29 Nisan 2024
  • Lefkoşa27°C
  • Mağusa30°C
  • Girne25°C
  • Güzelyurt27°C
  • İskele30°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara17°C

UNUTAMA BENİ

Mesut GÜNSEV

07 Ağustos 2017 Pazartesi 09:37

Esmeray’ın ardından…

 

Son İstanbul seyahatimde her zaman olduğu gibi kitapçıları turlarken… CD reyonunda eski bir dosta rastladım… Esmeray…. Bir çok kaliteli albüme imza atan OSSİ MÜZİK… Hakan Eren’in yapımcığı ve direktörlüğünde “En İyileriyle ESMERAY” adı altın da  unutulmaz sanatçının 24 şarkısını çok zarif bir “Hatıralar Albümü” ile birlikte yayınlamış. D&R da son kalan albümü sevinç ve hasretle kucakladım… Adaya geldiğimden beri de dinliyorum… Neden mi? İşte geçenlerde kutladığımız  Kıbrıs Barış Harekatının 43 üncü yıl dönümünün hemen sonrasında sıcak bir ağustos gecesi –aslında 5-6 ağustos gecesi ,yani dündü-yaşadığımız “O güzel insan ve anısı” aşağıda…Rahmet ve selam olsun…

 

“Her sabah nazar boncuğuna bakıyor, ‘bugün bana birşey olmayacak yaşayacağım’ diyordum çocukça bir hisle kendi kendime... (...) ve saat üçte “yeşil” işaret fişeği ve telsizden “kuzu” kodu ile günlerdir beklediğimiz Lapta taarruzu emri geldi. Aynı günün gecesinde Bayrak Radyosu’ndan parazitli de olsa ilk defa Esmeray’ı dinlemiştim...”

Ağustos 1974’ün beşinci gecesi Girne Beşparmak dağlarının Hristotosimma tepesindeki muharebe ileri karakolunda, bize kuş uçuşu beş yüz metre mesafedeki Rum Milli Muhafız Ordusu mevzilerinin karşısında ateşkesin getireceği sonuçları bekliyorduk.

Bulunduğum çukura gelen bölük komutanım Üsteğmen Muhsin Ergene, müziği sevdiğimi de bildiğinden “Mesut sen İtalya’da iken bu parça çok meşhur oldu... Bak dinle...” deyip cızırtıyla çalan küçük transistorlu radyoyu uzattı...

Hala dumanları tüten tamamen yanmış çıplak tepede, parıldayan mehtabın altında Kıbrıs Bayrak Radyosu’ndan gelen, parazitli de olsa, insanın ruhunun içine işleyen buğulu bir sesi dinlemeye başladık...

“Unutma – Unutama beni” ve Esmeray’la tanışmam bu koşullarda oldu. Muhsin Kaptan mevziin üstüne bir battaniye örttü ve bir sigara yaktı...

Şarkı bittiğinde ikimiz de fazla bir şey konuşmadık... Boğazımda bir düğüm, kulaklarımda Esmeray’ın sesi, unutamayacaklarımı düşünerek sabahı beklemeye başladım.

İşte tam o sırada, sevdiğim kızın İtalya’dan gelip harekata katılmak üzere İstanbul’dan ayrılırken “uğur getirsin” diye verdiği ve yara bandı ile künyemin üstüne sarıp yapıştırdığım nazar boncuğunun yerinde olmadığını gördüm.

Oysa her sabah nazar boncuğuna bakıyor “bugün bana bir şey olmayacak, yaşayacağım” diyordum çocukça bir hisle kendi kendime...

...Ve saat üçte “yeşil” işaret fişeği ve telsizden “kuzu” kodu ile günlerdir beklediğimiz Lapta taarruzu emri geldi.

Esmeray’ın gizemli, buğulu sesi yerini silah tarrakalarına bıraktı. Taarruz sırasında ise tam önümden hareket eden Fethiyeli Onbaşı Osman Dağlı, düşman otomatik tüfeği ile biçildi. O şehit oldu... ben kurtuldum...

Aradan yıllar geçti. Ne o geceyi, ne o günü ve ne de Esmeray’ı hiç unutmadım... Esmeray’la karşılaşıp bu duygularımı anlatma fırsatım olmadı. Kıbrıs’a çok “sanatçı” geldi gitti ama Esmeray’ı ben hiç yakalayamadım.

Oysa profesyonel askerliğim süresince her moral gecesinde ve dinlenme saatlerinde devre hoparlörlerinden duyulan parçaları ile Esmeray hep bizlerin yanında oldu.

Kışlalarda tezkere bekleyen Mehmetçik’lerin gönlündeki sevgiyle anıldı hep Esmeray...

Toprağa verildiği gece ana haberleri sunduğum KKTC Genç TV’de bu küçük öyküyü anlattım gözlerim dolarak ve haberleri “Güle Güle Esmeray” diyerek onun “Unutama Beni”siyle kapattım...

İçimde 28 yıl ödenememiş bir borcun sızısı var... Onu çok özleyeceğim... Galiba “nazar boncuğu’ asıl şimdi kayboldu...”

 

(Mesut Günsev – Nokta Dergisi 12 Nisan 2002)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.