TURİZME ALTERNATİF BAKIŞ

Termometrelerin tavan yaptığı zamanlar başlamak üzere. Yaz sıcakları ve yaz mevsiminin getirdiği olumsuzluklar peşi sıra başlayacak. Ancak bu yaz mevsimi de tıpkı kış gibi geçecek.

Başarısızlıklarımız yine devam edecek bu mevsimde de.

Çocuktum ufacıktım dediğim zamanlarda ilkokul öğretmenim mevsimleri anlatırken sonbaharda yaprakların sarardığını ve döküldüğünü anlatırken, kış mevsiminde karların yağdığı söylenirdi bize. Biz karın nasıl olduğunu anlamaya çalışırdık Noel Baba görüntülü filmlerin yoğun kar yağışları altında. Oysa senede 1 akşam yağan, ertesi günlerde ailece dağa akın eden, 10 santimetrelik kar ile hayatı değişen garip Kıbrıslı Türklerdik biz.

Sınır kapıları kapalıydı benim çocukluk zamanlarımda. Trodos dağları yakın değildi. Kış mevsiminde kar görmek için ailemizin bizi dağa götürme ihtimallerine sıkışıp kalırdık.

Gerçek anlamda ilk kar görüşüm büyüdüğüm, kendi başıma kış mevsiminde yurtdışına çıktığım 2000’li yılların ortalarında oldu. Kış mevsiminin bile turizminin ne denli başarılı yapılabileceğini gözlemledim dağların arasına sıkışmış küçücük Avrupa köylerinde.

Biz yine yazın ve turizmin konuşulduğu, turizmin ülkeye getirilerinin tartışıldığı bir zamandayız. Yıldızlı oteller adeta yıldız savaşlarını andıran ve kumarhaneler ile birlikte anılan bir sektörün parçası oldu. Adeta turizmde krallıklar yaşanıyor. Kıbrıs’ın kuzeyi denilince ne acıdır kim kumar akla geliyor.

Özellikle Türkiye’de bulunduğum dönemlerde Kıbrıslıyım denildiğinde akla gelen o egzotik ada ve magazin programlarına yansıyan kumarhanelerin gece hayatı ve normal hayat çelişkisini sürekli yaşıyorum. Tanıtım ile ilgili ciddi sorunlarımızın olduğu bir sektör turizm.

Ülkenin en önemli iki lokomotif sektöründen birisi denilse de turizme, ne acıdır ki gelen turist/giden Turist dengesinde sokağa çıkan, vatandaş ile temas eden, gezen turisti göremiyoruz sokaklarda. Zaten uyruk anlamında da Türkiye’den kumar odaklı gelen günübirlik veya Ercan – otel – Ercan güzergâhı dışına çıkmayan çeşitlilikte bir yapımız var.

Sahi kaçtı yatak kapasitemiz? Kaç yatak daha artırma hedefindeyiz yeni dönemde?

Kış mevsiminde kapısına kilit vuran kaç otel bu yaz mevsiminde mevsimlik işçiler ile sezonu açtı veya açıyor?

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ne güzel sakız olmuş ağzımıza. Biz her fırsat bulduğumuzda ambargolara sığınmışız. Bir anlamda statükonun savunuculuğu bu değil de nedir?

Yerli turistleri için çekim merkezi yapılamayan, kumar müşterilerine ucuz, yerli turiste pahalı otellerde sözde turizm yapıyoruz ülkemizde.

Ev ödevlerimizi yapmadan, turizmi çeşitlendirmeyi başarmadan, küçük otelleri, eko turizmi geliştirmeden, yerli turiste alternatifler yaratmadan bu ülkeyi turizm adası yapamayız.

Zaten büyük otellerin aldığı krediler, araziler, personel vs. konusunda da ciddi sorunların olduğu su götürmez bir gerçek. Üstelik yerli yatırımcı sayısının ne kadar düşük olduğu ise net şekilde karşımızda.

Şimdi yaz geldi.

Deniz mevsimi açıldı.

Hadi tatil planlarında yeni destinasyonlar ile Avrupa’nın veya diğer coğrafyaların durumuna göz atın.

Bize bizim bile faydamız yok bu topraklarda.