27 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa11°C
  • Girne15°C
  • Güzelyurt5°C
  • İskele11°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara-3°C

VATANDAŞIN UMURUNDA DEĞİL

Oshan SABIRLI

09 Ekim 2015 Cuma 03:42

Türkiye’den gelen ve çok yakın bir zamanda ülkeye dağıtımının başlanacağı kaydedilen su ile ilgili tartışmalar yine devam ediyor. Peki bu tartışmaları yapan kim? Belediyeler, Muhalefet, Ve haber kıtlığından birazda basın. Tüm bunların dışında tartışmalar kimsenin umurunda değil. Sohbetlerde herkes dört göz ile suyun geleceği günü bekliyor. Üstelik sanki su gelince Mesarya’nın yem yeşil olacağı, sulu ziraatın başlayacağı ve üreticinin ihya olacağı, ülkede her tarafın park bahçe şekline dönüşeceği gibi komik bir de algı var. Suyun gelmesinin önemi çok büyük ama hülyalara da kapılmamak gerek. Türkiye’den gelecek suyun, bizim su kalitemizden daha iyi olduğu söyleniyor. Bunun doğru olduğuna inanmak için birçok nedenimiz var. Açıkçası vatandaş Oshan Sabırlı olarak şu an yaşadığım evde Lefkoşa’nın kireci yüzünden sürekli olarak şofben servisi yaptırmaktan, musluk değiştirmekten hatta evdeki saksı çiçeklerinin bile ölmesinden bıktım. Su sıkıntısı çekiyor muyum peki? Oturduğum apartman dairesinin hem zemin katında, hem de apartmanın damında su depolarımız bol miktarda olduğu için böyle bir sıkıntım da yok. Ancak 3-4 günde bir verilen diğer yerleşim birimleri 24 saat ana su hattından akacak suyun hayalini kuruyor. Geçitkale’de çocukluk yıllarımı düşündüğümde su motorunun yasak olduğu zamanlar akılma gelir. Üstelik abuk subuk saatlerde açılırdı sular. Herkes birbirine “sular geldi” diye haber verir ve evdeki depoları doldurabilmek için bir birimiz ile yarışırdık. Üstelik su deposunu doldurmak ne mümkündü o zamanlar. Bu gibi sorunlar büyük oranda aşılmış olsa da, aslında “su hayattır” sözcüğü bundan sonra daha da önemli bir şekil bulacak. Acı ama gerçek, biz Kıbrıs Türk toplumu olarak o kadar çok abuk subuk zamanlar yaşadık ki, mevcut şartlarda. Günlerce elektriksiz kalan, jeneratörün lüks olmadığı bir ülke KKTC. Üstelik kimliğine kimlik, toprağına toprak diyemeyen, çözümsüzlüğün, torpilin, “neyi değil, kimi bildiğin önemli” mantalitesinin yerleştiği coğrafyada, insanların su ile hayatının değişeceğine de inanmak biraz hayalcilik aslında. Türkiye’den gelecek su dört gözle bekleniyor, akıllarda ise “e şimdi ne olacak?” düşüncesi var. Açıkçası suyun tüm ülkeye dağıtılacağı zaman ise 2020 yılı diye hedefleniyor. Dağıtım, yönetim, fiyat politikası, teknik bir arızada kimin ne şekilde müdahale edeceği, yeni suyun sisteme uyup uymayacağı gibi bir çok soru işareti var. Biraz da burun kıvırarak takip ediyoruz bu belirsizliği. Sakiniz, suskunuz, beklemedeyiz. İşin enteresan yanı banyo küvetlerini doldurup veya mevcut banyo küvetleri yerine jakuzi alıp keyif yapma hayallerimiz de yok şimdi…        

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.