UBP Dome Hotel konusunda yazılı bir açıklama yaptı. 

Vakıflar İdaresi'nin Dome Otel’e Derhal girme ve onu tekrar tasarrufuna alma hakkına sahip olduğu vurgulanan açıklamanın tam metni şu şekilde:
 

Ulusal Birlik Partisi olarak Anayasamıza, yasalarımıza, demokrasimize, sıkı sıkıya bağlı bir partiyiz.

KKTC’de hakkın, adaletin hüküm sürmesini, kamu kaynaklarının kamu yararına olacak şekilde kullanılmasını, halkımızın refah seviyesinin yükselmesini, demokrasimizin daha da ileri gitmesini, şeffaflık, açıklık ve hesap verebilirlik ilkelerinin ülkemize yerleşmesini istiyoruz.

İleriye bakmalı, ileriye gitmeliyiz.

Devlet tarafından Vakıflar İdaresi’ne tahsis edilmiş bir otel olan Dome, KKTC’nin turizmdeki önde gelen beldesi Girne’nin en cazip noktasında bulunmaktadır.

Dört yıldızlı bir otel olan Dome Otel, 176 odalı, 320 yatak kapasitesiyle gerek ülke turizmimize, gerekse Girne ve Vakıflar İdaresi’ne oldukça yüksek değer katabilecek durumdadır.

Bu Otel 2008 yılında dönemin CTP hükümetinin talimatıyla 10 yıllığına Dayanışma Turizm Limited Şirketi’ne kiralandı. Bu şirketin ortakları ise başını CTP eski milletvekili Bayram Karaman’ın çektiği 50 kişidir. Karın %30’nu bu kişiler 10 yıl boyunca aldı. Bu kiralama yapılırken bile 73/91 sayılı Vakıflar Yasası’na uyulmadı ve Vakıflar İdaresi Müdürü’nün imzalaması gereken mukavele, Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı’na imzaladı.

Başından bu yana işler yasa dışı olarak gelişirken şimdiki hükümet işi düzeltmek yerine hala, Turizm Emekçileri Sendikası Başkanı’nın yönetimindeki artık 10-15 CTP güdümünde ortağı kalan Dayanışma Turizm Limited Şirketi’ne Dome Otel’i yasaların hilafına vermeye, daha doğrusu peş keş çekmeye çalışmakta böylece hem Girne’ye hem de halkımıza zarar vermektedir. Oysa Vakıflar İdaresi, Dayanışma Şirketi ile iş ortaklığı sözleşmesini 3 Ekim 2017 tarihinde feshetmiştir.

Vakıflarla ilgili yasalara göre Vakıflar İdaresi elindeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirmek zorundadır. 20/ 2016 Sayılı Kamu İhale Yasası’nın açık hükümlerine göre ise, Dome Otel’in kiralanması için bir ihaleye çıkılması zorunluluktur.

İlgili yasanın 4’ncü maddesinin 2’nci fıkrasına göre Vakıflar İdaresi’nin de dahil olduğu tüm kurumların mal ve hizmet alımları, satımları, kiralamaları ve kiraya verme işlemleri ihale ile yapılmak mecburiyetindedir.

Bundan kaçılamaz.

Nitekim Başsavcılık da hükümete verdiği 3 Eylül 2018 tarihli görüşte bu noktaya vurgu yapmıştır.

Sayıştay Başkanlığı ise 2 kez rapor yayınlamış ve Dome Otel’in ihaleye çıkılmadan kiraya verilmesinin, ya da sona eren iş ortaklığı sözleşmesinin uzatılmasının söz konusu olamayacağını kamuoyuna duyurmuştur.

Hal böyleyken Başbakan’ın hala Dome Otel sözleşmesini uzatacağını söyleyip durması yasa dışıdır, hukuktan uzaklaşmaktır, keyfiliktir ve UBP’nin bunu kabullenmesi söz konusu olamaz.

Vakıflar İdaresi ile Dayanışma Turizm Limited Şirketi arasında 2008 yılında imzalan ve geçen yıl süresi dolan ve feshedilen 10 yıllık “ İşletme Mukavelesi’nin 24’ncü maddesine göre “  Vakıflar İdaresi Dome Otel’e DERHAL GİRME VE ONU TEKRAR TASARRUFUNA ALMA HAKKINA SAHİPTİR.

Dolayısıyla şu anda Dome Otel’de bir hukuksuzluk ve işgal söz konusudur. Vakıflar İdaresi bu yasa dışılığı yargıya taşımakla mükelleftir. Aksi takdirde suç işliyorlar demektir.

Ulusal Birlik Partisi olarak biz, Dome Otel’in ihale ile hak edene kiralanmasını, bu otelin Girne esnafına, Girne ve ülke turizmine en çok faydayı sağlayacak, ülkemize gelen turistlere en iyi hizmeti verecek konuma gelmesini, ihtiyaç duyulan yatırım ve onarımların bir an önce yapılmasını istiyoruz.

Bunun neresi yanlış?

56 odalı, 3 yıldızlı, Lefkoşa’da bulunan Saray Otel, Vakıflar İdaresi’ne ayda şu anda 90 bin 300 TL kira verirken, 176 odalı, dört yıldızlı, Girne’nin göbeğinde bir otelin Vakıflar İdaresi’ne 10 yıl boyunca ortalama 8 bin 600 TL aylık kira vermesi normal mi?

Buna peşkeş demezler de ne derler?

Biz, şuna verilsin ya da verilmesin demiyoruz. İhaleye çıkılsın ve hak eden alsın diyoruz. Bunu istemek hata mı?

Asla içinde çalışan gerçek emekçilerin zarar görmesinden yana değiliz.

Bir ihaleye çıkılırken ihale şartları arasına gerçek emekçilerin haklarını ve işlerini koruyacak düzenlemeler de konulabilir.

Buradan, hükümete, bir kez daha hukuk yoluna, aklı-selime gelmesi çağrısında bulunuyoruz.

UBP olarak konunun yasal takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Haklıyız, doğru yoldayız ve ayak patırtılarına pabuç bırakmayacağız.