UBP’DEKİ HAREKETLİLİĞE HALKTAN NEDEN İLGİ YOK?

UBP’de kısa bir süre önce malumunuz olduğu üzere Hüseyin Özgürgün çok adaylı bir seçimden sonra genel başkanlığa bir kez daha seçilmişti. Bu arada parti meclisine seçilenler de belli olmuştu. Geçtiğimiz gün de UBP’de genel sekreter seçimleri yapılmıştı. Genel Sekreterliğe tek aday olarak katılan Dursun Oğuz getirilirken, UBP’de önemli bir sorumluluk alacak olan parti MYK’sı da belirlenmişti. İşte bugün UBP’deki bu hareketliliğin kamuoyuna yansımalarını irdelemeye çalışalım. Beğeniriz ya da beğenmeyiz ama bugün UBP ülkenin en köklü siyasi partilerinden birisidir. Sağ cephenin önemli bir siyasi yapısıdır. Üstelik bugün hükümetin ortağıdır. Yani ülkeyi yönetiminde sorumluluk almıştır. Lakin bakıyorum, UBP’de, ne genel başkanlık seçimi, ne genel sekreterlik seçimi,ne parti meclisi seçimleri ne de MYK’nın belirlenmesi kamuoyunda pek bir ilgi uyandırmadı. Bunu sakın ola isimlere indirgediğimi ya da böyle bir niyetim olduğunu zannetmeyin. Zira bu noktada isimlerin bir ehemniyeti yok. İsimler üzerinden de bir değerlendirme yapma niyetinde değilim. Sadece şu sıralar UBP’de yaşanan hareketliliğe rağmen bu gelişmelerin kamuoyunda ilgi uyandırmaması veyahut heyecan yaratmamasının nedenlerini irdelemeye çalışıyorum. Hepsi bu.. Peki nedir halkın UBP’ye karşı bu ilgisizliği? Bir kere önce şunu ortaya koymak lazım; UBP uzun bir süreden beridir halkın ihtiyaçlarına cevap verebilen politikalardan çok uzaklardadır. Kamuoyunun hassasiyet gösterdiği konulara duyarlı olamamışlardır. Kadrolarına nitelik kazandıramamışlardır. Dolayısı ile günün koşullarına göre dinamiklerini yenileyen bir yapıya sahip değildirler. Ekonomik sorunlar başta olmak üzere,bir çok soruna yönelik çözüm üretme noktasından hayli uzaktadırlar. İşte bütün bunları birleştirince siyaset adına UBP yapısı altında elle tutulur gözle görülür pek birşey kalmıyor. Haliyle de UBP halk nezdinde güvenilir olmaktan çıkıyor. Siyaset kurumu içerisinde zemin kaybediyor. İşte bu nedenlerdendir ki,bugün ülkenin en iddialı partilerinden birisi konumunda olan UBP’de yaşanan bu gelişmeler kamuoyunda heycan yaratmıyor, ilgi uyandırmıyor. Tabi burada UBP’nin yönetim kadrolarının yaşanan bu durumun ne denli idraki içerisinde olup olmadıkları noktası büyük öneme haizdir. Hoş zaten böyle bir düşünce içerisinde değillerse,ve UBP’de herşeyin tıkır tıkır işlediğine inanıyorlarsa aslında çok da yazılacak çizilecek birşey kalmaz. UBP süratle siyaset yaptığı zemini kaybetmeye devam eder. Ve geleceği son sınırda siyaset yapmayı sürdürür. Kimin gibi mesela? Demokrat Parti gibi. Dolayısı ile bu noktadan sonra UBP yönetiminin tavrı çok büyük öneme haizdir. Eğer bütün bu gerçeklerle yüzleşebilecek siyasi olgunluğa sahip iseler, zaten yaşanan sıkınıları onlarda mutlaka görüyorlardır. Ve bunlar üzerinden politika üretmek zaruriyetinde olduklarının da idraki içerisindedirler.