UBP LİDERİNİ İLLA Kİ BULACAK AMA..
Derviş DOĞAN
16 Eylül 2015 Çarşamba 11:00
Öyle böyle. Demokrasi zenginliğiydi, değildi. Parti parçalanırdı, parçalanmazdı. Bölünürdü, bölünmezdi derken, UBP 7 adaylı bir kurultay doğru yol alıyor. Kurultay gününe kadar bu yarıştan çekilen adaylar olur mu? Mümkün elbet. Lakin 2. tur hesapları buna pek müsade etmeyecek gibi. Mevzu belli ki içinde derin stratejileri de barındırıyor. Bu nedenle oldukça hararetli günler UBP'yi bekliyor. Görülen tablo o ki bu yarış mevcut genel başkan dahil kimsenin cebinde garanti değil. Ha elbette Sayın Özgürgün ilk anda diğer adaylara göre daha avantajlı görülebilir. Sonuçta partinin yönetim gücü elinde. Bunun yanı sıra CTP/BG ile girilen koalisyon hükümetinin kendisine sağladığı bir takım avantajları da olacak. Fakat herşeye rağmen karşısındaki adaylar da hayli zorlu adaylar. Her biri seçim bölgelerinde güç sahibi insanlar. Parti içerisinde ağırlığı olan siyasetçiler. Dolayısı ile bütün bunlara baktığım zaman 2 turlu bir seçim sonrası UBP genel başkanına kavuşacak gibi duruyor. Tabi yeni bir mahkeme sürecini ortaya çıkartacak gelişmeler yaşanmazsa.
- tur tamamen stratejik bir planlama ile yürütülecek.
Kuvvetle muhtemel ilk turda Özgürgün'e karşı aday olanlar bir ittifaka gideceklerdir. Tabi bu durumun dengeleri ters yüz etme ihtimali de oldukça yüksektir. Ve dönelim başa. Bir siyasi parti kurultayında genel başkanlığa 7 namzet adayın çıkması ne anlama geliyor? Bu bir demokrasi zenginliği midir? Yoksa bir kaosun habercisi midir? Bakış açısına göre değişir elbet. Ancak benim kanaatim odur ki,bir siyasi partiden genel başkanlığa bu kadar çok rağbet varsa, o partide bir hoşnutsuzluk söz konusudur. Bu hoşnutsuzluğun izahını sırf makam istediler vermedim, bu nedenle aday oldular diye yapmak bana göre kolaya kaçmaktır. Zira bunun tek başına neden gösterilmesi gerçekçi değildir. Belli ki UBP içerisinde karşılıklı bir takım sıkıntılar var. Aşılamayan be ötelenen sıkıntılar. Ve bu sıkıntılar belli ki ortak paydalarda değerlendirilip bir iyleştirmeye de gidilemedi. Ya da gidilmedi. Bütün bunların sebepleri ve ortaya çıkartacağı sonuçları ile yüzleşecek olan ise yine UBP'li üyeler, yetkili kurullar, yönetim kadrolarıdır. Bu tür hareketlenmeler bütün siyasi partilerde olabilir. Doğaldır. Doğal olmayan böylesi sorunları hasıraltı edip görmezden gelmektir. Peki bu süreçten sonra UBP'de kopmalar yaşanır mı? Bana göre yaşanmaz. UBP bir şekilde genel başkanını seçer. Bu hararetlenme de bir müddet sonra diner, biter ve gider. Ta başka bir kurultaya kadar. Ha UBP'nin bu durumu halka nasıl yansır? Ve halk UBP'ye günü geldiğinde bunu nasıl yansıtır? Konuları bana göre hem halkın hem de UBP'lilerin esas sorgulaması gerekendir. Zira ülke siyasetinin ayrım gözetmeksizin en büyük handikapı politikasızlıktır (sol-sağ) hiç faretmez. İşte tam da bu noktada sağın siyasi alanda temsilcisi konumunda bulunan ve en büyük partisi pozisyonunda olan UBP'nin de bu yelpaze içerisinde uzun bir süredir toplum yararına siyaset üretmediği sır değildir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.