​UMULMAYAN TAŞ BAŞ YARARMIŞ

T. Ocağı'nın yemekli gecesinde taraftarlar ve yöneticilerle beraber futbolcular da fazlaca eğlenmiş olacaklar ki, dün sahada adeta yürüdüler.

O alıştığımız ilk 15 dakikada rakibi bunaltan, yaptığı baskı ile golleri bularak rakiplerinin gardını düşüren T. Ocağı gitmiş, yerine "bitse de gitsek" diye düşünen futbolcular gelmiş.

Tabi bu durum Burak'ın cezalı olması nedeniyle oynamamasından kaynaklanan orta saha zafiyetinden de olabilir, oynanacak kupa maçı için "fazla yorulmayalım" düşüncesinden de kaynaklanabilir.

İlk yarıda rakibinden ürkmesi nedeniyle orta sahada çoğalan ve savunmaya önem veren Cihangir, baktı ki T. Ocağı futbolcuları bal yapmaz arı gibi pozisyon üretemiyor; İkinci yarıda orta saha oyuncularının Patrick'e destek vermesi ile sık sık pozisyona girmeye başladılar.

Fırat'ın savunmadan çıkan her topu ileri taşıması, Mete'nin aldığı toplarla tehlikeler yaratması golün geleceği müjdesini vermişti ama savunmanın bir hatası ile golü kendi kalelerinde gördüler.

T. Ocağı savunmasının zaafı ile Patrick bir dakika sonra golü atınca, Cihangir tekrar saldırmaya başladı. Maçın en iyi isimlerinden Mete takımına penaltıyı kazandırıp, Ertan da golü filelere bırakınca, filmin sonu belli oldu.

İkinci yarıda oyundan alınan Mustafa Akış'ın yerine savunmanın sağ tarafından ortaya alınan Yunus başarılı olamayınca, oyundan alındı, yerine aynı bölgeye bu kez Mustafa Avcı alındı. O da orta sahada Mete'nin ataklarını önlemeye engel olamadı.

Cihangir kötü bir takım değil; Umut, Ertan ve Hasan savunmada iyi işler yaparken, orta sahada Yanick, Fırat, Mete ve özellikle 2. yarıda Ümit çok çalıştılar. Cihangir takımında tek anlayamadığım 75 de Hüseyin Karavezirler'in yerine alınan Taner'in bu takımda ne işi olduğu. Adam geçemiyor, pas veremiyor, topa vuramıyor. Sağ kanatta oynamasını gerektiren bizim bilmediğimiz başka ne becerisi var? Doğrusu çok merak ettim.

Mehmet Öksüzoğlu, deneyimli bir hakem. Verdiği ve vermediği faul kararları ile taraftarlarca eleştirildi ama kararları doğru idi. İlk yarıda Yunus'un rakibini ceza alanı içinde itmesine düdüğünü çalsa kimse itiraz etmezdi ama o herhalde itme değil, omuz omuza mücadele olarak değerlendirdi ki, düdüğünü çalmadı. Fırat'ın Kaan tarafından düşürülmesinde ise yüzde yüz haklı idi.

Yardımcı hakemlerden İsfandiyar Açıksöz ikinci yarının son beş dakikasına girerken öyle bir ofsaydı kaçırıyordu ki, inanılmazdı. Tribündeki homurtuları duyunca hatasını anlayarak, geç de olsa bayrağını çekerek belki de golle sonuçlanacak büyük bir hata yapmaktan kurtuldu.