22 Kasım 2024
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa20°C
  • Girne21°C
  • Güzelyurt17°C
  • İskele20°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara14°C

TÜRK'MÜYÜZ YOKSA ARAP MI ?

Ahmet İşcan

03 Aralık 2018 Pazartesi 10:30

CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz,

Yaklaşık iki  hafta   önce  katıldığı bir  televizyon programında "Türkçe ezan"la ilgili tartışma yaratan  ve yıllardır hasır altı edilmiş  olan  bir  hususta çok önemli  bir çıkış yaptı.

CHP yönetimi, Yılmaz'ı açıklamalarından dolayı disipline sevk ederek   partiden de ihraç etmiş oldu.

Siyaset arenasında böylelikle "Türkçe ezan" yeniden tartışmaya açılmış oldu ...

Tabi  bu  konunun  tartışmaya  açılmasının zamanlamasının   manidar olduğunu söylesem de  bu  tartışmayı  belirli  bir  mecrada  tutmak   isteyenlerin   yaptığı  ve  yapacağının, MAL  BULMUŞ   MAĞRİBİ   gibi  (  31 mart 2019 yerel seçimleri ) nedeniyle güya şu an ki CHP yönetimi  başta olmak  üzere ezanın Türkçe  okunmasını arzulayan milyonlarca SESSİZ YIĞINLARIN sesini  YAVUZ - HIRSIZ  misali  bastırma amacından başka  bir şey  olmasa gerekir.

Kıymetli  okurlarım ,

Bu  yazımı okuyacak  olanlara   bir  soru  sorarak   makalemi ilerletmek  istiyorum.

SORU  ŞU : Biz  Türk'müyüz  yoksa  Arap mı  ?

Cevabınız gayet tabii  bizler TÜRK'ÜZ  diyorsanız  yazdıklarımı okumaya, anlamaya  ,manasını düşünmeye  ve bir  bütünsellik içerisinde yorumlamaya devam etmenizi istiyorum.

Türk Yurdu  olan   ve Kocaman  yürekli   insanların  yaşadığı  bu ANADOLU coğrafyasında ve Kuzey Kıbrıs  coğrafyasında yaşayanlar  madem Türk , öyleyse  neden kendi  dillerinde, kendilerinin çok daha  rahat  ve  kolay  bir  şekilde ibadet etmelerini  sağlayacak  ve  ibadetlerini  özümseyerek  yapabilecekleri  şekilde  İslam Dininin  vecibelerinden  biri  olan  NAMAZA  ÇAĞRI  ANLAMI  TAŞIYAN  EZAN'ın TÜRKÇE   okutulması  sağlanmıyor.

Yoksa inancı  yüksek olan     Müslüman   Türk  insanının  İSLAM DİNİ'ni  gerçek  manada  yaşayarak  ve  anlayarak , özümsemesinden mi  korkuluyor ?

NE  DERSİNİZ,

Değerli   okurlarım...

Bildiğiniz   gibi  HRİSTİYAN'lık  dini  yüce Tanrı  tarafından  İSA  peygambere , ARAMİCE ,  İBRANİCE  ve YUNAN'CA  dillerinde   indirildiği    bir  çok  tarihçi  tarafından  hala  tartışma  konusu olsa da , gelin  görün ki  dünyadaki  Hristiyanlar dinlerini  kendi  ülke  dilleri  ile  ibadet  eder  durumda değilmidir.

Türkçe Ezan  tartışmalarını  Cumhuriyet  ve  onun  kurucusu  Mustafa Kemal Atatürk'e  saldırı  aracı  görenlere  şunu  hatırlatmak  isterim.

Anadolu  coğrafyasında   ilk Türkçe  ezanın   ve  Hutbelerin   Türkçe   okunması ,Türkiye  Cumhuriyeti   kurulmadan  önce Osmanlı  İmparatorluğu  döneminde  1911  yılında  haziran  ayı  içerisinde Cuma  hutbesi  Türkçe  olarak  okunmuştur.

Bunu  1916  yılında Balıkesir  ilinde İBRAHİM BEY  CAMİİNDE  okutulan,  Türkçe  hutbe  takip  etmiştir.

Türkiye  Cumhuriyeti'nin kurulduğu  dönem içerisinde Diyanet  İşleri  Başkanlığının  18 Temmuz  1932  tarihli  bir  genelgesi  ile   tüm  yurtta uygulamaya  girmiş  bir  konudur. Bunu  takip  eden  yıllardan  sonra  1941  yılında da ARAPÇA  EZAN  yasaklanmıştır.

Ha  bu  arada  şu anki  TC Diyanet    İşleri  Başkanı  olan  Ali Erbaş'ın   kendisine  bu  makamı  sağlamış  olan  Ulu  Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün   ölümünün  80  yıl dönümü   olan  10 Kasım  tarihi arefesinde , 9 kasım  2018  tarihinde Cuma  günü   Cumhuriyet  ve tescilli ATATÜRK   düşmanı   olan  YUNAN  SEVİCİ  sözde   tarihçi  adi  insan  kılıklı  Kadir  Mısırlıoğlu'nu    resmi  kıyafeti  ile   evinde  ziyarete  gitmesini  kınıyor, ayıplıyor   ve  Türk  Halkından  toplanan  vergilerden   ödenen  parayla  almış  olduğu  maaşının  ona  HARAM  olmasını ve  ZEHİR-  ZIKKIM    olmasını yüce  ALLAH'tan   diliyorum.

 

Kıymetli  okurlarım,

Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu ZİYA  GÖKALP  şöyle şiirleştirmiştir:

"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

 

Peki   yine  Türk  Siyasi  Tarihine   damga  vurmuş  olan  rahmetli   insan,

MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş, konuyla ilgili ne düşünüyordu?

Türkeş, 17 Temmuz 1960’da Başbakanlık Müşaviriyken, Cumhuriyet gazetesinden Cevat Fehmi Başkut'a  şöyle bir röportaj vermiş.

EVVELA EZANI ARAPÇA OKUTMAKLA BUNA İHANETE BAŞLADILAR”

Rahmetlik Türkeş, Başkut'un "İnkilaplar mevzuunda yalnız din, kıyafet ve zihniyette mi geriledik" sorusuna şu yanıtı vermiş:

"Hayır Türkçecilikte de... Türkçecilik bu millete Atatürk'ün en büyük en faydalı hediyelerinden biri idi. Evvela ezanı Arapça okutmakla buna ihanete başladılar."

TÜRK CAMİİNDE TÜRKÇE KUR'A OKUNUR. ARAPÇA DEĞİL”

Alparslan Türkeş, "Ya Kur'an'ın Türkçeleştirilmesi teşebbüsleri? Sabıkların baltaladıkları bu teşebbüslere taraftar mısınız?" sorusunu ise şöyle yanıtlamış:

"Mutlaka... Türk camiinde Türkçe Kur'a okunur. Arapça değil."

Bizler  kendi  dinimiz  olan  İSLAM  dinini  en  hoşgörülü  ve   en  hümanist  din  olarak  görüp ancak  uygulamalarımızda  bir  çok  çelişkiye  düştüğümüzü  artık  görmemiz   gerekir  kanaatindeyim.

Ben  Türk  insanının    yıllardır  tabu  denilen  konuda   tartışma , konuşma , karşılıklı  anlama, anlatma  yönteminden edilgenliğini , ürkekliğini  atmasının   ibadet  biçimimiz  için  daha  sağlıklı  bir   durum  olacağı  inancındayım.

Hazreti   İSA  bile  düşüncesini İNCİL'de  yüzyıllar  önce  bakın  nasıl  ortaya  koyabilmiştir.

Ağza giren her şeyin mideye indiğini, oradan da ayak  yoluna atıldığını anlamıyor musunuz?

Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, ahlaksızlık, hırsızlık, yalan tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır. İşte bunlar kirletir insanı. Yıkanmamış ellerle yemek yemek ise insanı kirletmez.

Değerli  okurlarım,

Dinimizin  tüm insanlarımız  tarafından eksiksiz ve   dos doğru  bilinebilmesi  ve  öyle  ibadet  edilmesi  için  için   hepimizin   bu  önemli  husus  hakkında  düşünmesi  ve  ona  göre  davranışlarımızı  düzenlememiz  gerektiğini  düşünmekteyim.

Çünkü  yıllardır cesaretsiz,  kifayetsiz, yeteneksiz  ve  beceriksiz  kişilikler  Türkiye ve KKTC , siyasetinde KONU MANKENİ olma  rolünden  başka,

Ülke, Millet, Devlet ,Halk   kavram  ve  değerlerinin  önceliklerini savunmayı akıllarının  bir  ucundan  bile  geçirememiş  kişiler  olarak tarih  sahnesinde yer almış  ve almaya  devam ediyorlardır.

Yukarıda sıraladığım açmazların ülkemiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne  sirayet etmeyeceğini  ve gericiliğin burada da mesafe alamayacağını  kim garanti edebilir ki  ?

 

SÖZÜN   ÖZÜ   :

Türkiye Cumhuriyeti   siyasetinde   rol  almış  bir  çok  politikacının  ( bizdeki  siyasetçilerin de bir  kısmı anlaşılan buna  yeltenmiş )   yıllardır  ,Dini  istismar  edenlere  taviz  vermelerinin  bu   MİLLET'e  çok  büyük  zararlar  verdiğini ,ödediğimiz  ve  çocuklara  miras  olarak  ödemeleri  için  bıraktığımız   bu yanlışı   HEPİMİZ  ,daha  ne  kadar  görmezden  geleceğiz.

Ancak  hepimizin  sessiz  kalması  ve  onay  vermesi  nedeniyle .

Yıllardır Cesaretsiz,  Kifayetsiz, Yeteneksiz  ve  Beceriksiz  kişilikler  Türkiye siyasetinde  ve Kıbrıs siyasetinde Kendi siyasi  emellerini  gerçekleştirme  rolünden  başka ,

Ülke, Millet, Devlet ,Halk   kavram  ve  değerlerinin  önceliklerini savunmayı akıllarının  bir  ucundan  bile  geçirememiş  kişiler  olarak tarih  sahnesinde yer almış  ve almaya  devam ediyorlardır.

LÜTFEN  BUNLARA  HEP  BİRLİKTE  ARTIK  BİR  DUR  DİYELİM...