UBP’DEKİ TARTIŞMA, SAVAŞA DÖNDÜ
Taner ULUTAŞ
27 Haziran 2018 Çarşamba 07:49
Gazetede ne var ne yok diye haberlere bakarken, telefonum çaldı. Her zamanki gibi kim aradı diye bakmadan telefonu açtım. Alo diyen, genelde ülke sporuna, özelde Kıbrıs Türk Futboluna uzun yıllar hizmet veren, bileğinin hakkı ile futbol literatürüne ismini altın harflerle yazdıran Bengü Topaloğlu’ydu.
Bengü, seçimlerde kendi parti mensuplarınca nasıl kıyıma uğradığını söylerken, sırf Hüseyin Özgürgün’e yakınlığı nedeniyle Faiz Sucuoğlu, Kemal Deniz Dana, Faiz Sucuoğlu’nun kardeşi Erhan Sucuoğlu ile Lefkoşa İlçe Başkanı Sadık Gardiyanoğlu tarafından sandıkta kesildiğini anlattı. Bu nedenle de az bir fark ile Lefkoşa Belediye Meclis üyeliğine seçilemediğini dile getirdi.
Sonrasında, Salih Hafız’dan bir mesaj aldım. Salih’te aynen, Bengü gibi, ağzından köpükler saçarken abi, yola sadece sandık başına giden partili bir vatandaş olarak devam edeceğim. Aktif göreve dur deme zamanı geldi. Menfaatleri uğruna partimizi satanlara da hesabını zamanı gelince, sonuna kadar soracağım diyordu.
Kısacası iki eski dost, birilerine mesaj göndererek unutmayın, sizler en kritik zamanda, yani sandıkta bize karşı eylem yaparsanız, bizler de sizlerizamanı gelince benzer eylemler ile sandığa gömerek devrim yaparızimasında bulundu.
Evkaf’ın su meselesine gelirsek, UBP’de bir süredir büyük bir tartışma yaşanıyor. Hatta tartışmadan öte sessiz ve derinde devam eden büyük bir kavga hüküm sürüyor. Hüseyin Özgürgün’ün dosyalarını Başsavcılığa veren sonrasında Mali Polis tarafından araştırmasının başlatılmasına neden olan Sunat Atun’un girişimi sonrasında bu kavga su yüzüne çıktı.
Sonrasında aniden Özgürgün’ünbanka hesapları ortaya çıktı. Gizli denilen banka hesaplarını, normal birisi alamayacağına ve dağıtamayacağına göre parti içerisinden birileri bu görevi üslenerek, Özgürgün’ünprestijini vatandaş nezdinde yerle bir etti.
İş bununla da kalmadı. Önce Özgürgün’ün ‘Kefilim’ dediği Hasan Sertoğlu’nu, sandıkta doğradılar. Kurultay hesabı yapanlar belli oyları başka taraflara kanalize ederek, Sertoğlu’na oy kaybettirdiler. Ön seçim yapalım. Olmazsa gizli veya açık oylama yaparak Sadık Gardiyanoğlu ile Hasan Sertoğlu’nu oylayalım diyenler, Özgürgün’ün hayır ben Sertoğlu’na ‘Kefilim’ demesinden sonra Sertoğlu’nun seçimi kaybetmesi için ince hesaplar ile ellerinden geleni yapmaya başladılar. Buna paralel olarak da Bengü gibi Özgürgün’e yakın olanların seçimi kaybetmesi için kolları sıvadılar. Sanırım bunda başarılı da oldular.
Sertoğlu seçimi kaybetmesine kaybetti. Tamam, bir seçimdir. Kazanılır da kaybedilir diyenlere yok bu iş o kadar basit değil derim. Bu yaşananlar, sırf Özgürgün’den bunun hesabının kurultayda sorulması için yapılmışsa, parti içerisinde, bir zamanlar İngiltere ile Fransa arasında yaşanan 100 yıl savaşları gibi bir savaşı da başlatmış oldunuz derim.
Faiz Sucuoğlu, dip dalgası gibi sessiz ve derinden gelmeye çalışıyor. Bir başka başkan adayı Ersin Tatar, sessiz bir şekilde yaşananları kenarda seyrediyor. Sucuoğlu,hayatta ne yaşarsanız yaşayın ama hiçbir zaman hayallerinizden vazgeçmeyin düşünce ürünü ile yalın kılıç kavgaya devam ederken, bu kavgadan yara almaya, Keza yıpranmaya da başladı. Bu noktada, başkan değişimine gidilecekse, İbre yıpranmamış Ersin Tatar’a dönmeye başladı.
Bu kavgadan memnun olmayan ve gidecek olanı hak ettiği bir şekilde uğurlamasını biliriz düşüncesindeki eskiUBP’li Özer Kadıoğlu gibiler de birilerini uğurlamadan, hadde bize eyvallah demeye başladı.
Tabi bugüne kadar yaşananlar vizyona girecek olan filmin fragmanıdır. Esas film Eylül’de başlayacak. Kurultayda yeniden başkan seçilip, kendisine yapılanlardan hesap sormak isteyecek olan Özgürgün, durun daha ben ölmedim diyerek kendi yönettiği filmi vizyona koyacak.
İnsanlara asıl güç veren şey zaferleri değil yenilgileridir. Bu yenilgi bir deneyimdir. Ve deneyimler para ile satın alınmaz. Yaşanarak kazanılır düşüncesindeki bir Özgürgün’ün, karşı atağı sonrasında UBP tam bir savaş alanına dönüşebilir.
Haaa, Sucuoğlu ve grubu daha erken davranıp, banka hesapları ile Özgürgün’ü köşeye sıkıştırıp, yok be gumbara bu iş buraya kadar derlerse o zaman bugüne kadar yapılanların hesabını sormak için şimdilik Allah Kerim diyen Özgürgün, derin olan Kerim’in kuyusundan çıkamayacağı için filmin sonu gelir. Ve NOS yazan film böylelikle biter.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.