YANLIŞ YAPTIK DEYİP ÖZÜR DİLEYECEĞİNE HALA BOŞ BOŞ KONUŞUYOR!
Derviş DOĞAN
12 Ocak 2016 Salı 09:32
Yıllarca yargıçlık yapmış hukukçu Yüksek Yönetim Denetçisi Emine Dizdarlı için bir siyasinin kasıtlı olarak kendisini kullanmış olabileceğini söylüyor Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu. Ne kadar basit bir ifade bu. İçi bomboş. Tenekeden gelen ses gibi. Yazık. Bu ifadeler bir bakana ait. Oysa daha dün 11 milyon dolara hizmet alınan şirketi bilmediğini, tanımadığını meclis kürsüsünden söyleyen ve/fakat özel kalem müdürüne defalarca söz kousu şirketin yöneticilerini Ercan'dan VİP salonundan bakanlığına ait otomobille aldıran bir bakan var karşımızda. Daha dün bu meblağı T&T firmasının ödeyeceğini söyleyen, lakin aynı gün T&T yöneticisinin biz bu parayı ödemek istemiyoruz bunun için de hukuki süreç başlattık diyerek yanıtladığı bir bakan var karşımızda. Ve bu bakan böylesi yüksek bir meblağ (11 milyon dolar küsur) olan söz konusu hizmet alımını neden ihaleye çıkılmadan verdiğini, hangi hukuki dayanaklara göre verdiğini açıklamak yerine etrafa saldırıyor. Ve konuştukça batıyor. Emine Dizdarlı gibi yıllarca bu ülkede yargıçlık yapmış bir insanın, Yüksek Yönetim Denetçiliğine atanmış bir insanın, siyasi birileri tarafından kendisine karşı kullanılabileceği safsatasını ortaya atarak konuyu saptırıyor Tahsin Bey. Ne kadar seviyesizce. Üstüne bir de özür bekliyor Emine Hanım'dan. Bu konuda kendisini adeta suçlu pozisyonuna soktuğu içinmiş. Halbuki üç satır okuyup söylenenleri anlama yetisine sahip olan herkes burada kişisel bir suçlamanın olmadığını idrak eder. Burada usülne uygun olmadığı tespit edilen bir uygulama yapılmıştır bakanlık tarafından. Emine Hanım'da yetki ve sorumlulukları dahilinde bunu sorguluyor kamuoyu adına. Kamu vicdanı adına. Kısacası aldığı sorumluluğun gereğini yerine getiriyor. Bundan doğal ne olabilir? Hiç birşey. Alnınız açıksa, ve yaptığınız icraatın doğruluğunu savunacaksınız, çıkar gerekli açıklamaları yaparsınız. Şu şu gerekçelerle 11 milyon dolarlık hizmeti ihaleye çıkmadan neden verdiğinizi açıklarsınız. Yasal dayanaklar da gösterir ve hangi kurallara göre gerçekleştirmişseniz bu icraatı onu anlatır konuya açıklık getirirsiniz. Sonuçta temsil ettiğiniz makam da halk için vardır. Halka hizmet etmek, gerektiğinde hesap vermek için vardır. Yani diyeceğim o ki Sayın Bakan'ın bu tavrı anlaşılır gibi değil. Kimse şahsını sorgulamıyor. Şöyle dürüst, böyle efendi bilmem ne, gibi nazı geçen insanlar aracılığı ile bilinçli bir kampanya başlatmasına da gerek yoktu. Efendiliği de kendisine, doğruluğu da, dürüstlüğü de. Bunu zaten sorgulayan da yok. Herkesin kişiliği günahı ile sevabı ile, yanlışları ile doğruları ile kendine. Sayın Bakan'ın burada icra ettiği bir görevi vardır. Bir makamı temsil ediyor. Bütün bunlar hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerini önüne koyması için sebeplerdir. Kaldı ki yapılan yanlış bir de icraat vardır. Şu anda da sorgulanan odur. Sayın Bakan'ın kişiliği değil. Sanırım bunu anlamakta zorlanıyor kendisi. Veyahut anladığı halde konuyu saptırmaya çalışıyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.