VEDAT MİLOR: YEDİĞİNİZ YEMEKTEN VERDİĞİNİZ OYU TAHMİN EDEBİLİRİM
Vedat Milor: Türkiye'yi dana yiyen bir ülke haline getirdiler
18 Ağustos 2018 Cumartesi 19:15
Vedat Milor, yeme alışkanlığının insanın nasıl bir karaktere sahip olduğunun ipucunu verdiğini söyledi. Milor, Türkiye'deki yemek kültürünün yıllar içerisinde nasıl değiştiğini ve bu değişimin tarımda izlenen yeni politikalarla derinden ilişkisinin önemini vurguladı.
Gastronomi yazarı ve televizyon programcısı Vedat Milor eskiden beri ‘naif' olarak değerlendirildiğini ancak kendisinin ‘sorumlu' olmaya çalıştığını söyledi. Cumhuriyet gazetesinden Zeynep Miraç'a konuşan Milor, " Mesela bana Amerika'da bir insanın ne yediğini söyleyin, kime oy verdiğini, Cumhuriyetçi mi yoksa Demokrat mı olduğunu tahmin edebilirim" dedi.
Söyleşiden bir bölüm şöyle:
Ne yediğiniz kim olduğunuzu mu tarif ediyor?
Kesinlikle. Mesela bana Amerika'da bir insanın ne yediğini söyleyin, kime oy verdiğini, Cumhuriyetçi mi yoksa Demokrat mı olduğunu tahmin edebilirim. Cumhuriyetçiler steak & potato (biftek ve patates) tipidir. En çok onu severler. Demokratlar ya değişik mutfakları denerler ya da vegan/ vejetaryenlerdir.
Türkiye'de de bir insanın ne yediğinden kime oy verdiğini tahmin edebilir misiniz?
Evet. Reaksiyonundan çıkar. Ne yediğinden çıkmaz da, ne yemediğinden daha kolay çıkar. Mesela Instagram'a Fransa'dan bir güvercin yemeği koyuyorum, "Abi böyle şey yenir mi?" diyorlar. Çok dar bir alanda yemek yiyor Türkiye'deki pek çok kişi, bu da dar bir dünya görüşünü gösteriyor. Zaten bizde et açısından çok fazla seçenek yok. Av eti hiç yenmiyor. Domuz dinsel olarak yasak. Endüstriyel tavuk var. Deniz ürünlerine mesafeliyiz. Türkiye'nin florası tamamen küçükbaş hayvana uygundur. Keçi ve koyuna. Büyükbaşa uygun çok az yer var. Tamamen değiştirdiler bunu ve Türkiye'yi dana yiyen bir ülke haline getirdiler.
İnşaat yapabilmek için dere yataklarını kâğıt üstünde değiştirdiler Vedat Bey, bunu değiştirmişler çok mu?
Dana daha kârlı çünkü. Oysa keçi çok sağlıklı bir et ama neredeyse kalmadı. Bir de burada insanlar çok önyargılı. Çeşitli karidesler var, lezzetleri farklı. Türkiye'de kimse buna ilgi duymuyor. Sadece karideste değil, domateste de aynı, patateste de aynı. Genellikle damak zevki gelişmiş kültürlerde ayrımlar var, bizde hep aynı kategoriye koyuyorsun. "Karides değil mi", "domates değil mi, hepsi aynı"… Bunun sonunda tarımda ata tohumları ortadan kalktı. Zaten Özal döneminde başladı ata tohumlarının yasaklanması.
Sebebi nedir?
Uluslararası şirketlerden gelen baskı. Türkiye o zaman da şeffaf olmadığı için, kimse bu soruları sormamıştır; bir kararname ile çıkmış, sonra kurumsallaşmıştır. Çünkü uluslararası tekel var. 1979'dan sonra globalleşme ortaya çıktıktan sonra bizim gibi karşı koyamayan gariban ülkeler yabancı tohumlara tamamen teslim oldular.
'KIZIM VEJETARYAN OLURSA HOŞUMA GİDER'
Veganlardan kuzu merakınız nedeniyle epey tepki alıyorsunuz. Onlara cevabınız nedir?
Kızmıyorum, onu söyleyeyim. Bana duygusal bir tepki gibi geliyor. İspanya'da sırf bu amaçla yetişen kuzular var ve üç haftalık yeniyor. Bizim kıvırcık gibi. Çok lezzetli. Orada hedonizmim ağır basıyor. Kızım da bana "Küçük kuzu yenir mi?" diye soruyor.
Kızınıza ne cevap veriyorsunuz?
Epey oldu diyeli, şu sıralar demiyor. O pek et yemek istemiyor. Hamuru çok seviyor, meyve sebze yiyor. Balığı da pek sevmiyor, gerçi ben de 18 yaşında balık yemeye başladım. Hiçbir baskı yapmıyorum. Hatta ilerde vejetaryen olursa hoşuma gider bile diyebilirim.
Neden?
Biz eski nesiliz, daha gaddar. O şekilde büyümüşüz. Yeni nesil etik olarak daha üstün. Hem sağlık açısından hem de etik olarak vejetaryenliği çok takdir ediyorum.
Tarihsel süreçte yemeklerle ilgili algı da değişiyor. Çocukluğumda kurban kesildiğini seyrettiğimi hatırlıyorum, et yemek konusunda tereddütüm yok ama bugün kesilirken bakamam.
Ben de tavuk yemiyorum, nedeni çocukluğum. Dedemin tavuk çiftliği vardı. Kesildiğini görmüşüm, sonra da kesilen tavuğu yemem için baskı yapılmış. Bu yüzden kesinlikle tavuk yemem. O kuzunun kesildiğini de görmek istemem elbette, o zaman yiyemem.
Eskiden tabaktaki kuzuyla çayırdaki kuzu farklıydı, artık okuduklarımız bunları zihnimizde buluşturuyor.
Benim hedonist zihnimde o derisi kızarmış, incecik yağlı kuzuyla 1968 Marques de Riscal Reserva Tempranillo'nun ne kadar iyi gideceği buluşuyor.
'MUTLULUKLA YEMEĞİ ÖZDEŞLEŞTİRDİM'
Proust'un madlen çağrışımını hatırlarsak, çocukluğunuzdan sizde iz bırakan yemekler, sizi hemen o günlere taşıyan tatlar var mı?
Evimizde büyük nine dediğimiz bir hanım vardı. Mart ayı geldiğinde Elmaslar Kasabı'ndan süt kuzusu alır, ondan çiğ börek yapardı. Yer yemez suları akmaya başlardı, inanılmaz lezzetliydi. Bir oturuşta 10-12 tane yerdim. Onun dışında evimizin emektarı Arzu Hanım'ın yaptığı keşkeği hatırlıyorum. Kokusu ve lezzeti hafızamda. Bir de yemediklerim var. Kemikli et hiç yemezdim, iğrenirdim. Balık da yemezdim. Annemle büyümedim, dedem ve babaannemle büyüdüm. Annemle gittiğim lokantaları hatırlıyorum, ilk kez Çin lokantasına gitmiştik. Taksim Lamartin caddesindeki… Orada ilk kez tatlı ve ekşi karides yedim. Annem de çok seçiciydi, az şey yerdi. Fakat sevdiğini de çok severdi. Mesela fois gras (kaz ciğeri), domuzu ilk kez annemle yedim.
Eski söyleşilerinizi okuduğumda annenizi hep yemekle birlikte hatırladığınız dikkatimi çekti. Şimdi yine benzer şeyler anlattınız.
Annemle çok yoğun bir ilişkim oldu. Babamdan ben 5 yaşımdayken ayrıldı, onu hep üzgün ve mutsuz gördüm. Birine çok âşık oldu, evlendi ancak o süreç çok sancılı geçti. Beni çok etkilerdi onun mutsuzluğu. Annemi mutlu hatırladığım anlar sofradaki anlar. Bir de akşam yattığında sigarasını yakıp Jacques Brel, Aznavour dinlediği anlar. Belki de bu şekilde zor bir dünyada yemeği mutlulukla özdeşleştirdim. İştahsız bir çocuğun yemeği haz olarak gören birine dönüşmesinde belki de bunun etkisi vardır.
‘ŞARAP KONUSUNU YAZAMIYORSUNUZ, BU KOMİK BİR ŞEY'
Yaklaşık 12 yıldır yemek üzerine yazıyorsunuz. Bu süre zarfında yazılarınız Türkiye'nin değişiminden nasıl etkilendi?
Giderek üretim ilişkilerini, doğayı, yerli tohumları daha çok vurgulama fırsatı buldum. Öte yandan şarap konusunu yazamıyorsunuz, bu komik bir şey.
Lokantaların düzeyinde nasıl bir değişiklik oldu?
Aşağı gitti. İnsanlar anlamıyor diye kaliteyi devamlı düşürüyorlar. Fine dining can çekişiyor Türkiye'de, bitmiş gibi. Şu anda iki tür lokanta tutuyor; ya zincir yerler, menüleri birbirine benzeyen formül lokantalar. Sıradan malzemeyle yapılan yemekler, mesela moda diye kinoa getiriyorlar. Bir de modern meyhaneler var. Frank Sinatra ile başlayan akşam eller havaya ile bitiyor. Bunlar garip bir elit özentiliği. Oysa ben geleneğin sürmesini savunuyorum.
İçinde büyüdüğünüz aile yapısı, eskilerin kalburüstü dediği, bugün elit olarak etiketlenen bir yapı. Hani Beyaz Türk denenlerden…
Ben etrafıma baktığımda sadece iki türlü Türk görüyorum: güzel Türk ve çirkin Türk. Fiziksel görünüşten söz etmiyorum. Köklü bir aileydi benimki, ancak varlığını bitiren bir aile. Babam dedemden sonra her şeyi sattı. Benim gördüğüm bir saltanatın çöküşüydü. Ben de bunun bilinciyle yurtdışına gittim.
Sosyal medyada sizi elit olmakla eleştirenler var, "Hayat size güzel Vedat Bey"… Kısa süre önce sosyal medya üzerinden kızınıza "Sen yabancı mısın?" diyen PTT memurunu eleştirdiniz ve kızınızdan özür dilemesini istediniz. Size gelen cevaplarda şu ağır basıyordu: "Vedat Bey takıla takıla buna mı takıldınız, sizinki de dert mi?" Siz onların sandığı gibi Babil kulesinde mi yaşıyorsunuz?
Benim de 150 bin tane derdim var elbette. Sağlık dertlerinden tut da aile sorunlarına kadar. "Sen kuşkonmaz yiyorsun, orada insanlar ölüyor" dersen her şey anlamını kaybeder. Ne anlamlı ki? Hiç kimse hiçbir şey yapamaz o zaman. Mesele gelir düzeyiyse ben üniversitedeki işimi bıraktım, para kazanmıyorum artık.
Sizin hak arama çabanız naiflik olarak değerlendirildi ve "Abi amma ciddiye aldın, burası Türkiye" dediler. Bu tepkilere şaşırdınız mı?
Çok eskiden beri naif buluyorlar, artık şaşırmıyorum. Ben buna sorumluluk duygusu diyorum. Doğu kültüründe bu duygu ve empati pek gelişmiyor. Sorumluluk duygunuz geliştiğinde karşınızdakinden beklentileriniz de gelişiyor. İşini doğru yapacağını ve gururunuzu kırmayacağını bekliyorsunuz. Bana "Abi takma kafanı" diyenler benden daha rahatlar. Belki de gerçek elitler onlar, hiçbir şey onlara dokunmuyor. Dokunulmazlıkları var. Eleştirdiğim postacı gibi, istediği kişiye istediğini söyleyebilir. Gerçek seçkin o… Ben kendimi mağdur olarak görüyorum. Batılı kesim artık yeni mağdur kesim.
- Gürcistan'da yasa tasarısı karşıtı gösteride arbede yaşandıGürcistan'da, "yabancı etkinin şeffaflığı" konulu yasa tasarısı karşıtı gösteride, güvenlik güçleri ile göstericiler arasında arbede çıktı.29 Nisan 2024 Pazartesi 23:41ASYA
- Biden Netanyahu ile görüştü, İsrail'in güvenliğine olan bağlılığını yinelediABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Netanyahu'yla telefon görüşmesi gerçekleştirdi.29 Nisan 2024 Pazartesi 22:40AMERİKA
- İskoçya'da Başbakan Hamza Yusuf görevinden istifa ettiNicola Sturgeon'un yerine yaklaşık bir yıldır SNP liderliği ve başbakanlık görevini yürüten politikacı, hükümete başka bir ismin liderlik etmesinin "zamanının geldiğini" söyledi.29 Nisan 2024 Pazartesi 21:35AVRUPA
- Yakın Doğu Üniversitesi, Kriz Yönetimi ve Duygusal Dengede Eğitimler VerdiYakın Doğu Üniversitesi'nden Kriz Yönetimi ve Duygusal Dengede Eğitimler29 Nisan 2024 Pazartesi 20:32YDÜ - YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
- Threads uygulaması Türkiye'de erişime kapandıMeta şirketinin X'e (Twitter) rakip olarak piyasaya sürdüğü ve şu anda dünya çapında yaklaşık 150 milyon aylık aktif kullanıcısı olan Threads uygulaması, Rekabet Kurumu'nun kararı sonrası Türkiye'de erişime kapandı.29 Nisan 2024 Pazartesi 19:25TEKNOLOJİ
- Araştırma: T-rex türü dinozorlar sanıldığı gibi zeki değilAralarında davranış bilimci, paleontolog ve nörologların bulunduğu uluslararası araştırma heyeti, tyrannosaurus rex (T-rex) türü dinozorların sanıldığı gibi zeki olmadıklarını, timsah ve kertenkeleler gibi davrandıklarını ortaya koydu.29 Nisan 2024 Pazartesi 18:15AVRUPA
- Kargo iade paketine giren kedi yüzlerce kilometre uzağa uçtuABD'de evcil bir kedi, iade edilecek bir kargo paketine gizlice girince, yüzlerce kilometre uzağa uçtu. Kimliği çiple tespit edilen kedi, bir hafta sonra ailesine kavuştu.29 Nisan 2024 Pazartesi 17:36AMERİKA
- Uluçay: Plajlarımız 15 Mayıs itibarıyla tam randımanlı olarak hizmet verecekGazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaparak, denizlerin herkes için erişilebilir olması adına çalışmaya devam ettiklerini vurguladı.29 Nisan 2024 Pazartesi 16:11GAZİMAĞUSA
- Güney Kıbrıs’ta kanser hastasını tedavi gördüğü merkezden kovdularGüney Kıbrıs’ta, aynı zamanda GESİ sağlık sistemi dahilinde olan rehabilite merkezinde bulunan bir kanser hastasının, sevk süresinin dolduğu gerekçesiyle merkezden kovulduğu belirtildi.29 Nisan 2024 Pazartesi 16:11GÜNEY KIBRIS
- 13 Kilo uyuşturucuyla yakalandılar...Ercan Havalimanında düzenlenen x-ray operasyonunda 13 kilo uyuşturucuyla yakalanan Hollandalı turist M.B ile suçla bağlantılı tutuklanan Libyalı Z.B mahkemeye çıkarıldı.29 Nisan 2024 Pazartesi 15:50KIBRIS
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.