TERS YÜZ!

Ağzı olan konuşuyor. Konuşmasın mı? Konuşsun tabii. Ama konuşurken biraz “utansın, arlansın”. Bize “balık hafızalı” denilince incinip, kırılıyoruz. Belki bu biraz fazla, ama gerçek şu ki: Çok çok çabuk unutuyoruz. UBP, 2009 yılında TEK BAŞINA iktidarda idi. 4 yıldan fazla “hükümetçilik” oynadı. Sonunda hezimete uğradı ve arenayı terk etti. Şimdi hariçten gazel okuyor. Sanki “bakir doğumla” yeniden doğmuş gibi. Sanki bu yönetimde hiç bulunmamış gibi. “Sütten çıkmış ak kaşık” misali. Eleştiriyor da eleştiriyor. Kısaca ”Türkiye’den aldığın parayı iyi dağıtamadın, sen git, ben gelip daha iyi dağıtayım” diyor. Öneri yok! Proje yok! Sadece laf var! Üstelik de lafın “salata” şekli. Bütçe konusunda yapılan eleştirileri izleyin. Elektrik ya da enerji konularındakileri, narenciye, tarım, hayvancılık konusundakileri… CTP-BG muhalefette iken, yani 2009 yılı sonrası bu eleştirileri “aynen” ve “tıpa tıp” yapmıyor muydu? Hem de “alasıyla” yapıyordu. Peki, değişen ne? Fark var mı? Gelenin gidenden farklı yapmış olduğu ne var? Münhalsiz istihdamlar devam ediyor mu? Evet. Bunlar partizanca mı? Hem de “Dik alası”. İLANSIZ ihaleler? Üffff! “Gırla”. Kıbrıs Sorunu hakkında ne düşünüyorlar? Biri “federasyon” diğerleri “konfederasyon” diye dillerine dolasalar da, sonuca bakın! “Sıfıra sıfır elde var sıfır”. İstediğiniz kadar kaldırıp kuma vurun “arkanızı”. Elinizden gelen hiçbir şey maalesef yok. Kiminiz “Urum bizi ham yapacak!” diyerek, kiminiz “Bir tıkla Avrupa’ya bağlan!” diyerek ömür tüketeceksiniz. Sonuçta 1959 yılında olduğu gibi “Hade Londra’ya gelin anlaşma imzalamaya” denmezse, tüm uğraşlarınız “fuzuli” damgasını yemekten öteye gidemeyecek. İşinize gelince “bir çakıl taşı vermeyik” diyorsunuz. İşinize gelince “bol keseden” sallıyorsunuz. Her planda vermedik yer bırakmazken, plan sonralarında “halkı kandırma turlarına” çıkarak, selamsız bandosu gibi “istedi da vermedik” teranennilerini okumaya başlıyorsunuz. Hem milliyetçi takılıyorsunuz hem lilliyetçi. Diğer refikleriniz gibi; hem “enternasyonal”, hem “liberal”, hem “sosyalist”, hem “sosyal demokrat” oluyorlar ya! Mazhar, Fuat, Özkan’ın şarkısından çıkmış gibisiniz… “Ali Desidero”. Siyasal Partilere ve siyasilere duyulan güvensizlik kamuoyu yoklamalarına da taşınmış. 10 üzerinden aldığınız not 2.69… Çok bile. Siz bizi o kadar saf mı sanıyorsunuz? “Haçana bir” derdi nenem. Öldü gitti, o da inanmadıydı size hiç. Hep ayni YALANLAR. Yok mu sizin YATSINIZ? Ne bitmez mumunuz varmış! Sadece dibinize ışık veriyorsunuz. Kendinize, ailenize ve çemberlerde bayrak sallayıcılarınıza. Toplumsal hiçbir kaygınız yok. Bir düşünsenize, en son halk için ne yaptınız? “Halk yardakçılığından” halka hizmet etmeye fırsat bulamadınız. Her giriştiğiniz işi yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Tüm iktidara gelen partiler, “namus sözü” sayılan HÜKÜMET PROGRAMLARINI açıp yeniden okumalı. Gerçeklerle yüzleşmeli. Yalanlarınızı hazmetmeli. Halk önüne çıkarken bunları hatırlamalı ve yüzünüz kızarmalı. Halk olarak “eskicilere” gereken dersi vermeye hazırlanmalıyız. Ayni insanlardan da, Ayni sözlerden da, Ayni sistemden da usanmadık mı? Ayni sistemde, ayni sözleri veren, ayni insanları seçip de FARKLI davranışlar mı bekleyeceğiz? Anahtar kelimemiz: DEĞİŞİM. Hade hazırlanın!                           [review]