30 Nisan 2024
  • Lefkoşa28°C
  • Mağusa28°C
  • Girne26°C
  • Güzelyurt26°C
  • İskele28°C
  • İstanbul16°C
  • Ankara25°C

TERMİNOLOJİ VE AİDİYET

Oshan SABIRLI

14 Temmuz 2016 Perşembe 13:14

Kıbrıs Türkleri 1571 yılından bu yana Kıbrıs adasına tutunuyor. Bu tutunma tam 445 yıldır kökleşerek, büyüyerek, çoğalarak bizleri oluşturdu.

Dini bütün olmasa, yani dini vecibelerinin çok büyük bölümünü yerine getirmese de Müslüman Kıbrıs Türk insanından bahsetsek mümkün.

Dil Türkçe.

Üstelik çoğu zaman Türkiye coğrafyasında kullanılmayan birçok sözcüğün hala Kıbrıs adasında kullanılması ile de kendimizle övünürüz çoğu zaman.

Kıbrıs adası Asurlar, Hititler, Persler, Bizanslar ve daha bir çok uygarlıktan sonra buluştu Türklerle.

Dedim ya tam 445 yıldır yani nereden baksanız yarım asırdır bu topraklarda olan bu Türkler zaman içerisinde benimsemiş ve kök salmış bu topraklara.

Osmanlı olmuşuz, İngiliz Koloni İdaresi’nde kalmışsız, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruculuğu, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti derken şimdi bir kez daha Federal Kıbrıs için kolları sıvadık.

Aidiyet duygusu içerisinde KKTCli, Kıbrıslı, Kıbrıslı Türk, Kıbrıs Türkü, Kuzey Kıbrıslı, Türk Kıbrıslı gibi kavramlar öne çıkmış.

2015 yılında KKTC halkının; kimlik, demokrasi, fırsat eşitliği, özgürlükler, milliyetçilik, dini inanç konularındaki görüş ve eğilimlerini araştıran anket çerçevesinde toplam 720 haneden 720 kişi ile görüşme yapıldı. Ülkemizde kamuoyu araştırmalarındaki başarıları ile dikkat çeken Kudret Akay’ın yaptığı o anket verileri kimlik olgusunda da önemli saptamaları ortaya koydu. Araştırmanın kimlik olgusunu değerlendirdiği bölümünde katılımcılara “Kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusu yöneltilirken, katılımcıların çoğunluğu kendilerini Kıbrıslı Türk olarak tanımladı.

Katılımcıların yüzde 46,7’si kendini Kıbrıslı Türk olarak tanımlarken, 25,9’u Kıbrıslı, yüzde 9,3’ü Türk, yüzde 7,8’i Müslüman Türk, yüzde 7,1’i Kıbrıs Türkü, yüzde 1,7’si Müslüman ve yüzde 1,6’sı da diğer olarak tanımladı.

Ne Türkiye Bayrağı, ne KKTC bayrağı ne de Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ise aidiet duygusunda kendisine yer bulamadı yaşanan bu devinimde. Bu konuda bildiğim kadarı ile bir araştırma yok ama ne Kıbrıs’ın güneyindeki ne de Türkiye’deki gibi bir bayrak sevgisine sahip değiliz bu topraklarda.

Çatışma yıllarında sandıklarda saklanan Türkiye bayrağı anıları anlatılır çoğu zaman. Oysa 1990’ların ardından KKTC ve Türkiye bayraklarına karşı da aidiyetin kaybedildiği düşüncesindeyim.

Birçoğumuzun cebinde çift kimlik var. Üç veya dört pasaportu olanların da sayısı hiç küçümsenmemeli.

Bu arada kavram çelişkisi içerisinde “yerli”, “göçmen” gibi ifadeler de var bu coğrafyada. Rumların “yerleşik” dediği birçoğunun ise 25 yılı aşkın zamandır Kıbrıs’ta olmasına, KKTC kimliği taşımasına karşın aidiyet konusunda Kıbrıs’ta olmayı özümseyemediği vatandaşlarımız da var.

İşte bu keşmekeşte neyiz biz?

Kimiz?

Bu kavramlar ne zaman normalleşebilecek bizim için?

Benim neslim bunu en sert şekilde yaşamaya devam edecek. Ama çocuklarımın kendini bilen bireyler olması temennisi ile.

İyi bir gün sizinle olsun…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.