ÜNİVERSİTE CENNETİ Mİ, ÜNİVERSİTE ÇÖPLÜĞÜ MÜ!!!
Ediz TUNCEL
02 Ekim 2017 Pazartesi 08:16
Ülkemiz ilk kez 1980’li yılların başında üniversite kavramıyla tanıştı ve aradan geçen 30 küsur yılda birbiri ardına açılan üniversitelerle, giderek artan ve bugün 100 bini geçen uluslar arası öğrenci potansiyeliyle tam bir üniversiteler cennetine dönüştü.
Bir üniversite öğrencisinin bir yılda KKTC ekonomisine bıraktığı ekonomik katkı en az 20 nitelikli turistin ülkemizi ziyaret ederken bıraktığı ekonomik katkıya eşdeğer duruma geldi ve hatta geçti.
Kabaca hesaplarsak, 100 bin öğrenci demek, 2 milyon turistin sürekli olarak ülkemizde bulunması demektir…
İlk başlarda üniversitelerimizin derdi ayakta kalabilmek ve kendi kendine yetebilmek için kalitesine bakmadan mümkün olduğunca çok öğrenci çekmek ve çarkı döndürebildikleri kadar döndürmekti.
KKTC üniversitelerine sağlanan kolaylıklar da buna cevaz veriyordu ve bir dönem önüne gelen KKTC üniversitelerine daldı, bir tarafından girdi, diğer tarafından çıktı.
Hal böyle olunca da KKTC üniversitelerinin kalitesi sorgulanmaya başladı, diğer taraftan özel üniversitelerin bir rant kapısı olabileceğini gören Türkiyeli yatırımcılar da Türkiye’de birbiri ardına özel üniversiteler kurmaya başladı, böylece özel üniversiteler arasında rekabet de başladı…
Türkiye de özel üniversite işine el atınca, bu kez Türkiye basını ve iş dünyası arasındaki kirli, kokuşmuş ilişkiler su yüzüne çıktı, Türkiyeli üniversite yatırımcıları Türkiye basınını KKTC üniversitelerine karşı tetikçi olarak kullanmaya başladı, KKTC üniversitelerinin zafiyetleri allandırıla pullandırıla, ballandırıla çallandırıla Türkiye medyasının her köşesinde yankılanmaya başladı, hatta ve hatta, bel altından vuruşlarla akla hayale gelmeyecek iftiralar da atılmaya başlandı.
Haliyle bu da KKTC üniversitelerine gelmek isteyen öğrencilerde ve ailelerde bir tedirginlik yarattı, bir dönem KKTC üniversitelerine olan rağbet düştü.
AKP iktidarı, daha doğrusu o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, doğru bir zamanlamayla bu gidişatı durduracak tedbirleri aldı, KKTC üniversitelerine saldırılar ip gibi kesildi.
Kuyruğundan güdümlü TC basını KKTC üniversitelerine saldıra dursun, öğrenci sayısı bakımından yeterli doyuma ulaşan köklü KKTC üniversiteleri hedef değiştirdi ve öğrenci sayısıyla birlikte kaliteye de önem vermeye başladı, son yıllarda giderek artan bir akademik kalite performansı ortaya koymaya başladı, öyle ki, KKTC’nin köklü üniversiteleri akademik kalite ve akademik altyapı bakımından Türkiye’nin önde gelen ama kimi cemaatın, kimi başka başka örgütlerin de çete yuvası haline gelen üniversiteleriyle de rekabet eder, hatta daha da iyi bir konuma geldi.
Bu da KKTC üniversitelerinin bir dönem muzdarip oldukları kötü propaganda dönemini siyasi müdahaleye gerek duyulmadan bir kez daha kapattı.
Peki bu noktada ne oldu!!!
KKTC’yi üniversite kurmada rant kapısı olarak gören, esas derdi kaliteli eğitim değil rant elde etmek olan, elindeki ne idüğü belirsiz parayı aklamak isteyen para babaları KKTC’de üniversite kurma sırasına girdi…
Bizim memleket sorma gir hanı ya, TC’den abisini bulan buradaki hükümetlere baskı yaptırınca işler tıkır tıkır işliyor ya, sorma gir hanında kimin ne maksatla üniversite kuracağının bir önemi yok ya, ipini koparan üniversite kuracak diye bizim memlekete dalmaya başladı…
Peki ne olur bu iş böyle devam ederse!!!
Şu anda üniversiteler bakımından hem akademik hem de öğrenci sayısı bakımından doyuma erişmiş üniversiteler, akademik kaliteyi bir tarafa bırakır, tekrar öğrenci toplama derdine düşer, rekabet ortamı akademik kaliteden öğrenciyi müşteri görme odaklı işletmecilik zihniyetine teslim olur, bu da KKTC üniversitelerini başladıkları noktaya kadar geriye götürür.
Bir diğer ciddi olumsuz faktör ise, kontrolsüz ve başıboş şekilde artan öğrenci sayısının ülkeye getirdiği ve daha da getireceği sosyal, kültürel, ekonomik ve adli sorunlardır.
Ne yazık ki bugün ülkemizde binbir türlü olaya karışan ve mahkeme koridorlarını dolduran zanlıların dikkate değer bir çoğunluğu yurt dışından gelen üniversite öğrencileridir.
Öğrencileri yolunacak kaz olarak gören ev sahipleri, gelen öğrenci sayısı arttıkça kira fiyatlarını düşüreceklerine daha fazla azmakta, daha fahiş kiralar talep etmektedirler.
130’dan fazla ülkeden gelen öğrenciler ise Kıbrıslı Türklerin sosyo-kültürel yapısına uyum sağlamamakta, bildiklerini okumakta, ortalığı darmadağın etmekte, her türlü yolsuzluğa, uğursuzluğa, suça, gürültüye, patırtıya teşebbüs etmektedirler.
Polis örgütü ve mahkemeler mesaisinin büyük bir kısmını öğrenci milletinin açtığı belalarla uğraşarak harcamaktadır.
Diğer taraftan, büyük çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen meydanı boş bulan öğrenciler sayesinde ülkede alkol ve sigara tüketimi resmen patlama yapmıştır, ülkemizde meydanı boş bulan dikkate değer bir öğrenci kesimi her köşede peydahlanan barların, meyhanelerin müdavimi olmaya başlamıştır.
Ülkede bir yılda alkole ve sigaraya harcanan para miktarı çok rahatlıkla 500 milyonu geçmektedir, ki bu rakam da memleketin bütçesinin onda birine denk gelmektedir.
En az bunlar kadar tehlikeli olan ve öğrencilerin elinde ne var ne yok silip süpüren bet ofisleri de öğrencilerin bir numaralı uğrak noktası olmayı sürdürmektedir.
Uyuşturucu tüccarlarının en revaçta müşterileri de yine üniversite öğrencileridir, polisin sürekli peşinde olduğu bu zibidi tayfası ağlarına düşürebildikleri kadar öğrenci düşürmek için de özel gayret sarfetmektedirler.
Peki kontrolsüz şekilde ülkemizdeki üniversite sayısı artarsa ne olacak???
Yukarda yazdığım rezillikler artan üniversite sayısıyla orantılı olarak artacaktır, tek kazanan ise öğrencilerin kötü alışkanlıklar edinerek para bıraktıkları barlar, meyhaneler, bet ofisler gibi yerler, ev sahipleri, bakkallar, marketler, ve öğrenci milletini uyuşturucu pazarı olarak gören uyuşturucu tacirleri olacaktır.
Peki bunlar ne için oluyor ve olacak???
KKTC’de para aklamak için üniversite kılıfında alengirli işleri için “işyeri” açmak sevdasında olan para babaları için olacak…
Yok arkadaş, sağolun ama, eksikte kalın…
Artık fazla geliyorsunuz, maden gücünüz yetiyor, gidin geldiğiniz yerde üniversite açın, ne haliniz varsa görün, ama bizim memleketi sözde üniversite açacaksınız diye kendi rant çarklarınıza, alengirli işlerinize alet etmeyin…
Bu lafımız, aynı zamanda bizim siyasiler için de geçerli…
Memleketi yeterince yol geçen hanına çevirdiniz, artık biraz durulun, hanın kapısını birazcık kapatın…
Bu arada, ne halt ettiği belli olmayan YÖDAK sayfasına girdim de, bir bakayım dedim, memlekette kaç tane aktif üniversite var diye…
YÖDAK sayfasında memlekette kaç tane üniversite olduğuna dair bir bilgi yok, o sayfa yapım aşamasındaymış, ama bol tarafından hava cıva var…
Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’ya bu vesileyle buradan acizane sesimizle duyurulur; bir web sayfasını yapmak veya yaptırmak birkaç saatlik bir iştir, iki paralık basit bir işi halledemeyen YÖDAK başkanı, üyeleri, sorumluları ne halta yararlar da KKTC üniversitelerinin dışa açılan yüzünü uyduruk, iki para etmez bir web sayfasıyla kara çıkarırlar ve nasıl olur da bundan da hiç gocunmazlar diye sormak da Sn. Akıncı’nın aklına geliyor mu acaba!!!
YÖDAK’ın bugünkü haline baktığımızda, balık baştan kokarken memleketin adım adım üniversite çöplüğüne dönüşmesi de kaçınılmaz gibi görünüyor…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.