UBP NEREYE KOŞUYOR?
Taner ULUTAŞ
18 Eylül 2015 Cuma 13:12
Gece yatarken 4 adayın olduğunu öğrendiğimiz UBP’de sabah kalkınca bu sayının 5’e yükseldiğini gördük. Hayırdır diyerek işe koyulurken, gece eve gelip masaya oturduğumuzda bizim telefona düşen mesajda sayının 6’ya yükseldiğini öğreniyoruz. Bukez hayırlara vesile olsun derken bizim santral çalmaya başlıyor. Telefonu açtığımız zaman karşıdaki dost 4 oktavlık bir sesle duydun mu diyor. Şaşırıyorsunuz. Neyi duydun mu diye sorunca UBP’de aday sayısına bir ekleme daha yap diyor. UBP’nin kurultayına daha epey bir zaman var. Sayı 7 derken sanırım bu damlaya damlaya belki göl olmaz ama 9’u bulur diye düşünüyorum. Gidişat kötü kolla bir yerleri desem olmaz. Ama UBP’nin bu durumuna da iyi diyemem ki. UBP’nin zirvesinde fırtınalar esiyor. Önceleri mutedil esen rüzgâr daha sonra yerini 7 bufora daha sonra sert esen rüzgâr yerini fırtınaya döndürdü. Bu gidişle Fırtına, Karayel’e dönüşecek gibi. Yukarıda sert esen rüzgârlar aşağıları da etkilemişe benziyor. İskele Bölgesinde yaşanan tartışma sanırım bunun çok küçük bir örneğidir. İskele İlçe Başkanlığı için yaşanan tartışmalar, üyeler ile bazı UBP sempatizanlarının Aliriza Usluer’e istifa diye bağırması, sanırım gidilecek köyün minarelerinin görünmesine neden oldu. İskele Bölgesinde destek arayışına çıkan Çavuşoğlu’nun bölgesinde beklediği desteği bulamaması, Güzelyurt’ta Kemal Dürüst’ün, Özgürgün lehine açıkça çalışması, Mağusa’da ağırlığı hiçte yabana atılmayan bir Sunat Atun’un, bölgedaşı Hamza Ersan Saner’in başkan adayı olmasına rağmen, Hüseyin Özgürgün’ün yanında saf tuttuğunu göstertmesi, parti içerisindeki bölünmüşlüğün sanırım bir anlamda dışa yansımasıdır. Girne Bölgesinde Ünal Üstel’in aman aman pek fazla bir fonksiyonu olmamasına karşın, belli bir gommacığı olması kurultayda oyların bölüneceğini gösteriyor. Ancak bu küçük küçük parçalara ayrılan ve bütün oy potansiyelinden bu parçacıkların ayrılması diğer adaylara değil Hüseyin Özgürgün’e yarayacağa benziyor. ÖRP’nin doğuşuna ve doğduktan sonra bizi sürekli ÖP’en bir ÖRP olayına bu durumu benzetmek bence saçmalık olur. Ancak 1990’lı yıllarda 9’lar harekâtını düşünün. Rahmetli Denktaş’ın başını çektiği 9’lar harekâtı sonrasında DP’nin kuruluşunu hafızalarınızda bir yoklayın. Kısmen dahi olsa şimdiki tartışmalı ve çekişmeli duruma benzemiyor mu? Ersin Tatar’ın ne yenir nede yutulur cinsten açıklamaları sonrasında meydana gelen yarık bence ne dörtyüz dört nede Japon yapıştırıcısı ile yapışır. Söz ağızdan çıkana kadar sizin esirinizdir. Ancak ağızdan çıkınca sizin onun esiri olduğunuzu birileri unutmuşa benziyor. Hal böyle olunca da salladıkça sallıyor. Deveye biraz yüz verince dokuz dükkânı yerle bir ettiği gibi birileri de meydanı boş bulunca 9 değil UBP çınarının köküne kezzabı döküyor. Çınar belki kurumaz ama o kezzap ona büyük zarar verir diye düşünenlerdenim. Belki dalları kopmaz. Ama o kezzap gibi keskin sözler o dalları kurutur. Kuruyan dallardan da hayır gelmez. Kurultay’a uzun bir süre olmasına karşın Amazon Ormanına elde pala dalan birileri gibi UBP’ye dalanlar arkalarına dönüp baktıklarına yarattıkları tahribatı elbette görecekler. Ama vakit geç olurmu işte onu da zaman gösterecek. UBP nereye koşuyor diye dostlar ile fikir alış verişinde bulunuyoruz. Kudret Özersay’ın parti kuruyorum açıklamalarından sonra UBP bölünmüşlüğe koşuyor. Bu bölünmüşlükten de en çok faydalanacak olan kuşkusuz Kudret Özersay olacak. Küçülen bir DP’den alacaklarının yanına koyacağı UBP’liler ile bence sağda çok iyi bir yer bulacak kanaatindeyim. Kısacası UBP koşuyor ama Kudret Özersay’ın kucağına doğru koşuyor. Bizden söylemesi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.