YA ÇEK FİŞİNİ BİTİR İŞİNİ, YA DA !...
Taner ULUTAŞ
24 Nisan 2017 Pazartesi 09:13
Orta Doğu coğrafyasında adını KKTC For Ever koyduğumuz bir devlet kurduk. 30 yaşına gelmesine özene bezene, biraz da bir yerlerimizi yırtarak kurduğumuzu ilan ettiğimiz bu devletciğimizi bir türlü sağlıklı bir delikanlı yapamadık. Anasının kuzusu diye yanaklarını sıkıştırıp severken, kazık kadar oğlanı ‘Beşikten’ çıkartmaya hiç girişmedik.
Garson Devlet’ yapacağız dediğimiz devletçiğimizi ‘Cebberrut Devlet’ haline sokarak, vatandaşa korku saçtık. Bizi yönettiğini zannedenlere iyi olmanın kolay ama zor olanın adil olmak olduğunu nedense öğretemedik.
Erdoğan’ın ‘Beslemesinden’ Cemil Çiçek’in ‘Rumcu’ yakıştırmasından sonra Bağış’ın, bize anlama özürlü ve Rumcu yakıştırmasını eyvallah diyerek kabul etme kibarlığını öğrendik. Yiğitler yiğidi, bulut olup, gürleyen ancak nedense yağamayan Yiğit Bulut’a bile tahammül ettik. Bizler ciğercinin kedisi gibi cama bakıp yalanırken, ciğerciden ikide bir tekme yeme yerine, aç kalma pahasına özgürlüğünü seçen özgür kedi gibi olmayı tercih edememenin sıkıntısını yaşadık.
Son olarak bestesi ve güftesi Çavuşoğlu Beyefendiye ait Mozart’ın, Ölüm Marşı olarak da nitelendirilen 9’ncu Senfonisine benzeyen Kıbrıs’ta biz yaparız. Biz ederiz tekerlemeleri ile dolu eserini dinledik. Ona, siz kurduğunuz ve adına ‘Cumhuriyet ‘dediğimiz bu coğrafyada ‘Yavru’nun prestijini düşünmeden, ben istediğimi yaparım modunda açıklamalar yaparsanız, AB dediğiniz o birilerinin bu ‘Cumhuriyeti’ ve onu idare edenleri nereye koyacaklarını hiç düşündünüz mü? Söz ağızdan çıkar ve ağızdan çıkana kadar o sizin esirinizdir. Ancak ağızdan çıktıktan sonra siz onun esiri olursunuz sözünü hiç mi duymadınız? Diyemedik.
KKTC For Ever’in yöneticileri, bu yaşananlar sonrasında bile ellerinde hesap makinesi, garsona, Anasının ne kadar bahşiş vereceğinin hesabını yapmakla meşgul. Bahşiş gırla ama gurur, onur ve prestij ile inandırıcılık ‘Mafiş’ olmuş kimin umurunda.
Bankalar kol kola girerek halkı esinlendireceğiz diyerek Bileşik Faizi halis zeytin yağına bulayarak geçirten hükümetlerin, kazığı yedikçe bağıran halkı esenlendirdiğini sananlarla dolu bir devlet. Ve kazık girdikçe, bağıran ama kılını kımıldatmayan bir halkın yaşadığı toprak parçası. Nasıl ama?.
İlim ve İrfan yuvası yapacağız dedikleri bir ülkeyi ‘Kumarhane’ cennetine döndüren. Uyuşturucu, hırsız, soyguncu ve katillerin yol geçen hanına döndürüldüğü, katilliklerin bile olağan hale getirildiği bir ülke. Nasıl ama?
Delik deşik, tarla yoluna dönüşen ve affedici olmadığı için birçok sevgili kulunu Tanrı’ya ihsan eden yollara bile çok kaliteli yollarımız var diyebilen bakanlar. Ve bu bakanlar ile idare edilen bir devlet. Nasıl ama?
Kapısı ve penceresi kırık dökük ve bu nedenle sorma gir hanı bile denilemeyen KKTC For Ever, diye isimlendirilen bir coğrafyada ellerine geçirdikleri bıçak ile kadınları kesip biçen manyakların elini kolunu sallayıp kol gezdiği ancak öküzün trene baktığı gibi bakan yöneticiler ile dolu bir devlet. Nasıl ama?
Bizi Tiii sesini çıkartan zurnanın son deliği noktasına taşıyanların Saray önünde tavla oynarken, el alemin, 4-5 hamle ötesini bile düşündüğü satranç oynamayı tercih etmediği bir siyasetçi grubu ile idare edildiği sanılan bir devlet. Nasıl devlet ama?
Artık birilerine, Mevlana’nın dün dünle beraber gitti. Bugün yeni şeyler söylemek veya yapmak lazım söylememiz gerek. Hatta geçmişten çok artık geleceği düşünmeliyiz, çünkü bundan sonra orada evlatlarımız ve torunlarımız ile birlikte yaşayacağız dememiz gerekmez mi?
Yes Sir kelimeciğini ezberlediğimiz.. Peki efendim demeyi alışkanlık haline getirdiğimiz çözüm denildiği zaman ‘Vatan Haini Rumcu’ sözcüklerine mazhar olduğumuz bu ülkede yine vatan haini olma bahasına birkez daha çözümü dile getirmek isterim.
Son günlerde Sayın Akıncı’nın, açıklamalarından sonra bende, görüşmelerin çıkmaza girebileceği, hatta bitebileceği kanaati uyandı. Ben iki federasyonlu, herkesin kendi evinde söz sahibi olacağı, ancak bir çatı oluşturularak dışta bir hükümet ile idare edilebilecek bir ‘Federasyon’dan yanayım. Haaaa bu olmuyorsa ve iş yokuşa sürülüyorsa, o zaman prematüre bebeğin çek fişini bitir işini diyeceğim. Ve yeni oluşturulacak ama prestiji ve onuru da ayaklar altına alınmayacak yeni bir yapıyı inşa etmeye başlayın diyeceğim. Çünkü çözüm yoksa artık o yeni yapının zamanının da geldiği düşüncesindeyim.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.