12 Temmuz 2025
  • Lefkoşa25°C
  • Mağusa26°C
  • Girne26°C
  • Güzelyurt23°C
  • İskele26°C
  • İstanbul23°C
  • Ankara26°C

YAMALI BOHÇA OLARAK NİTELENDİRİLEN HÜKÜMETİN ÖMRÜ 10 AY SÜRMEZ!..

Taner Ulutaş yazdı...Yamalı bohça olarak nitelendirilen hükümetin ömrü 10 ay sürmez!..

Yamalı bohça olarak nitelendirilen hükümetin ömrü 10 ay sürmez!..

21 Aralık 2020 Pazartesi 08:02

Hükümet kuruldu, kuruluyor derken, UBP-DP-YDP azınlık hükümeti, yırtık bohça gibi yamalanarak kuruldu. Sonrasında da, 24 evet, 22 hayır ve 3 çekimser oy ile ite kaka güvenoyu aldı. Ancak, alınan bu güvenoyuna bakarsak, azınlık hükümetinin ömrünün pekte öyle sağlam kazığa bağlandığını söyleyemeyiz. Bohçaya atılan 3 yama bir yerlerden patlarsa, yandı gülüm keten helva filminin yine vizyona girdiğini görebiliriz.

Vallahi bu güne kadar birçok kez, kendilerini pahalı satanların üzerine kurduğumuz hayallerin, bazı ucuz siyaset üreten siyasilerin maliyetinin, bizlere pahalıya patladığını yaşayarak gördük. İşimiz inşallah ve maşallaha kaldığı için, bu defa inşallah ile başladığımız cümlelerimiz, koalisyon hükümetinin icraatları sonrasında maşallah ile biter duasındayız.

Evet, hükümet kuruldu. Ekim ayında yeniden seçime gidilecek, bu bir icraat hükümeti değil, seçim hükümetidir denilerek kurulan koalisyon hükümetinin, programına ve parti başkanlarının açıklamalarına baktığımız zaman, seçimin değil 2021 Ekiminde, 2023 Ekiminde bile olmayacağı hissine kapılırsınız.

Birde hükümet güvenoyu almadan ortakların, kaynananın sana söyledim kızım, ama sen üstüne alma lafım gelinedir manasında bir birlerine laf salladıklarına bakarsak, gelin – kaynana muhabbeti sonrasında, kabak galiba yaşanacaklar sonrasında, damat pozisyonunda olan biz halkın başında patlayacak gibi görünüyor.   

Bunu da nerden çıkarttın diyenlere lütfen Kıb-Tek olayında söylenenlere bakmalarını salık veririm. Erhan Arıklı, birçok kez yolsuzlukların üzerine gideceğim açıklamalarında bulundu. Ekonomi Bakanı olunca, bu sözünü yerine getirmek için, Kıb-Tek’te ihale yolsuzlukları var. Vurgun büyük ve üzerine gideceğim dediğine tanık olduk. Ancak sonrasındaki açıklamalarında, bazı mihraklar, El-Sen’i üzerime saldırdılar derken, sanırım babasına, baba öküzü koyunca diğer taraftan sosis olarak çıkar. Peki sosisi koyunca diğer taraftan öküz olarak çıkar mı diye soran çocuğun bile anlamasına karşın herhalde, bizlerde kimi kastettiğini anladık.

Koalisyon kurulurken, her bakan kendi bakanlığını ilgilendiren konularda konuşsun anlaşmasına varıldı. Ancak buna rağmen, birçok bakanın, alakaya maydanoz konularda bile diğer bakanların sahasına girerek açıklamalar yaptıklarına tanık olduk. Örneğin 13. Maaşın ödenmesi konusunda, Maliye Bakanı dışında birçok bakanın, 13. Maaş ile ilgili açıklamaları, efendiliği ile bilinen Maliye Bakanı Dursun Oğuzu bile çileden çıkarttı. Ve sözü, dayanamayarak kaynak arayışındayız diyerek nazikçe durun be arkadaşlar müzik çalmadan horon tepmeyin noktasına taşıdı.

Bence, cep delik cepken delikken, sıçanın bile düşmesi halinde başını yarayacağı tam takır kuru bakır bir bütçe önümüzdeki süreçte, hükümeti yıpratacak. Her halükarda, Ocak, Şubat Mart aylarında vergi ödemeleri, araç ruhsatlarından hazineye akacak para, hükümeti ilk 3 ayda rahatlatacak. Ama ondan sonraki aylar ve 2023 içinde yaşanacak kriz sonrasındaki ekonomideki daralma, sanırım hükümetin çok sıkıntı yaşamasına neden olacak.

13. Maaş ve maaşlar ile ilgili olarak, Maliye eski bakanı Olgun amcaoğlu, bir hak olan 13. Maaş ile ilgili olarak para var demişti. Dursun oğuz ise kaynak arayışı içerisindeyiz diyor. Peki, para varsaydı nereye gitti? Cumhurbaşkanlığı seçimlerine mi harcandı? Harcandıysa, seçime katılan ve harcanan paralar nedeniyle kaybettikleri söylenen Serdar Denktaş ile Erhan Arıklı bunun kanıtlanması halinde, buna ne diyeceğini söyleyebilirmisiniz? Bence bu konu bir nebzecik hükümeti sıkıntıya sokar gibi.

Birde 13. maaş ödenmesi bir zorunluluktur. Bu lütuf değil, bu haktır diyen sendikalar, 13. Maaşın yanı sıra, parasızlık nedeniyle kırpılacak olan bazı haklar sonrasında, her şey süt liman pozisyonunda davranış mı sergileyecekler? Yoksa muhalefet partileri, icraat hükümeti yerine seçim hükümeti rolünü üstlenen koalisyon hükümetinin, icraat yerine seçime yönelik kararları karşısında rahat mı duracak dersiniz?

Ayrıca YDP’nin ahaliye daha önce yolsuzluk ve vatandaşlık ile ilgili verdiği birçok söz var. Koalisyon hükümeti sıkıntılar nedeniyle bunları yerine getiremeyecekse, tabanından gelen baskıya ne kadar dayanarak bu birlikteliği sürdürebilir. Çarşı grak grak ederken, iş yerleri kapanırken, Ekonomi yerlerde sürünürken, UBP’nin müzmin hastalığı olan nalıncı keseri gibi hep kendi tarafına yontma durumu hâsıl olursa, hükümette güçlenme yerine eriyecek olan partiler bu koalisyonu nereye kadar götürür dersiniz? Bunun yanı sıra, BRT’nin, Tatar ile başlayan ve arada kısa da olsa Ersan Saner reklamı konulduktan sonra, yine Tatar ile devam eden haber reklam kuşağında, YDP ile DP’ye şans verilmemesine koalisyon ortakları sessiz kalacak mı? Özellikle BRT’de pek söz hakkı verilmeyen Zaroğlu ile çevresi, bu tek sesliliği yansıtan reklamlar sonrasında, harmandaki balyaları harmanlamaz mı dersiniz? 

UBP’de başkanlık kavgası olduğunu da unutmamak gerekir. UBP’de Olağan üstü genel kurul Ekim’de yapılacak deniyor. Ancak Faiz Sucuoğlu’nun açıklamalarına bakarsak, Ekim yerine Mayıs ayında da olabileceği söyleniyor. Peki, UBP’deki iç güçler bastırır ve genel kurul Mayıs ayında gerçekleşirse, üstüne üstlük birde parti başkanı değişirse o zaman hükümet başbakanın değişmesi durumunda nasıl yol alabilir söylermisiniz?

Birde vatandaşlık sorununu es geçip kulak arkası etmemek gerekir. Ayşegül Baybars Kadri, kendi bakanlığı döneminde, 7683 vatandaş yaptıklarını ve sırada 8 bin vatandaşlık olduğunu dile getirdi. YDP, Vatandaşlık verilirken, kişiye özel torpil mekanizmalarının çalıştırıldığı imasında bulunularak, 11 mührü olanın vatandaşlık aldığını, ancak 30 yıldan beridir buralarda yaşayan, ölünce buralara gömülecek birçok insanın vatandaş olamadığını belirtiyor. Ayrıca buralarda evlenen ve yuva kuran karısı veya kocası vatandaş olan birçok insanın da halen vatandaş yapılmadığından dem vuruyor. Burada bu evliliklerden doğan bazı çocukların halen vatandaş yapılmadığına vurgu yapılıyor. Peki, bu durumda YDP’ye gelmesi muhtemel baskıları, YDP’nin kaldırması mümkün mü?  Hele hele bu konuda sürekli çıkışlar yapan Bertan Zaroğlu’nun ağzı kapatılılır mı? Peki, bu sesler 7 desimetreden yukarılara çıkarsa koalisyon hükümetinin durumu ne olur?

24 eve 22 hayır ve 3 çekimser oy ile yamalı bohçaya dönen koalisyon hükümetinin, bu sorunlar yumağını iç sorunlarını da hesaba katarsak, bence de çözme gücü olmayacak. Buna birde parasızlık ve pandeminin yarattığı ekonomik sıkıntıya da dâhil edersek, dağların Mehmetali yerine hoptrininan çağıracağına tanık olabiliriz.  

Şahsi kanaatime göre yamalı bohça olarak nitelendirilen hükümetin, bence ömrü 10 ay sürmez. Sürse sürse bence, Mayıs-Haziran ayına kadar sürer ve sonrasında yamalar patlayarak bohçanın içerisindekiler dökülür. Sonrasında da hep bir ağızdan Mamma Miya şarkısı söylenmeye başlanır.

GÜNÜN FIKRASI132025565_892429938252976_6348098893995595980_n.jpg

GÜNÜN SÖZÜ131928996_163013545549664_4799158213511879918_n.jpg

GÜNÜN FOTOSU

132018635_688093361880868_5848956400115031397_n.jpg131927022_210137460716496_7636870457839092456_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
  • Rıdvan21 Aralık 2020 10:48

    Taner Ulutaş 22 ret nerden çıktı.?

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
SON DAKİKA

Yükleniyor...