25 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa10°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt5°C
  • İskele10°C
  • İstanbul2°C
  • Ankara-1°C

YENİ BAŞLAYACAK DÖNEM….

Arif Alasya

22 Haziran 2015 Pazartesi 09:28

Son zamanlarda sürekli olarak beynimi kurcalayan bir sorular var. Yıllarca bir kısım partiler Demokratikleşme ve özgürlüklerin yükseltilmesi, temiz ve şeffaf bir toplum yaratılması için birtakım sivil toplum örgütleri ve sendikalar ile birlikte ciddi bir mücadele içerisindeydiler. Bu mücadelenin en üst noktası ‘’Bu memleket bizim ‘’platformunun oluşumu ile ciddi bir güce ve bu platforma siyasi partilerin da katılımı ile birlikte ‘’ANNAN Planı ‘’ döneminde nerdeyse bir çağlayana dönüşmüştü. On binler meydanları doldurmakta.’’Bu memleket bizim biz yöneteceğiz’’diyerek Çözümün gerekliliği için haykırmaktaydı. Bu trendin yükseldiği dönemde Sn. Serdar Denktaş'ın da Meclis karşısındaki tek başına gerçekleştirdiği eylemi hatırlıyorum  o da bu memleket bizim biz yönetmeliyiz diye eylem yapmış ve de bir imza defteri açmıştı. Ben de gidip hem eylemine destek vermiş hem de imza atmıştım. Sonra bu meydanların temsil ettiği çoğunluk İktidar oldu, ama gerçek İktidar olup  ‘’Bu memleket bizim biz yöneteceğiz’’ sloganına nede ‘’Faili meçhul cinayetleri aydınlatacağız’’  ve ne de’’hesap soracağız’’gibi parti sloganlarını gerçekleştiremediler. Yıllarca süren Bu fırtınalı dönemde sivil toplum örgütleri ve sendikaların büyük bölümleri  suskun kalsa bile bu başarısızlığı hazmedemeyen  halk suskunluğunu sandıkta bozarak ebediyen iktidardan uzaklaştırıldığını düşündüğüm bir partiyi büyük bir yanlış yaparak tek başına iktidar yaptılar. Ne yazık ki bu  dönemde ne bir tek faili meçhul cinayet aydınlatıldı nede Bu memleket bizim biz yöneteceğiz düşüncesine uygun adımlar atıldı. Hatta referandum sonrası ilk kez girdiğimiz uluslar arası hukukun içinde bile duramadık durdurulmadık. Fırtınalı bir UBP dönemi sonrası halk yeniden ‘’İktidarda yaptığımız hataları sorguladık, bizi yeniden seçerseniz gereğini yapacağız’’ diyenleri yeniden İktidar yaptı. Yeni dönem için hedefler belliydi, geriletilen yaşam koşulları başta göç yasası denilen yasa olmak üzere düzeltilecek, ekonomik paket ile getirilen dayatmalar revize edilecek, Anayasanın geçici 10’ncu maddesi kaldırılacak,polis başta olmak üzere ülke savunması sivil otoriteye bağlanacak Bunların herhangi biri oldu mu?geçen bunca aya rağmen Ekonomik paket aynen devam ediyor,Anayasa değişikliklerinin görüşüldüğü komisyondan ilk çıkarılan madde geçici 10’.cu maddenin çıkarılması oldu.Göç yasası mali kaynak yaratmak gerekir diyerek gündemden kaldırıldı. Bu arada enteresan bir gelişme oldu Polis’in sivil idareye bağlanması için Anayasa değişikliği gerekir diyenler artık bunun için Anayasa değişikliği istenmez mevcut yasalar ile bu yapılabilir demeye başladılar. Ancak bunu sağlayacak yasal düzenlemeleri gündeme getirmediler. Bütün bu çalkantılı ve de verilen sözlerin tutulmadığı sürecin sonunda CTP-BG yeniden yapılanma adı altında  2’nci Cumhurbaşkanının başkanlığında yeni bir sürece girdiler. Girilen bu süreçte Sn. M.A.Talat kadar parti sekreterliğini üstlenen Sn. Tufan Erhürman da ciddi sorumluluk üstlenmiştir.Tufan beyin meclisten geçirdiği en önemli yasa ‘’İyi idare’’ yasasıdır.Dağarcığında yukarıdaki sorunları giderecek çok çok yasalar vardır.Şimdi bir tarafından Sn. Talat’ın 22 maddelik dönüşüm formülü,diğer tarafından Sn. Tufan Erhürman’ın dağarcığında olanlar.İşte yeni atanacak Başbakan ve kuracağı kabine böylesi bir sorumluluğu üstlenecektir. Bunların olması halinde Sn. Talat CTP’yi olması gereken çizgiye taşıyabilecek. Sn. Erhürman’ın yasal dönüşümleri da toplumsal dönüşümü sağlayabilecektir.Tabi Anayasa değişiklikleri gibi bu yasalar kırpılıp kuşa benzetilmezse…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.