22 Kasım 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele17°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ İNSANİ GÜVENLİK KONFERANSINDA TEMSİL EDİLDİ…

Panellerde kitlesel göç hareketlerinin, devlet dışı aktörlerin ve devletlerin politikalarının göçler göçmenler üzerinki etkileri masaya yatırıldı.

Yakın Doğu Üniversitesi İnsani Güvenlik Konferansında Temsil Edildi…

23 Ekim 2018 Salı 15:50

Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nur Köprülü, Ürdün ve Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin motivasyon ve toplumsal uyumlarını incelediği araştırmasını VIII. İstanbul İnsani Güvenlik Konferansında sundu.

 

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, bu yıl “Zor Zamanlarda İnsani Güvenlik II” temasıyla sekizincisi düzenlenen konferansta, Kıbrıs’tan tek konuşmacı olarak katılan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nur Köprülü, “İnsani Güvenlikte Sivil Toplum ve Cinsiyet Boyutu başlıklı panelde, “Ürdün ve Lübnan’daki Suriyeli Mülteciler: Sınırlamalar, Motivasyonlar ve Toplumsal Uyum” temalı tebliğini sundu.

İstanbul Kadir Has Üniversitesinin ev sahipliğinde, İngiltere’de faaliyet gösteren Coventry Üniversitesi Barış ve Uzlaşma Merkezi (CPRS), Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Güvenlik Birimi işbirliği ile ortak düzenlenen konferansa; hukuk, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve göç alanlarında uzman araştırmacıların yanı sıra sivil toplum kuruluşlarından temsilciler de katıldı.

Özellikle son yıllarda sayıları her geçen gün artan mülteci konusunun irdelendiği konferansa insani güvenlik kavramına atıfta bulunularak, insani güvenliğin günümüzde nasıl kavramsallaştırıldığı ve bu kavramın pratikte nasıl hayat bulduğuna ilişkin tartışmalar damgasını vurdu. Panellerde kitlesel göç hareketlerinin, devlet dışı aktörlerin ve devletlerin politikalarının göçler göçmenler üzerinki etkileri masaya yatırıldı.

Arap Baharı Ayaklanmaları Suriyeli Mültecilerin Göç Etmesine Neden Oldu…

Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Kenneth Christie’nin başkanlık ettiği “İnsani Güvenlikte Sivil Toplum ve Cinsiyet Boyutu başlıklı panelde, “Ürdün ve Lübnan’daki Suriyeli Mülteciler: Sınırlamalar, Motivasyonlar ve Toplumsal Uyum” temalı tebliğini sunan Doç. Dr. Nur Köprülü, Arap Baharı veya ayaklanmalarının 2011 yılından bu yana Arap ülkelerini etkisi altına aldığını belirterek söz konusu toplumsal hareketlerin bölgede yarattığı en dramatik durumunun sayıları 6 milyonu aşan Suriyeli mülteciler olduğunu ifade etti.

Doç. Dr. Nur Köprülü, 2011 yılında Dera’da ortaya çıkan ilk ayaklanmaların ardından Suriye’nin çatışma alanına dönüşmesi hem ülke içerisinde milyonlarca insanın yer değiştirmesine hem de komşu ülkeler ve Avrupa Birliği (AB) ülkelere göçlerine yol açtığını ifade etti. Bölgede ise en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkenin Türkiye, ardından da Ürdün ve Lübnan olduğunu dile getiren Köprülü ayrıca, Ürdün Krallığının toplam nüfusunun %23’ünü Suriyeli, Filistinli ve Iraklı mültecilerin oluşturduğunu ve günümüzde kişi başına düşen milli gelir göz önüne alındığında mülteci oranı en yüksek ülkenin Ürdün olduğunu ifade etti. Suriyeli mültecilerin Ürdün’e göç etmeyi tercih etmelerindeki sebebin sadece Suriye’ye coğrafik yakınlık ve hali hazırda pek çok mültecinin akrabalarının orada bulunmalarının olmadığını ifade eden Doç. Dr. Köprülü, ayrıca Ürdün’ün Orta Doğu’daki diğer ülkelere kıyasla daha istikrarlı bir siyasal sisteme sahip olmasından kaynaklandığını vurguladı.

Türkiye ve Ürdün Mültecilere Ev Sahipliği Yapıyor…

Çoğunlukla 1948-49 ve 1967 yıllarındaki Arap-İsrail Savaşları sonrasında ülkeye gelmiş, yaklaşık 2 milyon Filistinliye de evsahipliği yapan Krallığın, Suriyeli mültecilerin sayısının resmi rakamlara göre 650 bin civarında gayri resmi rakamlara göre ise bu rakamın 1 milyonu aştığını dile getiren Doç. Dr. Köprülü, Suriyeli mültecilerin bugün yaklaşık olarak %17’sinin halen mülteci kamplarında yaşamaya devam ettiğini ifade etti.

Ürdün gibi Lübnan’ın da Suriye’deki durumdan ciddi şekilde etkilendiğine değinen Doç Dr. Nur Köprülü, “Suriyeli mültecilerin büyük bir çoğunluğuna Türkiye ve Ürdün’ün ev sahipliği yapmasına karşın, Lübnan’da aynı zamanda ciddi sayıda bir mülteci vardır” dedi.  Suriyeli mültecilerin bugün toplam Lübnan nüfusunun %10’unu oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Köprülü şunları kaydetti; “Bu çerçevede, her iki ülke örneğinden yola çıkarak, mültecilerin yaşadıkları ülkelerin siyasal ve yasal sistemlerinden kaynaklanan sebeplerle farklı bir zeminde ele alınması gerekiyor. Suriyeli mültecilerin Ürdün’de kalma motivasyonlarının Lübnan’da yaşayan mültecilere göre daha fazladır” dedi.

İki ülke arasındaki temel farka da değinen Doç. Dr. Köprülü, Ürdün Krallığının Lübnan’a kıyasla daha istikrarlı bir siyasi yapıya sahip olmasının ve Lübnan’daki içsel ve mehzepsel ayrışmanın mültecilerin göçü neticesinde daha da karmaşık hale gelmesiyle yakından alakalı olduğunun altını çizdi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA