Toparlanıyoruz Hareketi'nin yapmış olduğu açıklama şu şekilde:

"Vicdani Ret Hakkı Üzerine

Yaklaşık beş yıla yakın bir zaman önce vicdani reddinden dolayı seferberliğe katılmayan Sn. Murat Kanatlı’nın cezaya çarptırılması sonrası bu cezanın kabul edilemez olduğunu belirtmiştik.

Geçen süre içerisinde Hareket’imizin görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı gibi, konunun gündemde tutulmasına rağmen bunca yıl gerekli yasal ilerlemelerin kaydedilmemesi üzücü olup, endişe vericidir.

Daha önce de belirtildiği gibi, vicdani ret hakkı dünyada uluslararası toplum tarafından kabul edilen, uluslararası hukuk kuralları içerisinde yerini alan ve uluslararası mahkemeler tarafından üzerine içtihat kararları üretilen temel bir insan hakkıdır.

Anayasa Mahkemesi vicdani ret hakkını ele aldığı kararında yasal boşluğa işaret etmiş ve ‘askeri hizmet yerine sivil kamu hizmeti yapılmasına olanak tanıyan bir düzenlemeye iç hukukta yer verilmesi, tamamı ile yasa koyucunun, yani yasama organının değerlendirme ve takdirindedir’ demiştir.

Geçtiğimiz yasama döneminde Meclis’in bu yönde çalışmalarına ve sonrasına kurulan mevcut hükümetin hükümet programında vicdani reddin bir hak olduğu belirtilmesine rağmen yasal düzenleme yapılmaması siyasete olan güveni zedelemektedir. Toplumumuzda en az güven duyulan kurumların siyasi partiler olması bu nedenlerden dolayı tesadüf değildir.

Sn. Kudret Özersay’ın bu konudaki geçmiş açıklamalarına rağmen son günlerde G.K.K ve savcılığın görüşlerini gerekçe göstererek “Anayasa’ya aykırılık” söylemi; ayrıca anamuhalefet partisi UBP Genel Başkanı Sn. Ersin Tatar’ın mevcut yapıda vicdani ret hakkının hayata geçirilmesinin zor olduğu söylemi ise kanaatimizce tamamen talihsizliktir.

Anayasa Mahkemes’nin bu yönde yasaya koyucuya açıkça “yasal düzenleme yapılması taktirinizdedir” tavsiye kararına rağmen, uluslararası hukuka dahil olma istemi içerisindeki ülkemizde, vicdani retçi vatandaşların yargılanıp hapse girmesini, çağdışı bulduğumuzu ve kabul etmediğimizi bir kez daha bildiririz.

Hükümeti oluşturan tüm partileri seçim öncesi verdikleri sözlere ve kendi hükümet programlarına uyarak ivedi bir şekilde, vicdani reddi bir insan hakkı olarak görüp yasal düzenleme ile gerekeni yapmalarını beklediğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."