Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) küresel ısınma ile mücadelede nükleer enerjinin etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. UAEK Başkanı Yukiya Amano, eğer nükleer enerjinin sunduğu potansiyel sonuna kadar kullanılmazsa, iklim değişikliğini engellemenin çok zor olacağı konusunda uyarıda bulundu. Amano, nükleer enerji üretiminin azalması sonucu 2050 yılına kadar "nükleer enerjinin tam kapasite ile kullanılmasında önemli bir ilerleme kaydedilmezse, sürdürülebilir gelişmenin sağlanması için yeterince enerji üretilmesinde ve iklim değişikliğinin frenlenmesinin dünya için çok zor olacağını" savundu.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu 2050 yılına kadar dünyada nükleer enerji üretimine ilişkin tahminlerini de açıkladı. Viyana'da yapılan açıklamada, doğal gaz fiyatlarının düşmesi, yenilenebilir enerji kaynakları için verilen sübvansiyonlar ve 2011 yılında Japonya'nın Fukushima bölgesinde yaşanan felaketin ardından birçok ülkenin nükleer santrallerini kapatma kararı alması nedeniyle nükleer enerjinin rekabet gücünün düştüğü belirtildi. Bunun yanı sıra, 2030 yılına kadar eskimiş bir çok santralin kapatılacağı kaydedildi. 2017 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde 10'u nükleer enerji ile sağlanıyor. Dünyada halen 455 nükleer reaktör hizmet veriyor.

Greenpeace: Kapatılan santraller dahi riskli

2011 yılında Japonya'nın Fukushima Nükleer Santrali'nde meydana gelen kaza sonrası Almanya 2022 yılına kadar nükleer enerjiden çıkma kararı almıştı. Nükleer santrallerde meydana gelen kazaların çevre ve insanlar üzerinde yıkıcı etkileri olması nedeniyle çevre örgütleri elektrik üretiminde nükleer enerjinin kullanılmasına karşı çıkıyor. Çevre örgütleri özellikle nükleer atıklardaki tehlikeye dikkat çekiyor.

Dünyanın önde gelen çevre örgütlerinden Greenpeace'e göre, Çernobil ve Fukushima felaketleri nükleer enerjiye "teknik açıdan hakim olmanın mümkün olmadığını" ortaya koyuyor ve kapatılan santraller dahi güvenlik açısından risk teşkil ediyor. "Nükleer enerji iklim için kurtuluş değil" adlı bir rapor hazırlayan örgüt, kazalar, nükleer atıklar, nükleer silahlar ve terör saldırıları gibi faktörlerden ötürü nükleer enerjinin "aşırı riskli" bir enerji türü olduğuna vurgu yaptı ve iklim değişikliğine karşı tek mücadele yönteminin yenilenebilir enerjilere geçiş olduğunu savundu.