22 Kasım 2024
  • Lefkoşa23°C
  • Mağusa21°C
  • Girne24°C
  • Güzelyurt21°C
  • İskele21°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara17°C

YA EL PENÇE DİVAN DURACAKSIN YADA !..

Taner ULUTAŞ

04 Mayıs 2020 Pazartesi 08:26

Türkiye’de ne varsa, KKTC’de de olacak diyenler, darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmayacağını bilmeden, kafalarındaki modeli buralara uygulamaya başladı.

Demokrasinin bir yelpaze olduğunu, bu yelpazede her görüşe yer verilmesi gerektiğini bilmek istemeyenler, faşizan bir tutum ile Türkiye’de birçok TV’nin ve gazetenin fişini çektikleri gibi Diyalog TV’nin de uydudaki fişini çekti.

Abdullah Öcalan’ın kırmızı bültenle aranankardeşini, Bir Devlet Kurumu olan TRT’de, çıkartıp konuşturanlar, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e, yaptıkları programlarda saldırıp hakaret edenlerin yanısıra, keşke Yunan kazansaydı da Cumhuriyet kurulmasaydı. O zaman hilafet kaldırılmaz, medreseler kapatılmazdı. Şeriat son bulmazdı. Belki de Osmanlıya yeniden dönerdik diyen, fesli efendilere sesiz kalıp yayınlarına dokunmayanlar, Hasan Erçakıca’nın sunuculuğunu yaptığı ‘Dünyaya Bakış ‘ programında, Besim Tibuk’un, Türkiye’nin bağımsız bölünmez bütünlüğüne zarar verdiği ve TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiği gerekçesi ile Diyalog TV Türksat Uydusundaki fişini çekti.

Diyalog TV’nin uydudaki fişi çekilirken, o müesseseden ekmek yiyenlerin ailelerinin durumu hiç dikkate alınmadı. Halkın büyük bölümü, etik olarak bulmadıkları bu konu ile ilgili olarak, KKTC bir devletse ve bu devlettin YYS gibi kurumları da varsa, burada savcı da biz hâkim de biziz. Ceza verilecekse cezasını da biz veririz derken, Turnusol kâğıdı gibi renk değiştiren veya bulunduğu mekanın rengini alan bazı bukalemunlar, geride playback yapmayı tercih ettiler. HattaDiyalog TV’nin fişi çekilirken, ma SİM TV ondan beterdir. Onun fişi daha önce çekilmeliydi demekten de geri durmadılar.

Kısacası bu günlerde, dünyayı bir telaş sarmış gidiyor. Batıda korona virüs, Doğuda göç ve yaşam telaşı. Bizde ise padişahın gözüne girme kavgası.Günümüzde Moda ne Gucci, ne Altınyıldız, nede Buratti’dir. Moda el pençe durma,yada ağzına band koyarak sessiz olma modasıdır. Modaya uymaz, Köle Isaura’lığı kabul etmezsen, Şak diye verilen emir sonrasına Şak diye fişin çekilir.

Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı, cennetten, cehenneme dönüştürülen bu Ada’da, insanlara çok cendereden geçirildi. Bir zaman moda komünist modasıydı. Birisine komünistdenildikten ve gece diğer tarafa yolcu edilmesine sessiz kaldık..

Sonra Türk’ten Türk’e kampanyası başladı. Rum’dan alış veriş yapanlar Rumcu oldu. Rum’dan alınan malların markası değiştirilerek, Türk’e satılarak Köşe dönüldü.Rumca kelime söyledin örneğin ‘Bandabuliya’ dedin ver iki şilin cezasına sessiz kaldık..

Karikatür olayında, saldırın denilen Afrika’nın camları yerle bir edildi. Türkiye’de kapısına bile gidemeyeceğiniz Meclisin buralarda damında cirit atılarak bayraklar asıldı. Bu ülkenin ekmeğini yiyenler, ailesini bu ülkede geçindirip KKTC vatandaşlığını alanlar, sen benim cumhurbaşkanım Erdoğan’a saldıranlara arka çıktın diyerek, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya saldırmayı kendilerinde hak gördüler. Akıncı’ya siyah çelenk konuldu. Ama Maalesef baştakilerin bile buna çanak tutmasına sessiz kaldık.

Dikili Taş altında, üç-beş hamle sonrasının hesaplandığı satranç yerine attığı zarın getirdiği oyunu oynayan bazı emir erlerimizin, eğitim sömestrinin tam ortasında,Haspolat’taki Meslek okulunun derslerinin kesilerek, İmam Hatip okulu yapılmasına ses çıkartmamalarına sessiz kaldık.

Bazı Milletvekiliile bakanların elçiliğe çağrılıp bir müşavir tarafından fırça atılmasına, iktidar olup da iktidarda iktidarsızlık yaşayanların hazırladıkları bakanların listelerinin, Elçilikte gece değiştirildikten sonra ertesi gün değiştirilmiş şekli ile açıklanmasına sessiz kaldık.

1986-87 yıllarında Özal’ın size orta ölçekli sanayi gerekmez, Siz turizme yönelin deyip UBP-TKP hükümetini bozup, paketi hayata geçirmesine, sonrasında da Sanayi Holding’in tüm fabrikalarının Türkiye’ye taşınmasına sessiz kaldık.

Trabzon Gençlik Olimpiyatında, Mersin’de Akdeniz oyunlarında davet edilmesine karşın gençlerimizin tribüne gönderilmesine, orada bulunan bakanımızın buna seyirci kalmasına, Türkiye yetkililerinin, tanımam dedikleri Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağı geçerken selam durmasına sessiz kaldık.

Maaşın kaç sorusundan sonra,  yedi buçuk sekiz efendim diyeni eleştirirken, bu soruyu soranlara karşı görme, duyma konuşma  3 maymunların yanına eğilde gülle geçsin dördüncü maymunu koyarak sessiz kaldık.

Bir canlı yayın sırasında TC Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya bu ülkeyi sen yönetmezsin, biz söz sahibiyizdemesine bağımsız ve özerk bir yapıya sahip olduğunu iddia ettiğimiz KKTC’yi aşağılayan, TC Dışişleri Bakanına karşın sessiz kaldık.

Türkiye bizim Atavatanımız. Türkiye dayanağımız. Onunla bu yolu birlikte almak durumundayız tamam. Ama 30 kusur senedir bir türlü büyüdüğü görülmeyen ve hala yavru gözü bakılarak otur oturduğun yerde denilen KKTC için yavru büyüdü diyemedik. Diyenlere de saldırmayı tercih ettik. Bu ülkenin ekmeğini yiyen ancak hala daha burasını vatan olarak benimsemeyip başbakanına, Cumhurbaşkanına kendi kafalarına göre saldıranlara sessiz kaldık.

Bir ülkenin devlet olması için bayrağının, parasının, toprağının velhasıl kendi kurumlarını idare etmesi gerektiğine karşın, Eğitim Bakanlığının içinde cirit atan Elçilik Mensupların verdiği direktifleri uygulayan, uygulanmaması halinde görevlerinden alınmalarına karşı sessiz kaldık.

KTÖS ve KTOEÖS’nın eğitim ile ilgili yapılması gerekenleri dile getirirken, dinin kul ile Allah arasında olduğunu bilmeyen bir grup tarafından saldırılmasına sessiz kaldık.

Türkiye’den gelen, burasını yurt bilen Türkiyeli soydaşlarımızın, bazı durumlara tepki göstermesi sonrasında onlara saldıran bir takım yağlama ve grasolam ustalarına karşı sessiz kaldık.

KKTC Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkan ve Yardımcısı Türkiye’den getirilirken, Tütün Fabrikası yöneticisi bile buradan atanmazken ve en önemlisi buralarda bize Muhtarlık ve azalığı bile bırakılmamaya çalışılmasına, sessiz kaldık

Davulun boynumuzda, tokmağın başkasının elinde olduğu kendi evimizde misafir konumuna sokulmamıza, hatta siz İngiltere’ye Avustralya’ya gidin denilerek, dağdakinin gelerek bağdakini kovma çabasına girişmesine sessiz kaldık.

Bari Diyalog TV ile başlayan basını susturma girişimine sesiz kalmayalım. Küçük harfler ile konuşurken, büyük harflere geçerek sesimizi 7 desimetreye yükseltelim.KKTC bir devlet ise ona devlet gibi davranılması gerektiğini, hayır sen yavru kalacaksın diyenlere ‘Yavru’ artık büyüdü, genç bir delikanlı oldu diyelim.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.