UMUDUN TÜKENDİĞİ AN
Oshan SABIRLI
07 Aralık 2015 Pazartesi 09:05
Kıbrıs Sorunu içerisinde doğan, büyüyen, çözümsüzlüğün acılarını en acı şekilde çeken bir neslin çocuğu olarak umutların tükenmeye başladığı bir noktada dün yeniden umutlandım. Üstelik bu umutlar sonbahara inat, daha güçlü yeşermeye başladı. Kıbrıslı Rum meslektaşlarım ile konuştuğumda, olası bir çözüme dair nabzın çok yoğun olduğu söyleniyordu. Ben ise komplo teorileri kurarak, çaktırmadan Kıbrıs’ın kuzeyinde başta çözüm destekçisi olmasına karşın, olası bir referandumun yakın zamanda gelmeyeceğini savunanların beni de ikna etmeye başladığını hissediyordum. 2004 yılı referandum sürecini en yoğun şekilde yaşayan gazetecilerden birisi olarak, temkinli, endişeli, heyecana kapılmadan, duygularıma ve arzularıma yenilmeden müzakerelerin umut verici açıklamalarını bekledim. Ortaya plan çıkmadan evet kampanyası yürütmenin doğru olmadığını söyledim. Bunun ötesinde fol yok, yumurta yokken, en sert şekilde hayırcı olduğunu söyleyenleri de eleştirdim ve eleştirmeye de devam ediyorum. Şimdi Kıbrıs’ın güneyinde, en üst mevkiden, hatta en üst düzey toplantıdan gelen haber beni bir kez daha umutlandırdı. Ayni ruh haline Akıncı ve Anastasiades’in ilk kez resmi olarak buluştuğu günlerde, hatta açıklanan güven yaratıcı önlemler ile de yaşamıştım. İlk kırılma sınır kapıları ile oldu. Sonrasında GSM’de bir türlü aşılamayan engeller de inançsızlığımı pekiştirmeye başladı. ELAM’ın yaptığı ve en sert şekilde eleştirdiğimiz saldırılar ve yeterince güçlü eleştirilmediğini, özür dilenmediğini gözlemlediğim gelişmeler ile “acaba?” ile başlayan birçok düşünceye sahip oldum. Oysa bu sonbahar gününde, Rum Başkanlık Sarayı’nda referandumun hazırlıkların resmen başladığı müjdelendi. Kelimeler bunlar değildi belki ama, güneydeki seçim ertelenme fikri bile, masada ciddi gelişmelerin olduğunu ispatlar nitelikte. Kazan, kazan formülü ile bir çözümü arzuluyoruz. Al-ver içerisinde neyin alınıp, neyin verileceği de bir o kadar önemli. Rum Lider Anastasiades yaptığı bir açıklamada, “Kıbrıs Rum halkının, hayır diyeceği bir anlaşmayı referanduma götürmeyeceğiz” demişti. Kıbrıs’ta bir çözüm için bizim iki “Evet”e ihtiyacımız var. 2004 yılı sonrasında kaybedilen 11 yılın ardından yeni hayal kırıklıkları yerine, dünya ile en sonunda buluşulan. Aidiet duygusu gelişmiş, tanından bir toplum olmanın, kurucu eşit ortak olan bir toplumun, sürdürülebilir, hakları gasp edilmeyen toplumların özgürce, dikenli tellere takılmadan yaşayacağı sınırsız bir Kıbrıs adası için yeni bir sürece merhaba dedik. Mustafa Akıncı memleketi satar mı? TC kökenlileri gemilere koyup gönderir mi? Kıbrıslı Türklerin hakları gasp edilir mi? Adada çatışmalar yeniden başlar mı? Azınlık statüsüne düşer ve yurt dışına göç eder miyiz? Gibi soruların yeniden pişirilip, kurtarılıp, kamuoyuna sunulmaya başlayacağı bir döneme giriyoruz. Cumhurbaşkanı’nı yakından bilen bir gazeteci olarak, Mustafa Akıncı’nın duruşuna, samimiyetine, idealizmine, eşitlikçi yapısına olan inancım tam. Masaya yumruğunu vurmaktan çekinmeyen, çocukları ve torunları için ülkesinden, insanından zerre kadar çekinmeyecek bu lidere şimdi daha güçlü destek olma zamanı. Umudun tükenmeye başladığı yerde, zeytin ağacı gibi yere daha sağlam yapışıp, büyüme, gelişme ve kök salma zamanı...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.