YAĞ YAĞMURUM YAĞ

İlk okul talebesiydik. Hısara toplanır, hep beraber, tempo tuttururduk “ Yağ yağmurum yağ. Tarlada çamur, teknede hamur, bir hızlı yağmur”. Yağmur  düşünce de,  yalınayak, yol kenarında biriken sularda koştururduk, oynardık, eylenirdik. Çiftcimizin, hayvancımızın, köylümüzün yüzü gülerdi.. Sel, taşkın pek olmazdı. Fakat, son yağmurlarda  su ve sel baskınları halkımızı bıktırdı, canından bezdirdi. Çünkü, alt yapı yetersizliği ve doğayı tahribat, maalesef su taşkınlarına neden olmaya başladı. Bu kadar kurak bir ülkede, aç toprak suyu süratle yutmasına rağmen, taşkınlar oluyor, evler, iş yerleri, fabrikalar, mandralar sular altında kalıyor. Zarar ziyan tırmanıyor. Canlar, hayvanlar, kuzular, tavuklar vs. telef oluyor. Bu kez, aman yağma yağmurum diye, nerede ise, duaya çıkılacak. Kara yolları sorumluları, belediyeler, ilgililer, planlayıcılar, trafik uzmanları, tarım uzmanları vs.  her nedense, bir türlü su baskınlarını, selleri önlemekte yetersiz kalıyor, ve zayolup giden suları da toparlayıp, depolayamıyor kimse. Barajlar, göletler doldurulamaz mı ? Yağan yağmur suları kanalize edilemez mi ?. Havalar ısınırkenden de su nöbetleri had safhaya ulaşıyor, değil mi ? Şikayetler gırla gitsin.. Her kış mevsiminde, hatta  bazı diğer aylarda , sert rüzgarla birlikte gelen yağmurlar, felakete sebeb oluyor. Afat vurdu deniyor ve  şikayetci halkı , iş adamını susturmaya çalışılıyor. Ey dostlar, ey azizler, ey yetkililer ! Daha kaç yağmur seli , taşkını yaşanmalıdır, önlemler almanız için? Kaçak yapıları, çevre katlini, doğaya yapılan  tahribatı durdurmanız için ? Daha büyük felaketlerin, can kaybının yaşanmasını mı bekliyorsunuz ? ***** Biraz da  siyasetten bahsedelim. Dostlar soruyor bana. UBP deki, CTP deki, DP deki  olayları, çekişmeleri, dağınıklıkları izliyor musun ? İzlesem ne, izlemesem ne... İzlesem de , eleştirsem de , yorumlasam da , faydası olur mu? Cevabını da ben vereyim. Olmaz. Hiçbirşey olmaz. Neden mi ? Çünkü, siyasi partilerimizin çalışmalarını , yalnız kendileri, belirli kişileri belirler.  Onlar kimseyi dinlemezler. Onlar herşeyi herkesden çok daha iyi bilirler. Öyle zannederler. Değil mi ya !! Bilselerdi, güç ve seçim kaybetmelerine rağmen , istifa eden bir siyasi  parti başkanını, yönetim kurulunu, merkez yönetim üyelerini gördünüz mü ? Yoook. Çünkü onların kitaplarında  istifa mekanizması yoktur. On kez kaybetseler de , bir sürü nedenler, mazeretler sıralarlar, ve, kendi hatalarını asla kabul etmezler. İstifaya yanaşmazlar. Bakınız, siz izleyiniz UBP yi de DP yi de CTP yi  de, diğerlerini de !! Öyle sıkıntılar yaşamakta olmalarına rağmen, bölünmelere, tartışmalar, sürtüşmelere rağmen, belirli güçlerin ekseninden çıkılamıyor. Hal böyle olunca da, ne politikalarında, ne de icraatlarında , halk yararına hiçbir şey üretemiyorlar. Zaten, onu düşünen de yok, der bana dostlarım. Varsın yağmurlar yağsın, aylar, yıllar geçsin, şarap da mahzende yıllansın. Bunlar da öyle...