27 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa7°C
  • Girne10°C
  • Güzelyurt5°C
  • İskele7°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara-3°C

YALNIZLIK ŞARKISI VE GÖZYAŞLARIM

Oshan SABIRLI

27 Temmuz 2015 Pazartesi 10:45

Candan Erçetin söylüyordu ve elimde fotoğraf makinesi ile hünhür hüngür ağlıyordum. İkinci kez binlerce insanın arasında ağlıyordum. Şarkı “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar” şarkısıydı. Yıl ise 2006 yılını gösteriyordu. Gizliden gizliye gözyaşlarımı siliyordum. Herkesin yüzünde garip bir burukluk, ama bir o kadar da huzur vardı. O gece kaç kişi acaba benim gibi hissetmişti. Eminim o gece birçok Kıbrıslı Türk gözyaşı döktü. Şarkı eski bir aşkı, yarım bir aşkı anlatsa da, ben o gece, aşk için ağlamıyordum. Kadere kızarken, yıldızların altında bir çok kişiye tek bir ağızdan şarkı söylüyordu. İkinci kez binlerce kişinin arasında ağladım demiştim ya, ne gariptir tam iki yıl öncesinde de benzer bir gecede bu kez Kıbrıs Rum kökenli bir başka kadın sanatçının söylediği, Yunanca  bir şarkıda gözyaşı dökmüştüm. Tarih 30 Nisan gecesini gösteriyordu. Saatler gece yarısına yaklaşırken Anna Visi söylüyordu. O gece çok ağladım. Üstelik o gece hakkım olanın elimden kayışını izledim. Anna Visi söylüyor ben kızıyordum. Yine bir aşk şarkısı söyleniyordu şarkıcı. Dodeka’nın Oniki olduğunu öğrenmiştim. Her şey tam 12’de şekil değiştirdi ve Kıbrıslı Rumlar tüm ada adına AB’ye üye oluverdi. Annan Planı Referandumu’na Kıbrıslı Rumlar evet demese de, çözümü istemese de, statükonun devamından yana oy vermiş olsa da, havai fişekler onlar için patlıyordu. Ben Güney Lefkoşa’da Elefteria yani Özgürlük Meydanı’nda, bir kez daha tutsaklığıma üzülüyordum. Aradan geçen 2 yılda bu kez referandumun yıldönümünde, 24 Nisan 2006’da İnönü Meydanı’nda, Elefteri’dan neredeyse 800 metre ötedeydim. Gecenin adı “Evet Günü Şöleni”  idi. Oysa tek bir evetin anlamının olmadığı bir dünyada yaşıyorduk. İşte sırf bu nedenle  BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin sözleri beni çok fazla heyecanlandırmıyor. Kıbrıs Sorunu’nun bu güne kadar değil Kıbrıs Temsilcisi bir çok birçok BM Genel Sekreteri’ni de harcadığının bilincinde korkuyorum yine. Kıbrıslı Türkler, özellikle evetçi olan güçlü bir grup kırılmaktan, tıpkı Candan Erçetin’in o gece söylediği şarkıda olduğu gibi yalnız kalmaktan korkuyor. Kıbrıslı Türkler barış istencini haykırsa da, tıpkı şarkıda olduğu gibi kader gibi, yalnız bırakılmaktan endişe ediyor. Mustafa Akıncı haklı, elinde sihirli değnek yok. Oysa ihtiyaç gayet net, Çözüm. Umarız gün gelir, bu kez barış gününü kutlamayı başarırız hem Türkçe hemde Yunanca şarkılar söyleyerek. Umarız Sakis Rouvas ve Burak Kut’un yıllar önce daha sınır kapıları bile açılmadan bu topraklarda başardığını başarırız… Barış mesajları ile dolu bir hafta geçirmeniz temennisi ile.  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.