu değerleri yaşam biçimi olarak benimsemiş ve kendi yaşamında uygulayan eğitimcileri bulabilmek olacaktır. Yeni yılın bu yepyeni günlerinde ne olur, hiç değilse kendi ailemizden, eşimizden, dostumuzdan başlayarak, tutalım omuzlarımızdan ve sarsalım birbirimizi, masallarda bile unutulmaya başlamadan önce sevgi, iyilik, güzellik, doğruluk, paylaşmak ve dürüstlüğün önemini anımsayalım, anımsatalım birbirimize. Yeni yılımızı boş dileklerle değil, emekle, sevgiyle dolduralım hep birlikte. Daha yaşanılası, daha insanca bir dünyayı hep birlikte oluşturabilmek dileği ve umudu ile .” (Nuray Bartoschek - Bütün Dünya Ocak 2015)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.