ÜLKEDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YOK

Ülkede sıklıkla yaşanan iş kazaları konusunu vatandaşın gündemine taşıdık ve Kuzey Kıbrıs’taki iş güvenliği ile ilgili görüşlerini sorduk. Vatandaşlar ülkede iş güvenliği olduğuna inanmıyorlar. Dahası bu konudaki en büyük sorumlu olarak devleti gösteriyorlar. Görüşlerine başvurduğumuz vatandaşlar iş hayatına yeni giren bir kişinin, iş bilgisi olmadan göreve başladığını vurguladılar.

Turgut ÇALICI

Münür Öztürk: ( Belediye Çalışanı )

Ülkemizde birçok alanda, olduğu gibi, iş ve işçi güvenliği, alanında da arzu edilen nokta da değiliz. Özellikle özel sektörde, yaşanan sıkıntılar, işveren ve işçiyi de, çok zor durumda bırakmaktadır. Siyaset’te yaşanan sıkıntılar ve belirsizlikler, zaten kötü olan ekonomimizi, daha da dibe çekmektedir. Bu kötü ekonomik durumda, işveren ya kepenk kapatmakta, ya da maalesef, işçi durdurma yoluna yönelmektedir. Bugün bırakın iş güvenliğini, vatandaş iş bulmakta zorlanıyor. Bana göre, bir an önce, Mersin kapısının, Kıbrıslı Türklere serbest ticaret için açılmalıdır. Öncelikle ülke olarak, gelişmemiz için üretmemiz şarttır. Üretmemiz için ise Pazar şarttır. Bu ortamda, sağlanmadığı takdirde de, hiçbir alanda istenilen noktaya, gelemeyeceğiz.

Reşat Nazlı: ( Belediye çalışanı )

Öncelikle şunu söyleyeyim, ülke olarak hiçbir yerde istenilen noktada değiliz. İş güvenliğinde de olduğu gibi. Örneğin bugün, özel sektör çalışanlarının, hiçbir güvencesi yoktur. Bu yüzden dolayı da, özel sektörde sendikalaşma olmuyor. Devlet’te sendika ve iş güvencesi varken, özel sektör deki arkadaşlarımız, güvencesiz çalışıp eziliyor. Bundan dolayı devletin özel sektörü, teşvik edici çalışmalar yapması gerekmektedir ki, özel sektör çalışanları da, daha sağlıklı çalışma koşulları oluşturulsun.

Semih Kolozali: (Öğrenci)

Ülkemiz bu konuda, gerek hukuki düzenlemeler, gerekse denetim mekanizmaları açısından, çağdaş normların, oldukça gerisindedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, yoğun bir şekilde, iş mevzuatı ve uygulamaları ile ilgili toplumsal kesimlerle, birlikte çalışma yaptığı bilgisi, bizi oldukça sevindirdi. Gerek çalışma yaşamı ile ilgili, düzenlemelerin Avrupa Birliği standartlarında ve ILO sözleşmelerine, uygun hale getirilmesi. Gerekse daha önce, iş güvenliği konusunda, çıkarılan 35/2008 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasasının, uygulanması için, yapılan tüzük çalışmaları, kanaatimce ülkemizde iş yaşamı bakımından, dönüm noktası olacaktır. Örneğin iş uyuşmazlıklarında, öngörülen arabuluculuk kurulu, yerli istihdam teşvik programları gibi, Çalışma Bakanlığının üzerinde, yoğun bir şekilde çalıştığı değişiklikler ve yenilikleri duyarlılıkla, takip ettiğimiz konulardır. Gençlerin ülkemizden göç etmesine neden olan başa buyruk çalışma hayatı, koşullarının ortadan, kaldırılması biz gençler için hayati konuların başında gelmektedir.

Hilmi Elyeli: ( Emekli )

Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği yoktur. İş sağlığı ve güvenliğinin de olmamasının, en büyük sorumlusu da devlettir. İş sağlığı ve güvenliğinin olmamasının başlı başına olmamasının bir diğer büyük nedeni ise kaçak işçi çalışmasıdır. Çalıştırılan kaçak işçilerin, yaşanan iş kazalarında ise sağlı ki güvenliği olmadığından dolayı da,  işçiler büyük mağduriyet yaşıyor.

Orçun Çoban: ( Özel sektör çalışanı )

İş hayatı ile ilgili, yeni iş hayatına katılan gençlerimiz bilgilendirilmiyor. Örneğin ben, iş hayatına yeni giren biri olarak, iş sağlığı ve güvenliğimi, nasıl sağlayacağımı kendim öğrenerek alışıyorum. Bu aşamaları yeni iş hayatına başlayan kişileri, Çalışma Bakanlığı veya Esnaf Zanaatkârlar odası bilgilendirme toplantıları ile bilgilendirebilir. Benim iş sağlığı ve güvenliği hakkında, isteğim ve talebim devletten budur.

Bayram Altunay: ( Özel sektör çalışanı )

Bırakın iş sağlığı ve güvenliğini, öncelikle iş yerleri ne kadar temizdir, bu sorgulanmalıdır. Nedeni ise kaçak işçidir. Kaçak çalıştırılan işçiler, maalesef devlet tarafından denetlenmemekle birlikte, işveren tarafından da denetlenmiyor bu yüzden dolayı da, işçiler sağlıksız koşullar da, çalıştırılıyorlar. Benim gördüğüm, devletin, işverene işverenin ise çalışana saygısı yok. Bu sistem ancak, yukarıda saydığım iş koşulları yani devlet, iş vereni, iş veren ise çalışanı kontrol ettiği zaman başarılı olacaktır.