17 Nisan 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa16°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele16°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara16°C

YAĞMUR, ANNE SÜTÜ İLE BESLENMENİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahide Yağmur, anne sütü ile beslenme ve doğal beslenmeye dikkat çekerek, açıklamalarda bulundu.

Yağmur, anne sütü ile beslenmenin önemine dikkat çekti

04 Ekim 2018 Perşembe 15:54

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahide Yağmur, anne sütü ile beslenme ve doğal beslenmeye dikkat çekerek, açıklamalarda bulundu.
“Tek başına anne sütü ile beslenmede ilk 6 ay anne sütü, bebeğin bütün gereksinimini karşılar” diyen Yağmur, ilk yaş çocuk beslenmesindeki amacın; sağlıklı büyüme ve gelişmeyi, psikolojik, sosyal ve kültürel gelişimi sağlamak; doğumdan itibaren doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak olduğunu dile getirdi. Yağmur, bu dönemin hızlı büyüme ve gelişme süreci olduğunu (0-1 yaş en hızlı büyüme grubudur), vücut ağırlığı birimi başına sıvı-enerji ve diğer besin öğesi gereksinimlerinin yetişkinlerden fazla, sindirim sistemi özelliklerinin ise farklı olduğunu belirtti.
Yağmur: Anne sütü tek başına yeterli olan en uygun ve en doğal besindir
“Her canlının sütü kendi yavrusu için en uygun besindir. Çünkü o süt, bileşim yönünden o yavrunun büyüme hızı ve sindirim sistemi özelliklerine uygun olarak yapılmıştır” diyen Yağmur, anne sütünün yerini alacak ideal bir karışımın (Mama-formula) bulunamadığını ifade etti. Anne sütünün, anneden yeterli oranda gereksinimlerini alan her yenidoğan bebeğin normal büyüme ve gelişmesine yetecek besin öğelerinin tümünü karşılayan ve ilk 6 ay tek başına yeterli olan en uygun ve en doğal besin olduğunu söyleyen Yağmur, ilk 6 ay anne sütünün bebeğin su ihtiyacını tam olarak karşıladığını ve bebeğe ayrıca su verilmesine gerek olmadığını belirtti. 
Doğumdan sonra ilk 2-3 gün içinde salgılanan süte ‘Kolostrum’, halk dilinde ise ‘Ağız’ denildiğini söyleyen Yağmur, koyu limon sarısı renkte olan bu sütün az miktarda olmasına rağmen normal süttekinin bir kaç katı kuru madde bulunduğunu ve bağışıklık maddeleri yönünden çok zengin olan kolostrumun bebeğe bir damlasının bile ziyan edilmeden verilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Daha sonraki günlerde kolostrumun yerini normal süt alır. Yeterli ve dengeli beslenen ve iyi emziren bir anneden günde 700-800 ml kadar süt salgılanır” diyen Yağmur, süt salgılanmasını etkileyen faktörleri şöyle sıraladı: Annenin psikolojik durumu süt salgılamasında etkilidir. Korku, üzüntü, yorgunluk sütü azaltır. Anne düzensiz ve yetersiz beslenirse yeterli süt salgılanmaz. 
Yağmur: Süt salgılanmasını uyaran bazı faktörler vardır
“Sütün salgılanmasını sağlayan hormonlar vardır. Bu hormonlar ne kadar çok salgılanırsa o kadar çok süt üretilir. Bu hormonlara etki edip daha fazla süt salgılanmasını uyaran bazı faktörler vardır” diyen Yağmur, bunları; annenin süt verme isteği, çocuğuna sevgisi, çocuğunu yakın hissetmesi, annenin psikolojik durumunun iyi olması, bebeğini doyurduğunu hissetmesi olarak sıraladı.
Emzirme ve anne sütünün neden önemli olduğuna dikkat çeken Yağmur, bunları şöyle sıraladı: Her zaman temizdir, sıcaklığı idealdir, içeriği bebeğin gereksinmelerine uygundur, bebeği hastalıklara karşı koruyucu özel maddeler içerir. Alerjiye karşı koruyucudur ve bebeği pişikten korur. Bebeğin ruhsal, bedensel ve zekâ gelişimine yardımcı olur. Ucuzdur, hazırlama sorunu gerektirmez. Anne ve bebeği arasındaki duygusal bağı güçlendirerek sevgi dolu bir ilişkiyi kolaylaştırır. Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır; tip I diyabet (şeker hastalığı), obezite (şişmanlık), kalp damar hastalığı gibi… İshal, karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür. Çene ve diş gelişimini sağlar. Anne sütü bebeği en iyi şekilde beslediği gibi, bebek ve anne açısından yararları sayılamayacak kadar çoktur. Anne sütü alan bebeklerin bilişsel gelişim skorları daha yüksek bulunmuştur. Anne sütü ile beslenen bebeklerle anneleri arasında kuvvetli psikolojik bağ vardır. Bu bağın çocukluk dönemindeki kişisel ve sosyal gelişimini etkileyebildiği ileri sürülmektedir. 
Anne sütünün besin ögeleri bileşimi hakkında bilgiler veren Yağmur, anne sütü proteinin kalitesinin yüksek, örnek protein olduğunu ve tamamının vücut tarafından kullanılabildiğini ifade etti. Yağmur, anne sütünün çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin olmasının beyin gelişimi için çok önemli olduğunu ve bu yağ asitlerinin düzeyinin anne beslenmesiyle yakından ilişkili olduğunu dile getirdi. “Anne sütündeki toplam mineral miktarı, bebeğin böbreğini solut yüklenmesinden korur. Anne sütünde bulunan demir, hiçbir yiyecekte ulaşılamayan oranda emilerek bebeği anemiden korur. Anne sütündeki Vitamim A, E, C, Niasin (B3) miktarları da daha fazladır” diyen Yağmur, düzenli emzirilen ve yeterli anne sütü alan bir bebeğin ilk altı aylık dönemde C vitamini gereksinmesini anne sütünden karşıladığını, dışarıdan C vitamini kaynağı ek besin (meyva suyu, püresi gibi) verilmesine gerek olmadığını belirtti.
Yağmur: Anne sütü ile beslenen bebeklerin hastalıklara yakalanma riski daha düşüktür
Anne sütünde bulunan enzimlerin, sütü henüz bebeğin ağzında ve midesinde iken emilime hazırladığını ve bebeğin midesinin 15-45 dakika gibi kısa sürede boşalmasını sağladığını belirten Yağmur, anne sütünün sağlıkla ilgili çevresel faktörler açısından daha emniyetli olduğunu ve anne sütü ile beslenen bebeklerin hastalıklara (ishal ve solunum yolu hastalıklarına; kronik hastalıklara) yakalanma, obezite gelişme riskinin daha düşük olduğunu vurguladı. Emzirmenin anneye de sağladığı yararlar olduğunu belirten Yağmur bunları, annenin sağlığını koruması, doğumdan hemen sonra emzirme rahim kontraksiyonlarına yol açarak doğum sonu kanamasının kontrol altına alınmasını sağlaması, annenin doğum sonrası kilo vermesinin kolaylaşması, emziren annelerde; meme kanseri, yumurtalık kanseri, kemik erimesi riskinin azalması olarak sıraladı.
Bebek doğduktan sonra her ağladığında emzirilmesi gerektiğini, belirli bir süre ve saat beklemenin gereksiz olduğunu belirten Yağmur, bebeklerin midesinin boşalma süresinin 2-4 saat arasında değiştiğini ve zaten bebeğin bu süreler içinde ağlayacağını söyledi. Yağmur, “Yalnız bebeğin beslenme ihtiyacı dışında, bazı rahatsızlıklar nedeniyle de ağlayabileceği unutulmamalıdır. Doğumdan sonra bebekle annenin aynı odada kalması sık emzirmeyi desteklediği gibi bebeğin kokusu, sesi, ağlaması da süt salgılanmasını arttırmaktadır” dedi.
Anne sütünün bebeğe 6 ay boyunca, su dahi verilmeksizin tek başına verilmesi gerektiğini dile getiren Yağmur, anne sütünün bu süre içinde ek gıda ile birlikte verildiği zaman hem barsaktaki yararlı bakteri florasının oluşumu engellediğini, hem de anne sütündeki besin maddelerinin emilim oranının düştüğünü belirtti. Yağmur, 6. ayda anne sütünün bebek için yetersiz olmaya başladığını ve bu yüzden 6 aydan sonra anne sütüne ilave olarak ek besinler verilmeye başlanması gerektiğine dikkat çekti.
“Yeterli miktarda süt salgılanması, süt veren kadının yeterli ve dengeli beslenmesine bağlıdır. Emzikli kadının beslenmesinde kadının kendi fizyolojik ihtiyacı için gerekli olan ile süt salgılanması için gerekli enerji ve besin maddelerinin tümünün sağlanması amaçlanmaktadır” diyen Yağmur, annenin yediği bazı besinlerden süte geçen maddelerin bebeği rahatsız edebileceğini ve bu besinlerin; lahana, karnabahar, turp, soğan, pırasa, kurubaklagiller gibi kükürt içeren besinler olduğunu söyledi. Yağmur, ayrıca emzikli annenin sigara, alkol ve ilaç kullanmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA