23 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa17°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele17°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara8°C

UKAMER, KIBRISLI KADINLARIN YAŞADIĞI ZORUNLU İÇ GÖÇLERİ ARAŞTIRIYOR

“Göçmenköy’den Göçmenşehre Dönüşümün Tanıkları”

UKAMER, Kıbrıslı Kadınların Yaşadığı Zorunlu İç Göçleri Araştırıyor

16 Temmuz 2022 Cumartesi 09:22

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Merkezi (UKAMER) tarafından
yaşanan zorunlu göçler hakkında “Göçmenköy’den Göçmenşehre Dönüşümün Tanıkları: Göçmen
Kadınlar/Bir Sosyo-kültürel Değişim Analizi” konulu bir proje çalışması başlatıldı.
UKAMER Başkanı ve proje yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Mihrican Aylanç çalışmanın amacı hakkında yaptığı
açıklamada, proje kapsamında Lefkoşa’da zorunlu iç göçlerle Göçmenköy’e yerleşen/yerleştirilen kadınların
tespit edilmesi, kişisel göç hikâyelerinin kayda geçirilmesi, göçlerin kadınların yaşamını nasıl ve ne yönde
etkilediğinin tespit edilmesi, Göçmenköy’deki yeni yaşamın ve değişimin kadınların kişisel tarihleri ile
belleğinde yer eden yönlerinin araştırılması, adaptasyon süreçleri ve kentleşmeyle birlikte kadınlar
arasındaki kuşaklaşma araştırılacağını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Aylanç, Kıbrıs’ta 1958-1974 yılları arasında savaş nedeniyle zorunlu olarak göç eden Kıbrıslı
kadınların göç hikâyelerinin kayıt altına alınmasının önemli olduğunu aktararak, “Göçmenköy, Kıbrıslı
göçmenler için oluşturulan sığınma alanlarından yalnızca biri. Projede buradan başlayarak adamızda
yaşanan zorunlu iç göçlerin kadınların dünyasına etkilerini araştıracağız” dedi.
Göçmen kadınların Göçmenköy’e yerleşerek burada yeni bir yaşamın parçası haline geldiklerine dikkat
çeken Aylanç, bu nedenle göçmenlerin sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik durumlarını araştırarak göç
sürecine dair cinsiyet odaklı toplumsal bir hafıza kaydı oluşturmak istediklerini ekledi.
Aylanç, savaş ve çatışma kaynaklı zorunlu göç araştırmalarının dünyada ve Kıbrıs’ta çok geç yapılmaya
başlandığını belirterek, sığınma ve mültecilik konularının uzun süre ihmal edildiğini vurguladı.
Kadınların göç deneyimlerinin yaşanan sıcak savaş nedeniyle geri planda kaldığını da anımsatan Aylanç, bu
çalışma ile gündelik yaşamı önemli ölçüde şekillendiren kadınların aktaracaklarının kaydedilmesinin çok
değerli olduğuna inandığını kaydetti.
Aylanç, çalışmada kadınları sığınmacı durumuna düşüren travmatik olay ve durumları, göçe karar verme
sürecini, göç sırasında yaşananları, yeni yerleşimdeki durum ve yeni yaşam normallerini göç öncesindeki
hayatla karşılaştırmalı olarak inceleyeceklerini aktardı.
Göçün kadınlar tarafından başarı hikâyesi olarak kodlanıp kodlanmadığının da araştırılacağını işaret eden
Aylanç açıklamasında, “Toplumsal belleğimize göçmen kadınların gerçek yaşam hikâyelerini kazandırmayı
hedefliyoruz. Projeyi 2024 yılında tamamlamayı ve araştırma sonuçlarını ele alacağımız makaleler ve iki
ciltlik kitap ile bilim çevreleriyle paylaşmayı planlıyoruz” dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA