YA VERDİĞİN SÖZDE DUR YA DA SÖZ VERME
Hatice İNTAÇ
19 Aralık 2017 Salı 08:00
Havalar iyice soğudu. Şiddetli esen rüzgârlar ve sağanak yağmurlar gerçek anlamda kışın geldiğinin haberini veriyor. İçinde bulunduğumuz iklim kuşağına göre ada halkı olarak yine de şanslıyız. En azından kuzey yarım küredeki ülkelerde, bu mevsimde görülen kar fırtınaları, hortumlar ve sel felâketlerini yaşamıyoruz. Gerçi alt yapıların, dere yataklarının zamanında ıslah edilmemesinden dolayı her kış bir kaşık suda boğuluyoruz ama olsun!… Ölmüyoruz ya!. Hele şimdi bu seçim arifesinde insanların yaşaması ile ölmesi kimin umurunda?.. Seçim heyecanı ve hırsı var ya…
Hükümet bütün görevlerini boşlamış ( sanki ne zaman önemsemiş ki?.) koltuk kapma sevdasına düşmüşken memleketin, toplumun ihtiyaçlarını ve sorunlarını mı düşünecek?..İktidarlarının gücünden yararlanarak para ile sahte anket düzenleterek, insanlarda yanlış algı yaratmak, onları kandırmaya çalışmak gibi yoğun işleri varken memleketin sorunlarıyla mı uğraşacaklar? Varsın yansın dünya… Yeter ki koltuklar baki kalsın.. Hastalar depolarda bile ilaç bulamıyormuş, hastanelerde doktor yokmuş, sağlık sistemi yerlerde sürünüyormuş, yollarda arabalar seke seke gidiyormuş, kazasız gün geçmiyormuş,eğitim hepten dibe vurmuş, marketlerde etiketler her gün değiştirilecek kadar enflasyon başını alıp gidiyormuş,esnaf dükkanının önünde sinek avlıyormuş, seçimi fırsat bilen kamu dairelerinde personel kendine tatil vermiş, vatandaş muhatap bulamıyormuş.. Kime ne?.. Herkes ne hali varsa görsün ama yeter ki sandığa gidip onlara oy versin kurdukları sömürü düzeni devam etsin, toplumun beli biraz daha bükülsün; hatta yerlerde sürünsün.. Ya yeni partilere ne demeli?.. Karşılarında iktidar gücünü ellerinde tutan, oy toplamak uğruna meşru olmayan yollarla binlerce kişiyi vatandaş yapan, başkalarına ait arazileri babalarının malı gibi usulsüz olarak dağıtan, peşkeşi hayat tarzı edinip güç kazanan, şaibeli kazançlarla bankalardaki hesaplarını her gün biraz daha kabartan ve hala doymak bilmeyip bunun devamı için oy toplama avına çıkanlara rağmen o kadar parti kurmanın, oyları dağıtmaktan ve yine eskilere yol açmaktan başka işe yaramayacağının hiç mi hesabını yapmadılar?.. Yoksa iktidar olmak sevdası ileriyi göremeyecek kadar onların da mı başını döndürdü? Birlikte hareket etmek o kadar mı zordu? Elbet kendilerine göre sebepleri vardı ama ne olursa olsun mademki yıllardır süregelen bu aksak düzeni ve onun uygulayıcılarını beğenmiyorduk, yeni, demokratik bir düzen yaratmak istiyorduk bu kadar parti yaratmaya gerek yoktu diye düşünüyorum. Bunlar sadece benim değil birçok insanın da ortak kanaati. Yine de, onlar elbet ne yaptıklarını biliyorlar deyip yanılmayı yeğliyorum.
Esasen KKTC kurulduğundan beri hep başkaları tarafından yönetiliyoruz. Meclis sadece göstermelik.. İplerimiz hep başkalarının elinde. Onlar ne derse o oluyor. Her seçim zamanı bunun düzeltileceğine, artık kendi olanaklarımızla var olacağımıza söz verilse de maalesef bu olmuyor. Seçim öncesi her aday bol keseden atıyor. Sözler veriyor, vaadlerde bulunuyor ama seçimlerden sonra bunların hepsi unutuluyor.
Peşkeşler, adamına göre iş vermeler, usulsüz ihaleler, özelleştirmeler devam ediyor. Koltuğa her oturan Ankara’nın kuklası oluyor. Ayaklarımızın üstünde durmaya kendi olanaklarımız mı yok? Tabii ki var.. Tarım ve hayvancılığa uygun bir coğrafyada yaşadığımız halde bu işi yapanlara iktidar tarafından yeterli destek verilmediği gibi aksine dışarıdan almak durumunda kalınıyor ki bu da yerel ekonominin günden güne çökmesine neden oluyor.Memurdan, dar gelirliden bordro mahkûmlarından alınan vergiler bağımsız icraat yapmamıza, emir kulu olmamamıza yetmiyor. O zaman da parayı veren düdüğü çalıyor. Ankara düdüğü öttürdü mü akan sular duruyor. Evet efendimler, şükranlar, el pençe divan durmalar devam ediyor. Peki de trilyonlarla oynayanlardan niye vergi alınmıyor? Her gün bir yenisi eklenen soygun yuvaları casinolar, gece kulüpleri ve bet ofisler ailelerin dağılmasına ve sosyal hayatın yok olmasına mı yarıyor sadece? Bunlardan vergi alınmıyor mu? Alınmıyorsa neden? Alınıyorsa bu paralar ne için kullanılıyor? Memleket için kullanılmıyorsa nereye gidiyor, kimlerin cebine giriyor? Cılız olsa bile umut her zaman vardır ve onun gerçek olması her vatandaşın şahsi çıkar düşünmeden, toplum olarak refaha, huzura, ekonomik dengeye ulaşılması için önce tarafsızca geçmiş iktidarları sorgulaması, sonra da aklını, sağduyusunu, vicdanını, iradesini kullanarak sandığa gitmesi ve en önemlisi adayların seçim önces bol keseden verdikleri sözlerin tutulmasıdır. İşte o zaman umutlar yeşermekle kalmaz; yıllardır her türlü yoksunluktan çoraklaşmış bu ada da güllük gülistanlık olur.
7 Ocak sonrası sandıktan çıkanlar yine verdikleri sözlerde durmaz da ayni düzene devam ederlerse o zaman da toplum olarak bunun üstüne bir bardak su içilir..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.