22 Kasım 2024
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa20°C
  • Girne21°C
  • Güzelyurt17°C
  • İskele20°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara14°C

TULGA: "GERİLİME GEREK YOK"

Anastasiadis’in ‘Türkiye’ye vize kaldırılırsa Türk vatandaşları ülkeye giremez’ açıklamasına da tepki gösteren Tulga, “Bu yanlış. İlişkilerin bir şekilde kurulup başlaması lazım” dedi..

Tulga: "Gerilime gerek yok"

09 Mayıs 2016 Pazartesi 13:00

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Başkanı Hürrem Tulga, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye vize serbestisi getirecek anlaşmayı değerlendirmesi, Türkiye’de Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden ayrılması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık ısrarının Kıbrıs’a yansımasını değerlendirdi.

Rum lider Anastasiadis’in Türkiye’ye vize serbestisinin getirilmesi durumunda ‘Türk vatandaşlarının Güney Kıbrıs’a alınmayacağı’ yönündeki açıklamalarının doğru olmadığına dikkat çeken Tulga, “Anastasiadis’in açıklamaları da doğru değil. İlişkilerin bir şekilde kurulması lazım. Dolaşım da sadece vize serbestisidir. O noktada herkes aklını da başına toplasın. İyi ilişkiler olmadan gerilim politikası doğru değil” dedi.

Türkiye’nin AB ülkelerine vize uygulamasını kaldırması ve bunun Güney Kıbrıs’ı da kapsadığı hatırlatılan Tulga, “Güney’e de vizelerin kaldırılmış olması KKTC’de bazı kesimler tarafından speküle edildi ama çok fazla kulak asan olmadı. Sonuç olarak bu durum halklar arası iletişimin artması anlamına geliyor. Dolayısıyla olumlu yanını gördüğünüz zaman geleceğe dair umutlar büyüyor” şeklinde konuştu.

Davutoğlu’nun Türkiye’de Başbakanlık görevini bırakması ve Erdoğan’ın ‘Başkanlık’ ısrarının Kıbrıs politikasında doğrudan bir etkisi olmayacağını savunan Tulga, Türkiye’nin Kıbrıs politikasının aynı şekilde devam edeceğini ifade etti.

Deniz ABİDİN

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Başkanı Hürrem Tulga, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye vize serbestisi müzakerelerini değerlendirmesi, Türkiye’de Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden ayrılması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık ısrarının Kıbrıs’a yansımasını değerlendirdi.

Tulga,AKP’nin ilk iktidara geldiği dönemi hatırlatarak, kamuoyundan çok olumlu tepkiler aldığını belirtti. Tulga, AKP’nin o yıllarda meşruiyet kazanma çabası içinde olduğunu ifade ederek, bunun karşılığını aldığını söyledi. Türkiye halkının karşısına AK Parti’nin otoriter bir yaklaşımla çıktığını anlatan Tulga, komşularıyla ilişkilerinde sorunu olmayanbir parti konumunda olduğunu kaydetti. Tulga, AK Parti’nin sağlık alanında birçok dönüşüm sağladığına dikkat çekerek, tüm bunların halka iyi yansıyan gelişmeler olduğunu belirtti.

“Komşularla sorunlar başladı”

Tulga, bir süre sonra AK Parti’nin komşularıyla ilişkilerinde sorunlar yaşadığına vurgu yaparak, şunları söyledi:

 “AK Parti Kürt sorunuyla ilgili açılımlardan söz eden bir partiydi. Daha sonraları kendi ideolojisine uygun olarak eğitimde atılım yaptı. Ancak bir süre sonra bahar rüzgârlarının yerini savaş almaya başladı.

Çatışmacı bir ortamın içine girildi. Türkiye içinde de ekonomik sorunlara ilişkin ilk zamanlar iyimser bir hava varken, eşitsizlikler çoğalmaya başladı. Hükümet olma sürecinde de eşitsizler arttı. Demokratik sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Tüm bunlar otoriterleşmeye bağlı olarak meydana geldi”

Tulga, ender rastlanan bir durum olarak, AKP’nin her seçimden oylarını artırarak çıktığını belirterek, otoriter duruşunu da giderek artırdığını kaydetti.

“Hükümeti tek elden yönetiyor”

 “Toplumda zamanla kuşkular ortaya çıktı. Seçimler yenilendi” diyen Tulga şöyle devam etti:

“Orada da Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla büyük bir zorlaması oldu. Belki risk aldı ama bu risk sonucu yeniden seçimi talep etti. O dönem savaş ortamı içinde bir seçme hadisesi yaşandı. Cumhurbaşkanlığı üzerinden Başkanlık sistemini yeni atadığı Başbakana tavsiyelerde bulunmaya başladı. Davutoğlu da istifasında bunu dile getirdi. Hükümeti tek elden yönetmeye başladı. Belli ki dayatmalarda bulundu. Bu da bir yerden sonra Davutoğlu’nun karşı çıkmasına neden oldu. Politikaları birlikte belirleyen iki kişi olarak araları açıldı. Hiç alışık olmadığımız bir şekilde Davutoğlu istifa etti”

“Başkanlık sistemine geçişteki ısrar”

Tulga, Davutoğlu’nun istifasının çok ciddi bir olay olduğunu söyleyerek, “burada görünen Başkanlık sistemine geçişteki ısrardır” dedi. Tulga, “Bunu Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın yaptığı eleştirilerden de anlıyoruz” diye konuştu. Tulga, Türkiye’de Doğu’da bir savaş yaşanmakta olduğunu hatırlatarak, terörün de artarak devam ettiğini ifade etti. Tüm bu sorunlarına artarak devam ettiğini söyleyen Tulga, siyasal istikrarsızlık olarak da bu durumun yansıdığını belirtti.

“İçte de dışta da itirazlar yaşandı”

“Siyasetteki sorunlar krizin büyümesine yol açıyor”diyen Tulga, içte de dışta da itirazların yaşanmasına yol açtığını kaydetti. Tulga, buna rağmen Başkanlık rejiminde ısrar eden bir liderin söz konusu olduğunu belirterek, “Bu gerilime kim dayanır? Türkiye dayanır mı? Orta Doğu dayanır mı, buraya nasıl yansır? Hoş olmayan bir şekilde yansıyacağından kimsenin kuşkusu olmasın” diye konuştu.  Tulga, parti içinde yaşanan tüm gelişmelerin dışarıya da yansıdığına dikkat çekerek, “gelişmeler öyle gösteriyor ki Davutoğlu’nu arayacağız” diye konuştu. Tulga, olumlu bir açılım olan dolaşımda vize serbestisinin konuşulduğu bu dönemde dramatik bir şekilde yaşananların endişe verici olduğunu belirterek, tüm bu gelişmelerin çatışmayı büyüteceğini kaydetti. Tulga, “Farklı kültürler yaşanan bir toplumu bu şekilde otoriter bir şekilde yönetirseniz durum bu olur. Çatışmacı ortamın büyümesinin sebebi budur” dedi.

“Bir rejimin otoriter olması riskleri artırır”

Tulga, Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin Kıbrıs sorununa bir etkisi olup olmayacağı konusunda ise, Kıbrıs sorunun sadece Türkiye’den ibaret olmadığını, çıkarların söz konusu olduğunu kaydetti. “Bir rejimin otoriter olması riskleri artırır” diyen Tulga “bir liderin kararına bağlı kalıyorsunuz. Bunlar hoş şeyler değil” dedi.

“Başkanlık ısrarı ile Kıbrıs arasında doğrudan ilişki görülmüyor”

Hürrem Tulga, Türkiye’de Davutoğlu’nun değişimi ve Erdoğan’ın başkanlık ısrarının Kıbrıs’a olası etkilerini de değerlendirirken, başkanlık sistemi ile Kıbrıs sorunun doğrudan bir ilişkisi olmadığını ifade etti.

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Türkiye önemli aktörlerden birisi olduğuna işaret eden Tulga, “ Bugüne kadar izlenen politikalar gözden geçirildiği zaman, Türkiye’nin daha çok savunduğu geleneksel olarak dile getirdiği politika Doğu Akdeniz’de güç olmak… Güç odaklar içerisinde rolününolmasıdır. Değişen güç dengelerine rağmen 1960- 1970 yıllarından sonra bu politikası değişmedi. Erdoğan’ın başkanlık ısrarı ile Kıbrıs sorunu arasında doğrudan bir ilişki görülmüyor. Ancak AB’ye ilişkilere bağlı olarak da Türkiye’nin Kıbrıs sorununda etkili oluyor” diye konuştu.

“AB, Türkiye için ciddi esnetmeler yaptı”

Kıbrıs sorununun AB sürecinde en önemli engellerden birisi olduğuna işaret eden Tulga şöyle devam etti:

Dolayısıyla AB ile ilişkileri özellikle Erdoğan’ın son zamanlarda yaptığı açıklamalarda görülüyor.AB’nin kendi kriterleri var. Kendi kuralları var. O çerçevede oluşan bir AB var. Aslında Türkiye için AB birtakım kurallarda da esnetmeler yaptı. Özellikle mülteci krizi ile birlikte başta Almanya olmak üzere kurallarda ciddi esnetmeler yaptı. Temel meselelerde AB’nin kuralları esnetmesine gerek yok. O birliğe girmek isteyen Türkiye’dir. Karşılıklı bir çıkar var. AB benim de kurallarım budur diyor. Bazı esnetmeler yapmasına rağmen kendi kamuoyuna AB’yi ciddi zaafiyete uğrattı.”

“Anastasiadis’in açıklamaları doğru değil”

Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in vize serbestisi sonrasında Türk vatandaşlarının Kıbrıs Cumhuriyeti’ne alınmayacağı açıklamalarına ilişkin olarak da açıklama yapan Tulga, “Anastasiadis’in açıklamaları da doğru değil. İlişkilerin bir şekilde kurulması lazım. Dolaşım da vize serbestisidir. Dolaşımla alakalıdır. O noktada herkes aklını da başına toplasın. İyi ilişkiler olmadan gerilim politikası doğur değil” dedi.

“Güney Kıbrıs’a vizelerin kaldırılması speküle edildi”

Tulga, Türkiye’nin AB ülkelerine vize uygulamasını kaldırması üzerine otomatik olarak Güney Kıbrıs’a da vizelerin kalkmış olmasının KKTC’de bazı kesimler tarafından speküle edilmek istendiğini ifade etti.

“Bu durum bazı kesimlerce speküle edilmek istendi ama çok kulak asan olmadı” diyen Tulga, “Sonuç olarak halklar arası iletişimin artması anlamına geliyor. Dolayısıyla olumlu yanını gördüğünüz zaman geleceğe dair umutlar büyüyor. O bakımdan speküle edilmiş olabilir” açıklamalarında bulundu. 

Etiketler:
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA