23 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa17°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele17°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara8°C

TERÖRİZMİN PSİKOLOJİK BOYUTU

Psk. Asra BABAYİĞİT

22 Kasım 2015 Pazar 19:01

Terörizm kavramı, baskı ve şiddet yolu ile siyasi amaçlar güdülerek yapılan sistematik eylemlerden oluşmaktadır. Hepinizin de bildiği üzere son zamanlarda gündemimizde olan konu, ardı arkası kesilmeyen terör eylemleridir. Ben bu yazıda terörizmin psikolojik boyutunu ele almaya çalışacağım. Terör eylemlerinin yoğun olduğu bu dönemde, halkın genel olarak duygusal bir çökkünlük içinde olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Hiç şüphesiz bu olanlar travmatik bir hadise etkisi yaratarak, insanları korku ve endişe içine sokuyor. En temel ihtiyaçlarımızdan biri olan güven hissiyatımız zedelenmiş durumdadır. Örneğin, canlı bomba olayları ile birlikte kalabalık ortamlarda bulunmaktan korkar olduk. Olaylar karşısında verilen tepkiler, kişilik yapıları ve karakter özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Bir kişi mevcut durumu görmezden gelirken, bir diğeri ise travmatik etkileri en üst seviyede hissedebilir. Bu kullanılan savunma mekanizmaları ile de ilgilidir. Savaş ya da kaç. Terör psikolojisi kaybetme korkusunu da beraberinde getirdi. Yaşanan ölümlerin ardından insanlar, yakınlarını da beklenmedik bir anda kaybetme korkusu içine girebiliyorlar. Çaresizlik hissi, uyku ve iştah kaybı ile birlikte kişinin günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesini engelleyecek boyutlara ulaşabilir. Hiş şüphesiz, travmatik etkilerin hakim olduğu bir toplum terörle mücadele edemez duruma gelir. Aslında terör eylemlerinin de esas amacı budur; bizi toplum olarak çaresiz bir ruh haline sokup, yaşantımızı onlara göre şekillendirerek kısır bir döngü içine girmemiz. Terör eylemlerinin ardından tepki göstermek amaçlı toplanan kitleler, sloganların da etkisiyle şiddet içerikli ve kışkırtıcı eylemlerde bulunabilir. Bu kutuplaşmalar, toplum içinde ayrışma ve farklılaşmayı keskinleştirmektedir. Böylelikle toplum içerisinde birbirine karşı güvensiz farklı topluluklar oluşur ve ortak mücadeleden giderek uzaklaşılır. Terör’ün yarattığı sindirme hissi ile bir belirsizlik duygusu hakim olur. Yaşananlar üzerinde hiçbir kontrolümüzün olmadığını farkettiğimizde ise şok etkisi ile stresimiz kontrol edilemeyecek seviyelere dahi ulaşabilir. Ne yazık ki, geleceğe dair var olan umut ve hayallerimiz yerini kaygı ve dehşete bırakmaya başlamıştır.Teröre dolaylı yoldan maruz kalsak bile, yarattığı psikolojik etkilerle hepimiz birer terör mağduruyuz. Terör eylemlerini, uzaktan deneyimliyor olabiliriz ama yaşananlar travmatik bir şekilde bizi de etkiliyor. Herhangi bir travmaya maruz kalan kişi, ruhsal açıdan karmaşık bir sürece girer. İşte bu yüzden, toplumsal travmalarla birlikte komplike bir durumun içerisine sürükleniyoruz. Genel olarak, halkımızda bir yas havası hakim diye düşünüyorum. Bu durum depresyon, anksiyete bozukları ve iş hayatındaki aksaklıklar olarak kendini gösterebilir. Psikolojik açıdan riskleri en aza indirgeyerek kendimizi korumak istiyorsak, kendimizi yıpratmadan haber kaynaklarını bilgi amaçlı takip etmeliyiz. Müdahele edilmesi gereken durumlarda ise öfke yönetimini başararak çözüm odaklı yaklaşımlarda bulunmalıyız.  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.